Fit1001 logosearch icon
Vitamin Nedir? Vitamin Türleri Nelerdir?Yorum Ekle
0

Vitamin Nedir? Vitamin Türleri Nelerdir?

Vitaminler ve mineraller arasındaki farklar nelerdir? Bağışıklık sistemini güçlendiren vitaminler nelerdir? Multivitaminler nelerdir?
24 dk. da okunurFit1001 Editör02 Eyl 20210 Yorum
Vitamin Nedir? Vitamin Türleri Nelerdir?

Vitaminler, yaşamı sürdürebilmek için doğal besin kaynaklarında bulunan hücre yenilenmesine ve enerji üretimine yardımcı olan katalizör görevli en basit organik bileşenlerdir. Vücudun belli miktarlarda ihtiyacı olan vitaminler, bu miktarın sağlanamadığı durumlarda dışarıdan takviye edilmesi gerekir. Çoğu vitamin yiyeceklerden alınır çünkü insan vücudu vitaminleri yeterince üretemez. Vücudumuzun tüm işlevini yerine getirmesi için ve hastalıklarla mücadele edebilmesi için vitaminler gerekli besin öğeleridir. Vitaminler doğrudan bir enerji kaynağı değildir fakat karbonhidrat ve yağ gibi besin maddelerinden enerji üreten enzimlere yardımcı olurlar. 

Vitamin kavramı 1900’lerin başında keşfedilmiştir. Latince hayat anlamına gelen “vita” kelimesi ile bir ya da daha fazla karbon atomuna bağlı, üç değerlikli azot atomu içeren organik bileşikler anlamına gelen “amin” sözcüklerinin birleşiminden türemiştir. Vitamin sözcüğü ilk olarak Polonyalı biyokimyacı Casimir Funk tarafından 1912 yılında kullanılmıştır. 

Vitamin Türleri Nedir? 

Vitaminler suda ve yağda çözülenler olarak iki ana gruba ayrılır. Emilimleri için yağ gerekli olan vitaminler yağda çözünerek, yağ hücrelerimizde depolanır. Suda çözünen vitaminler ise vücutta depolanmaz. Bu nedenle suda çözünen vitaminlerin günlük olarak alınması gerekir. Herkes tarafından bilinen 13 vitamin çeşidi olmasına karşın yaklaşık 20 adet vitamin bulunmaktadır. Başlıca vitamin çeşitleri; yağda çözülenler A, D, E ve K vitaminleri, suda çözünenler ise C ve B grubu vitaminleridir. B12 vitamini karaciğerde depolanan tek suda çözünen vitamindir. 

1. A Vitamini (Retinoidler)

A vitamini görme yetisi, bağışıklık sistemi, büyüme, gelişme ve üreme fonksiyonları için gerekli temel bir vitamindir. Yağda çözünerek karaciğerde depolanır. 

A vitamini hayvansal ve bitkisel kaynaklarda bulunmaktadır. A vitamini içeren besinler en çok; karaciğer, böbrek, süt, yoğurt ve tereyağında bulunur. Bitkisel kaynaklarda; yeşil yapraklı sebze ve meyveler ıspanak, marul, brokoli, maydanoz, yeşil fasulye, pırasa, yeşil elma, bezelye, kuşkonmaz, kapari, havuç, kabak, kayısı, mango, patates, portakal ve mandalinada bulunur. Hayvansal kaynaklarda ise balık, kabuklu deniz canlıları, yumurta sarısı ve kümes hayvanlarında bulunur. 

A vitamini ilk tanınan vitaminlerden olup steroid grubuna dahildir. Yapı taşı izopren üniteleridir. A vitamini moleküler yapısı ise şöyledir: C20H30O

A vitamini eksikliği belirtileri başta görme ile ilgili bozukluklar, ciltte kuruluk, saç ve tırnaklarda kırılmalar, enfeksiyonlara karşı direnç azalması, halsizlik ve dudaklarda yaralar ile kendini gösterir. Özellikle hamileler ve erken doğan bebekler A vitamini eksikliği riski altındadır. A vitamini fazlalığında ise baş ağrısı, duygu durum bozuklukları, kas ve eklem ağrıları deri kuruluğu gibi hastalıklara neden olmaktadır. A vitaminin yüksek doz alınması durumunda D vitaminin kandaki değerinin azaldığı belirtilmiştir.  A vitamini günlük ihtiyaç miktarı yetişkinler için 600-1000 mcg/gün, çocuklar için ise 400-600 mcg/gün’dür.

2. D Vitamini (Kalsiferol)

Kalsiyum, magnezyum ve fosfatın bağırsaktan emilimini artıran bir grup steroid moleküle D vitamini adı verilir. D vitamini insan vücudunda da üretebilen ancak dışarıdan beslenme ve güneş ışınları ile desteklenmesi gereken bir vitamin türüdür. 

Güneş vitamini olarak da bilinen D vitamini vücutta bağışıklık sisteminde ve farklı metabolizmalarda görev alır. D vitamini faydaları; kas ve kemik dokuları başta olmak üzere, bağışıklık fonksiyonlarında etkilidir.

D vitamini içeren besinler arasında somon, ringa balığı, sardalya, istiridye, karides, yumurta, fasulye, soya ve mantarlar bulunur. D vitamininin vücutta işlenebilmesi için en önemli kaynak güneştir. D vitamini eksikliği belirtileri; sıkça hastalanma veya enfeksiyon kapma, bitkinlik, halsizlik, kemik ve sırt ağrısı, depresyon, yaraların yavaş iyileşmesi, saç dökülmesi olarak kendini gösterir. Vitamin D, vücutta depolandığından ihtiyaç doğrultusunda alınmalıdır. D vitamini fazlalığında iştahsızlık, bulantı, kusma, kabızlık, baş dönmesi, kas zayıflığı, aşırı susama, aşırı idrara çıkma, kilo kaybı ve sinirlilik gibi etkiler görülmektedir. D vitamini günlük ihtiyacı yaşa göre değişiklik gösterir. 0-30 yaş arası için 200 IU, 31-50 yaş arası için 300 IU, 51-70 yaş arası için 400 IU ve 71 yaş ve üzeri için 600 IU olarak önerilir. Çocukların güneşin dik gelmediği saatlerde açık havada gezdirilmesi durumunda, deri altındaki ön madde D vitaminine dönüşür.  

