Fit1001 logosearch icon
Sezgisel Yeme: Tanım, Avantajlar Ve İlkelerYorum Ekle
0

Sezgisel Yeme: Tanım, Avantajlar Ve İlkeler

Bir listeye bağlı kalmadan canınızın istediği her şeyi yiyerek sağlıklı beslenmek mümkün. Sezgisel beslenme nedir? Nasıl uygulanır?
14 dk. da okunurFit1001 Editör06 Nis 20220 Yorum
Sezgisel Yeme: Tanım, Avantajlar Ve İlkeler

Sezgisel beslenme, herhangi bir kronik hastalığı olmayan kişilerde içgüdüsel olarak yeme düzenini sağlayacak seçimlerin yapılması ve bu sebeple besin tüketimiyle ilgili herhangi bir kısıtlama yapılmamasını amaçlayan beslenme düzenidir. Yeme alışkanlıklarının kontrol edilmesini sağlayan sezgisel yeme, kilo kaybından ziyade duygularla başa çıkabilmeyi amaçlar. Bununla birlikte farkındalığı geliştirerek dürtüsel yeme davranışının önlenmesine yardımcı olan meditasyondur. Yeme bozuklukları, anksiyete ve depresyon gibi birçok hastalığın tedavisine destek niteliğindedir. Yemek yeme sırasındaki deneyimlerin, isteklerin belirlenmesini ve farkındalığın gelişmesini sağlar. Sezgisel yemede özellikle dikkat edilmesi gereken temel hususlar aşağıdaki gibidir. 

  • Yavaş yemek yemek.
  • Fiziksel açlığı hissetmek ve tokluk hissedene kadar yemek.
  • Hedonik yani fiziksel açlık ve duygusal açlık arasındaki ayrımı kavramak.
  • Besinlere karşı olan suçluluk duygusuyla baş etmeyi öğrenmek.
  • Besinlerin duygulara olan etkisini kavramak.
  • Bilinçli yeme davranışının oluşmasına izin vermek.

Sezgisel Yeme Nedir?

2022 yılı itibariyle sağlıklı beslenme konusunda öne çıkanlardan biri olan sezgisel yeme; disiplin ve iradeyi baskılama gibi kavramlardan uzaklaşarak bedenin sezgilerini dinlemesine yardımcı olan beslenme tutumudur. Yeme tercihlerinde bedenin ihtiyaçları hedef alınırken tokluk, açlık ve besinlerle tatmin olma gibi vücudun sinyalleri dinlenir. Kronik hale gelmiş diyet planlarını reddederek besinlerle olan ilişkinin iyileşmesine yardımcı olur. Temelinde diyetsiz yaşam tarzı vardır. 

Sezgisel yeme, fiziksel açlığın ve tokluğun hissedilmesini sağlar ve bilinçli yeme davranışının oluşmasına izin verir. Yiyeceklere karşı oluşan suçluluk duygusuyla baş etmeyi öğretir. Genel geçer hale gelmiş diyet tutumlarına değil; beslenmeyle olan sürece, besinlere karşı olan tutuma ve davranışlara odaklanarak diğer sağlıklı beslenme planlarından ayrılmıştır. 

Sezgisel Yeme Nasıl Çalışıyor?

Sezgisel yeme, 3 temel yaklaşımla çalışır. Bunlar yemek yemeye sınırsız izin verme ve hangi yiyeceğin arzulandığını hissetmek, fiziksel sebeplere karşı besin tüketmek, açlık tokluk sinyallerini dinleyerek yemek yemek. Yemeklere karşı olan farkındalık kavramı; ne tüketildiğini değil, açlık ve tokluğa karşı olan duyguların farkında olarak bilinçli beslenmeye odaklanan yeme düzenidir. Bununla birlikte odaklanılan konu, besinin dokusunu ve tadını hissederek yeme konusunda kişiye tam farkındalık