D vitaminini olgun molekül haline gelebilmesi için çok sayıda kimyasal dönüşüm geçirdiği bilinmektedir. Ara basamak moleküllerinin en bilineni D2 VE D3 adı verilen pre-vitamin veya pro-hormon olan prekürsör molekülleridir. 

3. E Vitamini ( Alfa- Tokoferol)

Antioksidan etki gösteren bir grup tokoferol denilen maddelere E vitamini denilmektedir. Yağda eriyen en önemli vitaminlerden biri olan E vitamini, vücudu hem toksik etkilere hem de serbest radikallere karşı koruyarak daha güçlü bir hücre yapısı oluşmasını sağlar.  Kötü kolesterol olarak bilinen LDL kolesterolünün oksidasyonunu önleyerek kanser ve benzeri kötü hastalıklara karşı koruyucudur. Başlıca E vitamini faydaları; kasların yapı ve fonksiyonları için gerekli olup kırmızı kan hücrelerinin oluşumuna yardımcı olur. Alzheimer gibi hastalıkların belirtilerini hafifletir. Sağlıklı saç, cilt ve tırnak yapısını da etkiler.  Kadınlarda adet döngüsünün daha düzenli olmasını sağlar. E vitamini içeren besinler hem hayvansal gıdalarda hem de bitkisel kaynaklı gıdalarda bulunur. Başlıca kaynağı ise Hindistan cevizi yağı, zeytinyağı gibi bitkisel kaynaklı yağlardır. Ayrıca kuruyemiş, avokado, ıspanak, tam tahıllar, yeşil yapraklı sebzeler, kabak, taze fasulye, lahana, marul, balık ve balık yağı, domates, patates gibi besinlerde yeterli miktarda bulunur. 

E vitamini eksikliği belirtileri, hücreler kolaylıkla yenilenmediği için yıkım artarak vücudun yaşlanması olarak kendini gösterir. Ayrıca E vitamini eksikliğinde hafıza etkilenerek unutkanlık oluşabilir. Riskli kalp damar rahatsızlıkları, saçlarda incelmeler ve kuru bir cilt oluşmasına neden olur. Yapılan araştırmalara göre E vitamini fazlalığında ise; bulantı, baş ağrısı, ishal, mide ağrıları ve bitkinlik görülmektedir.  Bu belirtiler ışığında erkenden teşhis edilebilir ve medikal yardım alınabilirse, ileride oluşabilecek iç kanama gibi ciddi rahatsızlıkların önüne geçilebilir. E vitamininin günlük ihtiyaç miktarı çocuklar için (9-13 yaş) 11 mg iken yetişkinler için 15 mg’dır. 

4. K Vitamini 

K vitamini biyolojik etkinlik gösteren poliquinon türevleri olarak tanımlanır. Yeşil bitkilerden elde edilen filloquinon (vit K1), balıktan elde edilen menaquinon-6 (vit K2) ve yapay şekli menadion (vit K3) olarak isimlendirilir. Temel görevi pıhtılaşmada görevli protrombin üretimine yardımcı olmaktır. K vitamininin başlıca faydaları; kemik ve diş sağlığını korur, hafızayı güçlendirir, karaciğer ve prostat kanseri hastalıklarından koruma sağlaması olarak sıralanabilir. K vitamini günlük olarak tüketilen pek çok besinde bulunmaktadır.  K vitamini içeren besinlerin başında; kekik, fesleğen, adaçayı, taze soğan, ıspanak, kara lahana, brüksel lahanası, brokoli, kuşkonmaz, maydanoz, pul biber, dut, ahududu, kaju, incir, armut gelir. K vitamini eksikliğinde ilk olarak kanamalar görülür. Kanamalar sadece yara ve kesilmiş bölgelerde değil, tırnak iç kısımlarında kan pıhtıları, vücudun içinde mukoza zarlarında görülebilen kanama ya da yeni doğanlarda hayatı tehdit eden beyin kanamaları olarak kendini gösterebilir.

Ayrıca kolayca çürüyen yaralar ve yeni doğanlarda cilt, burun, mide, bağırsak ve diğer bölgelerde kanamaların sebebi de K vitamini eksikliğinden kaynaklanır.  K vitaminin fazlalığında ise hiperbiluribinemi adı verilen yeni doğan sarılığı görülür. Ayrıca K vitamini fazlalığı kanın pıhtılaşmasına, damar tıkanıklığına ve karaciğer fonksiyonlarında bozulmalara neden olur. Yüzde ateş basması, kaşıntı, kızarma, terleme ve göğüs sıkışması gibi şikayetler görülür. K vitamini günlük ihtiyaç miktarı yetişkinler için 65-80 mcg, çocuklar içinse 15-20 mcg’dır.
 

5. C Vitamini (Askorbik Asit)

Askorbik asit ve askorbat olarak da bilinen C vitamini çeşitli gıdalarda bulunan, doku onarımı ve bazı nörotransmitterlerin enzimatik üretiminde rol oynayan temel bir besindir. 

Suda eriyen vitaminler grubunda yer alan C vitamini, hava ile temas ettiğinde okside olur. Vücutta birçok enzimatik tepkimede görev alan C vitamininin başlıca faydaları bağ dokularını bir arada tutması, bağışıklık sistemini güçlendirmesi, demir ve folik asidin kana geçmesinin kolaylaştırması ve antioksidan görevi olarak sıralanabilir. Kolajen üretiminde görev alan C vitamini, sağlıklı ve canlı bir cildin yapıtaşıdır. C vitamini içeren besinler; portakal, limon, mandalina, greyfurt gibi turunçgiller, kivi, kavun, çilek, yaban mersini gibi meyveler ve kırmızı lahana, maydanoz, yeşil ve kırmızı biber, brokoli, ıspanak, roka, tere, bezelye gibi sebzelerdir. 

C vitamini vücut için çok önemli bir vitamindir ve eksikliğinde birçok ciddi hastalık görülür. C vitamini eksikliğinde başlıca görülen problemler; diş etlerinde kanama, dişlerde anormallikler, isteksizlik, yorgunluk, eklem ağrıları, skorbüt hastalığı, çok sık enfeksiyona yakalanma ve ateşli hastalıklardır. C vitamini fazla alındığı takdirde çoğunlukla idrarla birlikte atılır ancak aşırı alımlarda böbreklerde taş oluşumuna, ishale ve alerjik deri reaksiyonlarına neden olabilir. Hızlı büyüme dönemi, gebelik-emzirme dönemi, ateşli hastalıklar sürecinde C vitamini gereksinimi artmasına rağmen günlük ihtiyaç miktarı yetişkinler için 75-90 mg aralığında çocuklar için ise 100mg’dır. 

6. B1 Vitamini (Tiamin)

Suda eriyen vitaminlerdendir. Tiamin ilk bulunan B vitamini olduğu için B1 vitamini olarak isimlendirilmiştir. Tiaminden zengin besinler; soya fasulyesi, ayçiçeği çekirdeği, yer fıstığıdır. Tam tahıllar ve kuruyemişler de iyi birer tiamin kaynağıdır. Tiamin alkole, sülfata ve kahve ve siyah çayda bulunan tanene çok duyarlıdır. Bu bileşikler, tiamini parçalayıp etkisiz hale getirir. Tiamin ayrıca çiğ balık ve kabuklu deniz ürünlerinde bulunan bir faktöre de duyarlıdır. 

B1 vitamini eksiliğinde; yorgunluk, depresyon, ayakta karıncalanma ve uyuşma ve kabızlık gelişir. B1 vitamini fazlalığı genellikle zehirlenmeye sebep olmaz. Ancak çok yüksek dozlarda alınırsa hissizlik, yürüyememe, uykusuzluk ve baş ağrısı belirtileri görülür. B1 vitamininin erkekler için tavsiye edilen günlük miktarı 1.2 miligramdır. Kadınlar için belirlenmiş olan günlük miktar ise 1.1 miligramdır. 

7. B2 Vitamini (Riboflavin) 

Riboflavin adıyla da bilinen B2 vitamini suda eriyebilen bir vitamin türüdür. B2 vitamini vücutta depolanmadığı için günlük olarak tüketilen besinlerden alınmalıdır. Vücudun enerji üretimi ve sinir sisteminin sağlıklı çalışabilmesi için gerekli bir vitamindir. B2 vitamini büyüme ve gelişmede önemli bir rol oynamakta, yaşlanma sürecini azaltmakta ve kanser riskine karşı koruma sağlamaktadır. Ayrıca astım ve bronşit hastalığı için de fayda sağlayan bir vitamindir. Antikor ve kırmızı kan hücre üretimi için de B2 vitamini alınmalıdır. Tiroid, baş ağrısı, katarakt, egzama, dermatit, romatoid artrit gibi birçok hastalığın önlenmesinde etkili bir vitamindir.

B2 vitamini eksikliğinde; protein, yağ ve karbonhidrat emiliminde sorunlar oluşur, sindirim problemleri yaşanır, saç renginde matlık oluşabilir, ağız ve dilde yaralar oluşabilir. Ayrıca unutkanlığa ve depresyona etkisi vardır. B2 vitamini fazlalığı çok nadir görülen bir sorundur. Ne kadarının “çok fazla” olduğunun tespit edilebilmesi için yeterli miktarda vaka yoktur. Bu nedenle, diğer birçok vitamin için “günlük olarak alınabilecek üst sınır” belirlenmiş olmasına rağmen, B2 vitamini için belirlenmemiştir. B2 vitaminin kullanımı yetişkinlerde 1 mg – 2 mg arasında değişmektedir. Gebelik ve emzirme durumlarında B2 vitamini ihtiyacı 15 mg’a kadar çıkabilir.

8. B3 Vitamini (Niasin)

B3 vitamini (niasin),vücudunuzun her bölümünün düzgün çalışması için ihtiyaç duyduğumuz önemli bir besindir. Özellikle iyi kolesterol (HDL) düzeyini arttırdığı ve kötü kolesterolü düşürdüğüne dair çalışmalar mevcuttur. Ayrıca kalp krizi geçirmiş kişilerde ikinci krizi önlemeye yardımcı olmaktadır. Ek olara ateroskleroz ve damar sertleşmesi riskini de azaltmaktadır.

B3 vitamini eksikliği çok sık görülmese de zaman zaman gerçekleşebilir. Et tüketimi az olan kişilerde daha fazla olabilir. Niasin eksikliğinde görülen hastalıklar; ishal, yorgunluk, depresyon, kafa karışıklığı, baş ağrısıdır.

B3 vitamini fazlalığında ise kan şekeri ve ürik asit düzeyleri yükselir, diyabet ve gut hastalığı ağırlaşır. B3 vitamini et, sakatat, bazı balıklar, çekirdekler, tohumlar, mantar gibi birçok gıdada bulunur. B3 vitamini günlük alım miktarı 4 yaş ve üzeri sağlıklı bireyler için günlük 16 mg olarak önerilmektedir.

9. B5 Vitamini (Pantotenik asit) 

B5 vitamini vücutta yeni protein ve koenzim gibi yapıların metabolik işlemlerine katılmanın yanı sıra, enerji üretimi için de gereklidir. Kırmızı kan hücreleri aracılığıyla vücudun farklı bölgelerine taşınan B5 vitamini, besinlerin farklı dokularda enerji üretmesi sürecine katkıda bulunur. B5 vitaminin bulunduğu besinler; tavuk, dana eti , böbrek, ciğer, yumurta, mantar, avokadodur.  Pantotenik asit olarak da bilinen B5 vitamini, birçok farklı besinin yapısında bulunması nedeniyle vücutta eksikliği nadir olarak görülen bir vitamin çeşididir. B5 vitamini eksikliği genellikle el-ayak uyuşması, baş ağrısı ve iştahsızlık şeklinde belirti gösterir. B5 vitamini fazlalığı ishal ve diş hassasiyeti yapabilir. Sağlıklı bireylerde günlük 6-10 mg alınması yeterlidir. 

10. B12 Vitamini (Kobalamin)

Suda çözünebilen bir vitamin olan B12 vücutta az miktarda da olsa depolanabilir. İçeriğindeki kobalt minerali nedeniyle kobalamin olarak da bilinen vitamin, sağlıklı bir insanın karaciğerinde yaklaşık 2 mg ve diğer vücut bölgelerinde 2 miligram olmak üzere toplamda 4 mg kadar depolanır. 

B12 vitamini kandaki kırmızı hücrelerin üretimi, DNA sentezi, sinir hücrelerinin elektriksel sinyal iletimi, çinko ve magnezyum gibi minerallerin fonksiyonlarında etkilidir. B12 eksikliği kansızlığa neden olabilir. Pernisiyöz anemi olarak tanımlanan kansızlığa bağlı olarak çarpıntı, efor kapasitesinde azalma, çabuk yorulma ve halsizlik, konsantrasyon bozuklukları ve göz kararması gelişebilir. 

B12 fazlalığında karaciğer ve böbrek yetmezliği gelişebilir. Özellikle kan kanserlerinde B12 vitamini fazlalığı görülebilir. B12 fazlalığında ayrıca panik atak, stres, gerginlik, uykusuzluk, karın ağrısı, bulantı, ishal gibi şikayetler gözlemlenir. B12 vücutta depolanmadığı için günlük olarak tüketilmesi gerekir. Günlük tüketilmesi gereken B12 miktarı 2.4 mcg’dır. 

Yağda Çözünen Vitaminler Nelerdir? 

Yağda eriyen vitaminler; A, D, E ve K vitaminleridir. Hücrelerin yağ dokusunda yer alan bu dört vitaminin vücutta kalış süresi uzundur. Suda çözünen vitaminlere kıyasla fazlası idrarla atılmadığından vücutta eksikliklerine az rastlanır. A, D, E, K vitaminleri yağ dokusunda birikerek bağırsaklardan dolaşımla emilirler.

Suda Çözünen Vitaminler Nelerdir?

Suda eriyen vitaminler: B1, B2, B3, B12 ve C vitaminleridir. Vücutta depo edilemeyen B ve C grubu vitaminleri, kısa sürede vücuttan atıldığından eksikliği hemen fark edilir. Suda çözünen B ve C grubu vitaminleri her gün alınması gerekmektedir. 

Vitamin İçeren Besinler Nelerdir?

Sağlıklı bir hayat için vitamin değeri yönünden zengin olan besinleri tüketmek çok önemlidir. Günlük hayatımızda farkında olmadan tükettiğimiz çoğu besin vitamin yönünden oldukça yüksektir. Bu besinleri ihtiyaca uygun, belirli bir miktarda ve seçerek tüketmekte ise fayda vardır.

Vitamin içeren besinler şunlardır; 

-Kırmızı et ve karaciğer, dalak, yürek, beyin gibi sakatatlar,

-Deniz ürünleri; balık, ton balığı, havyar, yosun, ıstakoz, karides

-Kümes hayvanlarının etleri; tavuk, hindi, ördek, kaz

-Süt ürünleri ve yumurta gibi hayvansal besinler,

-Narenciye meyveler; portakal, mandalina, greyfurt, limon,

-Tropik meyveler; mango, avokado, ananas, kivi, 

-Kırmızı renkteki meyveler; nar, böğürtlen, yaban mersini, kızılcık, çilek, kiraz, vişne,

-Yeşillikler; maydanoz, roka, tere, marul, nane, ıspanak

-Yeşil yaprağı olan sebzeler; pırasa, soğan, sarımsak, brokoli, lahana, karnabahar,

-Tahıllar; buğday, pirinç, yulaf ezmesi, burdur, mısır,

-Kuru baklagiller; barbunya, kuru fasulye, bakla, mercimek 

-Sağlıklı yağlar içeren tohumlar; ayçiçeği çekirdeği, kabak çekirdeği, fındık, fıstık, ceviz, 

-Çeşitli yağlar; zeytinyağı, avokado yağı, Hindistan cevizi yağı, susam yağı, fındık yağı, çörek otu yağı .

Vitaminlerin Görevleri Nelerdir? 

Vitaminler vücudumuz için oksijen ve su kadar gereklidir. Bedeni sağlıklı ve işlevsel tutarak hastalıklarla savaşmada yardımcı, bağışıklığı artıran besinlerdir. Her bir vitaminin eksikliğinde vücut negatif olarak etkilenir. Vitaminlerin görevleri şunlardır; 

-Hastalıklarla mücadelede etkilidir. Vücudun savaşmasında rol oynar.

-Hücre zarı ve DNA gibi yapısal alanlarla oluşabilecek herhangi bir zarardan korunmada etkilidir.

-Vücuda bağışıklık kazandırır. 

-İlaçların vücutta yarattığı tahribatın engellenmesinde ya da azaltılmasında etkilidir.

-Besinlerin mide ve bağırsakta emilimine destek olur. 

-Kemikleri güçlendirir ve eklem sağlığı için önemlidir. 

-Kaslarda oluşan krampların giderilmesinde yardımcıdır. 

-Kandaki yağ oranını dengeler. Damarları güçlendirir. 

-Kalp damar hastalıklarına ve kolesterole iyi gelir. 

-Yaraların çabuk iyileşmesini sağlar. 

-Depresyon, anksiyete, bipolar bozukluklar başta olmak üzere çeşitli psikolojik rahatsızlıkların tedavisinde takviye olarak kullanılır. 

-Kadınlarda sıklıkla görülen Polikistik Over Sendromu tedavisinde kullanılır. 

-Üreme sorunlarının tedavisinde kullanılır. 

-Gebelik öncesinde, sırasında ve sonrasında anne ve bebek sağlığı için kullanılır. 

En İyi Vitamin Firmaları Nelerdir?

Tıpkı ilaçlar gibi, destek ürünlerinin kullanımı da kişiden kişiye değişebileceği ve farklı sonuçlar verebileceği için, herhangi bir gıda takviyesi seçimi yapmadan önce mutlaka uzman görüşü almanın şart olduğu unutulmamalıdır.

Supradyn Energy Fast Action- 13 vitamin, 9 mineral ve koenzim Q10 içeriği ile zorlu yaşam koşullarında bireylere destek olmayı vaad eden bu ürün hızlı emilme özelliğine sahip. 

Pharmaton Kapsül- Ginseng G115 içeriği ile öne çıkan Pharmaton, zihinsel olarak odaklanmaya yardımcı olmakta iddialı. Pharmaton Kapsül aynı zamanda daha yüksek fiziksel performans ve üretkenlikte artış da vadediyor.

Pharmaton 50 Plus- Vücudun ihtiyaç duyduğu vitamin ve minerallerin yanı sıra Omega-3 de içeren Pharmaton 50 Plus, 50 yaş ve üzerindeki kişilerin kalp ve beyin performansına ve günlük enerji ihtiyacına göre tasarlanmış.

Nutriway Daily- Nutriway’i öne çıkaran en önemli özellik yapay tatlandırıcı, renklendirici ya da aroma verici içermemesi.

Solgar VM 2000- B grubu vitaminlerden çinkoya; kalsiyumdan potasyuma kadar pek çok ihtiyaca cevap verebilme potansiyeline sahip multivitamin kapsülleri içeriyor. 

Herbalife Formül 2- Formül 2 Vitamin ve Mineral Kompleks adıyla piyasada yer eden bu ürünün özelliği kadınlar için satışa sunulmuş olması. İçeriğinde bir kadının günlük vitamin ihtiyacına cevap veren bileşenler bulunan tablet, öğünlerle birlikte günde 2 adete kadar tüketilebiliyor.

Redoxon 3’lü Etki- İçerisinde bulunan C ve D vitaminleri ile çinko takviyesi, bağışıklık sisteminin normal fonksiyonunu sağlamaya yardımcı oluyor.

Vitamin Eksikliği Nasıl Anlaşılır?

Beden ve ruh sağlığının korunması için vitaminlerin doğru bir şekilde ve uygun dozlarda alınması önem taşıyor. Vücuttaki tüm organ ve sistemleri etkileyen vitaminlerin yetersiz alımı farklı belirtilerle kendini gösterebiliyor.

Vitamin eksikliği belirtileri aşağıda listelenmiştir;

-Görme problemleri

-Uzun süreli yorgunluk

-Dil ve deride çatlaklar 

-Kansızlık

-Zihinsel yorgunluk 

-Ciltte kolayca oluşan çürük ve morarmalar

-Kemik ağrıları

-Kas kaybı

-Aşırı kanamalar

-Cansız tırnak ve saçlar 

Vücudun genel sağlık durumunu belirlemede en önemli tanı aracı olan tam kan sayım testi, (hemogram)  vitamin eksikliğine bağlı hastalıkların da belirmesinde yardımcı olur.

B12 ve folat ;makrositik aneminin nedenini teşhis etmek için başlıca tercih edilen testlerdendir. Tam Kan Sayımı Testi sırasında büyük RBC(eritrosit), azalmış hemoglobin konsantrasyonu saptanırsa, ek olarak bu testler istenebilir.

5-OH-Vitamin D ve Hidroksi-Vitamin D olarak da bilinen 25-Hidroksi D Vitamini testi, D vitaminin vücuttaki miktarını ölçmenin en kesin yöntemi olup, kan testiyle yapılır. Vücudun sağlığı için çok önemli olan D vitaminin kanda çok fazla veya az olup olmadığını tespit eder.

Büyük kırmızı kan hücrelerine (RBC) rastlandığında; anemi ya da nöropatinin semptomları görüldüğünde; B12 veya folat eksikliği tedavisi yapılacağı zaman bu test istenir. Kolunuzdaki bir damardan (venden) alınan kan numunesinde çalışılır. Kanınız alınmadan önce 6-8 saat aç kalmanız istenebilir.

MEDICANA BURSA İç hastalıkları uzmanı Serdal Baysal da konuya ilişkin: ”Vitamin eksikliklerinin sebep olduğu sağlık problemleriyle karşılaşmamak için düzenli beslenerek, vücut için gerekli vitaminleri almaya özen gösterilmelidir. Ayrıca vitamin eksiklikleri sebebiyle oluşacak daha büyük sorunları engellemek adına düzenli kan tetkikleri yaptırmak ve eksiklik tespit edildiği durumlarda tedavi olmak için hastanelerin ilgili bölümlerine başvurmak gerekir.” Diyerek, ertelenmeden iç hastalıkları bölümüne gidilmesi gerektiğinin altını çiziyor.

Vitamin Eksikliği Nedenleri Nedir? 

Vitamin eksikliğinin başlıca nedeni sağlıksız yaşam tarzıdır fakat kronik ve genetik hastalıklarda vücutta vitamin eksikliğine yol açabilmektedir. Vitamin eksikliğinin nedenleri şunlardır;

-Yeterli ve sağlıklı beslenememe

-Egzersiz alışkanlığının olmaması 

-Karaciğer yetmezliği

-Kronik böbrek yetmezliği 

-Genetik hastalıklar

Hidroksi Vitamin D nedir? 

Hidroksi vitamini, kalsiyumun emilmesi için önemli bir bileşendir. İnsanın bütün hayatı boyunca kuvvetli kemiklere sahip olabilmesi için buna gerek vardır. Kemiğin temel yapı taşlarından birisi olan kalsiyumun emilmesi adına D vitaminine ihtiyaç vardır. Kasların çalışması, sinir sisteminin ve bağışıklığın devam edebilmesi adına önemli görevleri bulunur.

Güneşin ışınları bireyin tenine temas ettiği anda, insan bedeni D vitamini üretir. D vitaminin üretilmesi için diğer yardımcı besinler; yumurta, balık ve süt şeklindedir. 25-hidroksi D vitamin testi ile vücuttaki D vitamini ölçülebilir. OH-Vitamin D ve Hidroksi-Vitamin D olarak da bilinen 25-Hidroksi D Vitamini testi, D vitaminin vücuttaki miktarını ölçmenin en kesin yöntemi olup, kan testiyle yapılır. Vücudun sağlığı için çok önemli olan D vitaminin kanda çok fazla veya az olup olmadığını tespit eder. Normal olması gereken seviye ise 50 nmol / L (20 ng / mL) ile 125 nmol / L (50 ng / mL) arasındadır. 

Vitamin Molekül Özellikleri Nelerdir?

Vitaminler doğal olarak besinler içerisinde yer alan, büyük çoğunluğu ile dış kaynaklı, büyüme, çoğalma ve sağlığın devamı için gerekli az miktarları ile etki yapan organik bileşiklerdir. Vitaminler yapı taşı veya enerji kaynağı olarak kullanılmazlar. Genellikle ısıya dayanıklı maddelerdir. Parenteral yoldan veya sindirim kanalı ile vücuda dahil olabilirler. 

Karaciğerde Depolanan Vitaminler Hangileridir?

Karaciğerde depolanan vitaminler; A, D ve K vitaminleridir. E vitamini ise vücudun yağ dokularında depolanır.
 

Vücutta Depolanmayan Vitaminler Nelerdir?

Yağda eriyen vitaminler (A, D, E, K), yağlarla beraber safra tuzlarıyla oluşturdukları miseller halinde emilirler. Yağların emilebilirliklerini artıran koşullar yağda eriyen vitaminlerin emilebilirliklerini de arttırır. Suda eriyen vitaminlerin ise (B ve C) yağlarla veya bunların emilebilirlikleriyle bir ilişkisi yoktur. Yağda eriyen vitaminler hiç bir zaman dışarı atılmaz; ancak vücutta depolanırlar. Suda eriyenler ise, hiç bir zaman vücutta depolanmazlar ve idrarla dışarı atılırlar. Bu nedenle, sadece günlük olarak alınmaları gerekir. Suda eriyen B12 Vitamini ise bu grupta istisna olarak yer almaktadır. Vücutta depolanan tek B grubu vitamini B12 vitaminidir. 

Vitamin Sözcüğünün Kökeni Nedir? 

Vücudumuz için mutlaka gerekli olan ve vücudumuzdaki katalizör görevli en basit organik maddelerdir. Vitaminler besinlerimizde bulunmadığı zaman, metabolizmada bozukluklara yol açabilirler. Vitamin sözcüğü 1912 yılında ilk defa Polonyalı biyokimyacı Casimir Funk tarafından kullanılmıştır. Vita, Latince hayat demektir. Amin eki ise amonyaktaki bir veya daha fazla hidrojen atomunun organik radikaller ile değiştirilmesi yöntemiyle türetilmiş organik bileşikler anlamına gelir. 

Hangi Vitamin Eksikliği El Titremesi Yapar?

B12 vitamini vücutta kırmızı kan hücrelerinin üretilmesinde ve sinir sisteminin gelişim ve yenilenmesinde büyük bir role sahiptir. Eksikliğinde kansızlık ve birçok nörolojik problem görülür. B12 vitamininin vücutta eksik olması durumunda el titremesine yayın olarak sebep olur. 

Günlük Vitamin ihtiyacı Nedir? 

Vitaminler düzenleyici olarak çalışan, koenzim veya bir enzimin ortağı olarak görev yapan kompleks kimyasal maddelerdir. Vücudun vitamin gereksinimi, vitaminin çeşidine, yaşa ve cinsiyete bağlı olarak değişmektedir. Sağlık bakanlığı verilerine göre;

A vitamini: İhtiyaç yetişkin erkek için 1000 mcg, kadın için 800 mcg ‘dır. 

D vitamini: çocuk, genç ve yetişkin bireylerin günlük ihtiyacı 10 mcg’dır. 

E vitamini: Günlük ihtiyaç yetişkin erkeklerde 10 mg, kadınlarda 8 mg ve çocuklar- da 3-10 mg arasında değişmektedir. 

K vitamini: Günlük ihtiyaç yetişkin erkekler için 80 mcg, kadınlar için 65 mcg, be- bekler için 5-10 mcg, çocuklar için 15-20 mcg’ dir. 

B1 vitamini: Her 1000 kalori için kişinin 0.4 mg alması uygundur. 

B2 vitamini: Her 1000 kalori için kişinin 0.6 mg alması uygundur

B3 vitamini: Her 1000 kalori için kişinin 6,6 mg alması uygundur.

B5 vitamini: Günlük B5 vitamini ihtiyacı 4-7 mg kadardır.

B12 vitamini: İnsanlar vitamin B12 ihtiyacını hayvansal besinlerden sağlar. Günlük ihtiyaç 2 mcg ‘dır. Gebelik ve emziklilikte ihtiyaç 2.6 mcg’dır.

C vitamini: Günlük vitamin ihtiyacı ortalama 75-90 mg’dır. Çocukluk çağında yani hızlı büyüme döneminde, gebelikte ve emziklilikte, ateşli hastalık döne- minde ihtiyaç artar. 

Vücudunuzun İhtiyacı Olan 13 Vitamin Nedir?

Vitaminler vücudunuzun büyümesine ve olması gerektiği gibi çalışmasına yardımcı olur. 13 temel vitamin vardır - A, C, D, E, K vitaminleri ve B vitaminleri (tiamin, riboflavin, niasin, pantotenik asit, biotin, B 6 , B 12 ve folat)

A vitamini; görme, büyüme, üreme, embriyo gelişmesi, kan yapımı, bağışıklık sistemi ve doku hücresi farklılaşmasında gerekli bir vitamindir.

D vitamini: Yağda eriyen bir vitamindir. Emilimi için yağ ve safraya ihtiyaç vardır. Balık yağı ve güneş ışığında bulunan D vitamini eksikliğinde raşitizm görülür. Raşitizmde kemik ve dişlerde bozukluk ve eğrilik görülür. E vitamini, vücudun günlük fonksiyonlarının yerine getirilebilmesi için gerekli olan ve tokoferol olarak da adlandırılan temel vitamin türlerinden bir tanesidir. Tıpkı A, D ve K vitaminleri gibi E vitamini de yağda çözünür ve karaciğerde bir miktar depolanabilir.

E Vitamini

Kırmızı kan hücrelerinin üretilmesine ve vücutta K vitamininin kullanılmasına yardımcı olur

K vitamini: Yağda eriyen bir vitamindir. K vitamininin başlıca görevi kan akışkanlığını kontrol etmektir. K vitamini kanın pıhtılaşmasında önemli bir rol oynar, kalp rahatsızlığı riskini azaltmaya yardımcı olur, kemik sağlığını destekler. 

B1 Vitamini (Tiyamin)

Karbonhidratların enerjiye çevrilmesinde görev alır, ayrıca kalbin işleyişini ve sinir hücrelerini düzenlemeye yardımcı olur..

B2 Vitamini (Riboflavin)

Kırmızı kan hücrelerinin üretimini teşvik eder, diğer B vitaminlerinin işlenmesine yardımcı olur.

B3 Vitamini (Niyasin)

Cildi ve sinirleri korur, kolesterolü düşürür.

B5 Vitamini (Pantotenik Asit)

Hormonları ve kolesterolü üretir, gıdaları metabolize eder.

B6 Vitamini (Prioksidin)

Kırmızı kan hücrelerinin üretilmesine yardım eder, beyin fonksiyonlarını korur, proteinlere aracılık ederler. Ne kadar çok protein alırsan vücut o kadar B6 vitaminine ihtiyaç duyar.

B7 Vitamini (Biyotin)

Protein ve karbonhidratları parçalar, kolesterol ve hormonların üretilmesine yardımcı olur.

B12 Vitamini

Genel metabolizma için çok önemlidir, sinir sistemini korur ve kırmızı kan hücrelerini oluşturur.

C Vitamini (Askorbik Asit)

Diş ve diş etlerini destekler, antioksidan görevi görür, demirin emilimini kolaylaştırır ve yaraların iyileşmesine yardımcı olur.

Folik Asit

DNA üretimi için gerekli olan kırmızı kan hücrelerini üretmek için B12 ile beraber çalışır

Multivitaminler Nedir?

Multivitaminler vücudun beslenmesini sağlamaya yardımcı takviyelerdir. Besinsel olarak eksik bir beslenmeyi güçlendirebilirler veya belli vitamin eksiklikleri olan kişilere ekstra besin sağlayabilirler. Multivitaminlerin yararları büyük ölçüde hangi tür vitaminin alındığına bağlıdır. Her yaş için, sadece erkekler ya da sadece kadınlar için, hatta bebek bekleyen anneler için multivitamin formülleri vardır. Doğru multivitamini seçmek kişisel vitamin alımına bağlı olabilir, bu da beslenmeye bağlıdır. Sağlıklı, dengeli beslenen kişiler için multivitamin gereksiz olabilir.

Hangi Vitamin Hangi Hormonun Üretiminde Kullanılır?

Vitaminlerin bir çoğu ko-enzim görevi gördükleri için, hormonlara ve enzimlere benzerler. Hormonlar insan ve hayvan vücudunun belirli organlarındaki iç salgı bezleri tarafından yapılan ve doğrudan doğruya kan dolaşımına verilen maddelerdir.

Vitaminler de organizma için gerekli olan fakat genellikle organizmada yapılmayan gıdalarla dışarıdan alınması gerekli maddeler olarak kabul ediliyorlardı. Ancak bazı vitaminlerin de organizma tarafından sentez edilmesi gerçeği ortaya çıkınca vitaminlerle hormanlar arasında çok kesin bir farkın olmadığı ortaya konmuştur. Örneğin vitamin C ve nikotin asit amid bir kısım hayvanların organizmasında metabolizma olayları sırasında sentez edildiğinden bu iki vitamin, o hayvanlarda hormon olarak kabül edilebilirler. 

Vitaminlerle enzimler arasında da sıkı bir ilişki mevcuttur. Enzimlerin bazıları apoenzim ve ko-enzim olmak üzere iki kısımdan kurulurlar. Birçok ko- enzim, özellikle biyolojik oksidasyonlarla ilgili olanlar, yapılarında B-kompleksine sahip vitaminleri bulundururlar. Örneğin, karboksilaz enziminin ko-enzimi iki molekül fosforik asit ile birleşmiş vitamin B2‘dir.

Bağışıklık Sistemini Güçlendiren Vitamin ve Mineraller Nelerdir?

Tüm vitamin ve minerallerin yeterli miktarda tüketimi, sağlıklı bir yaşam sürmek için olmazsa olmazdır. Ancak konu bağışıklık sistemi olduğunda bazı vitamin ve mineraller biraz daha öne çıkar.

Bunlar:
·    C vitamini: Antioksidan etkisiyle birlikte bağışıklık sistemi için en önemli vitaminlerden biridir. Suda çözünen vitamindir ve depolanmaz. Günlük yeterli miktarda almanız gereklidir. Genelde portakal, limon gibi meyvelerde bolca olduğu bilinir ve doğrudur. Ama C vitaminin tek kaynağı bu meyveler değildir. Ispanak, lahana gibi yapraklı sebzelerde ve çilek gibi bazı meyvelerde de bolca bulunur.
·    E vitamini: Oldukça güçlü antioksidan etkisi vardır. Enfeksiyonlara karşı direnç sağlar. Badem, fındık, ceviz, ay çekirdeği gibi kuruyemişlerde bol bulunur. Bunun yanı sıra brokoli, ıspanak gibi sebzeler de E vitamininden zengindir.
·    A vitamini: Karotenoid adı verilen pigmentin bulunduğu havuç, bal kabağı gibi bitkilerde bulunur. Vücuda alınan karotenoidler antioksidan etkisi olan Vitamin A'ya dönüştürülür. 
·    D vitamini: Kırmızı et, balık, süt ve süt ürünleri, tahıllar D vitamini için iyi kaynaklardır. Besinlerle dışarıdan alınabileceği gibi güneş ışığı etkisiyle insan vücudunda da sentezlenebilir. D vitamininin besin yoluyla emilimi yeterince etkili olmayabilir. Bu yüzden vücutta üretim önem kazanmaktadır. Güneş ışığından yeterince faydalanamayan, D vitamini üretme kapasitesi düşük kişilerde takviye gündeme gelebilir. Özellikle büyüme ve gelişme için çok önemli bir vitamin olduğundan büyüme çağındaki çocukların yeterince D vitamini alıyor olması gerekir.
·    Folik asit: Taneli tahıllar ve yeşil yapraklı sebzeler folik asitten zengindir.  Bu gıdaları çok tüketmiyorsanız folik asitle zenginleştirilmiş pirinç, makarna gibi besinler alınabilir.
·    Demir: Hemoglobinin de yapısında bulunan demir, vücutta oksijen taşınmasını sağlar. Tavuk, hindi eti, kırmızı et gibi hayvansal kaynaklarda çok bulunur. Brokoli. fasulye gibi sebzelerde de bulunur.
·    Selenyum: Özellikle bağışıklık sisteminin aşırı aktif olmasını engeller.  Sarımsak, sardalya, ton balığı selenyumdan zengindir.
·    Çinko: İnflamasyonu sınırlandırıcı özelliği vardır. Kırmızı et, mantar, kabak çekirdeği gibi çeşitli besinlerde bulunur.

Kilo Vermeye Yardımcı Olan Vitaminler Nelerdir? 

B vitaminleri
Bu vitaminler tamamen işleyen bir  metabolizma  için gereklidir . B vitaminlerinin temel işlevi vücudumuzun  karbonhidratları  ,  proteinleri  ve  yağları metabolize etmesine ve depolanan enerjiyi gıdada kullanmasına yardımcı olmaktır.

D vitamini
D vitamini sağlıklı bir  bağışıklık sistemi  için kritik öneme sahiptir. Vücudumuz, güneş ışığında ihtiyaç duyduğu tüm D vitaminini alabiliyor. Oysa bugün çoğu insan iç mekanda çok fazla zaman geçiriyor ya da güneşin her zaman parlamadığı iklimlerde yaşıyorlar.

Yiyeceklerden yeterince D vitamini almak zor olduğu için takviyeler sıklıkla öneriliyor. Bazı  araştırmalara  göre, yeterli miktarda D vitamini depresyonun önlenmesine de yardımcı olabiliyor. Ayrıca diyet sürecini desteklediği de düşünülüyor. Araştırmalar obez bireylerdeki D vitamini seviyelerinin düşük olduğunu gösteriyor.

Ek olarak
Demir minerali, vücudumuzun besinlerden enerji üretmesine yardımcı olur. Demir, vücudumuzdaki tüm hücrelere, kaslarınız da dahil olmak üzere, oksijenin taşınmasına yardımcı olur. Bu da yağ yakmamıza yardımcı olur.
Düşük demir seviyeleri ayrıca fiziksel dayanıklılığımızı ve atletik performansımızı azaltır.

Saça İyi Gelen Vitaminler Nelerdir? 

A, B12 ve C vitaminin yanı sıra sağlıklı saçlar için gereken vitaminlerin başında E vitamini geliyor. Peki E vitamini saç büyümesini hızlandırır mı?  E vitaminin saç sağlığındaki temel görevi, yeni saç hücrelerinin oluşumuna yardımcı olmak ve hücre onarımına katılmaktır. Yani saçların sağlıklı bir şekilde uzamasında E vitamininin başrol oynadığını söylemek yanlış olmayacaktır. E vitamini eksikliğinde ise saç telleri kolayca kırılır ve var olan saç telleri de dökülmeye başlar. E vitamini en çok kuru kayısı, kekik, badem, fındık, fıstık, ay çekirdeği, domates, balık, maydanoz, lahana, kereviz ve ıspanakta bulunur.
 

Vitamin Supplementlerini Kimler Tüketmelidir?

Sağlıklı beslenen kişilerin hekim tavsiyesi olmadan vitamin tüketmesi sağlık sorunlarına neden olabilir. Gereksiz vitamin tüketimi vücutta birikerek toksik etkiye neden olduğu için böbrek ve karaciğerler için zararlı olabilmektedir. Ancak, yaşlılar, hastalık sürecinde olanlar, hamileler ve çocukların gerekli olan vitamin takviyesi  almaları sağlıkları için önemlidir.

Sağlıklı bir beslenmede (yeterli ve dengeli) vitamin ve besin desteğine ihtiyaç yoktur. Fakat düşük enerji içeren diyet tüketenler, yeterli ve dengeli beslenemeyenler, vejetaryenler (hayvansal gıda tüketmeyen veganlar), demir yetersizliği ve anemisi olanlar, gebe ve emziren kadınlar (demir, folat, B12 vitamini vb.), menopoz sonrası kemik kaybı fazla olan kadınlar, yaşlılar, uzun süre ilaç kullananlar (antasitler, antibiyotikler, laksatifler, diüretikler), besin alımını engelleyen alerjik hastalıkları olanlar, bir hastalığa bağlı beslenme (nütrisyon) tedavisi alanlar, diyaliz tedavisi gören hastalar, vb.  durumlarda ki kişiler hekimlerinin önerisi ile vitamin takviyesi alabilirler. 

Vitaminler ve Mineraller Arasındaki Fark Nedir?

Vitaminler ve mineraller arasındaki en büyük farklardan biri, vitaminler organik bileşiklerken, minerallerin inorganik bileşikler olmasıdır. Vitaminler bitkilerden ve hayvanlardan gelirken, vücut mineralleri topraklardan ve sudan alır. Vitaminler suda çözünebilir ve yağda çözünebilir olarak ayırt edilebilir. Mineraller diğer yandan makro minerallere ve az miktarda minerallere ayrılabilir. Suda çözünen vitaminler su ile alınmalı ve vücutta depolanmamalıdır. Ancak yağda eriyen vitaminler vücuttaki yağ hücrelerinde çözünür ve depolanır. yasal formdaki farka göre mineraller vitaminlerden çok daha basittir. Vücut için tüm vitaminler gerek iken, tüm minerallere ihtiyaç duyulmaz. 

Vitaminler Depresyonu Engeller mi?

Depresyonun tek bir nedeni yoktur. Farklı psikolojik, biyolojik ve sosyal etkenler kişilerin depresyona girmelerinde neden oluşturabilir. Bu etkenlerden tek bir tanesi neden olduğu gibi birkaç tanesinin birlikte görülmesi de depresyonu tetikleyen bir durumdur. Vücudun sahip olması gereken bazı vitaminlerin eksikliği direkt etken olmasa da depresyonu tetikleyen bir durumdur.

Bu aşamada B-12 ve D vitaminleri özellikle ön plana çıkıyor. B-12 vitamini eksikliği hafıza kaybı, baş ağrısı, yorgunluk, unutkanlık vb. durumlara neden olurken; D vitamini eksikliği de kronik ağrı ve yorgunluğa sebep olur. Sadece sağlıklı beslenme ve vitamin takviyesiyle depresyon tedavi edilmez. Uygun tedavi yöntemlerinin uygulanması her zaman önceliktir ve büyük önem taşır. Tedaviye ek olarak B-12 ve D vitamini desteği almak iyileşme sürecinin hızlanmasına yardımcı olur.

Vitamin Tüketimi Güç Artışı Sağlar mı?

Bazen vücudumuzda bulunan hücrelerin, özellikle kas hücrelerinin biyokimyasal reaksiyonlar vasıtasıyla kas büyümesine ve gelişmesine yaptığı katkıyı unuturuz. Bu vitaminlerden sadece biri dahi yeterli miktarda alınmazsa vücudunuz siz farkında olmadan gelişmeyi durdurur. Bunun önüne geçmek için enerji üretimi kas gelişimde çok büyük etkisi olan vitaminlere gerekli önemi göstermelisiniz. Vitaminler olmadan kas gücü sekteye uğrar, iskelet sistemi çöküşe geçer ve tüm vücut yıkıma uğramaya başlar.

Vitaminler Sperm Kalitesini Artırır mı? 

C, D ve B12 vitaminleri balık ve diğer deniz mahsulleri meni hacmini artırırken sperm sağlığı ve kalitesini de olumlu yönde etkiler.

 

 

0

Yorumlar (0)

Yorum Yapın

0 / 300

Okumaya Devam Edin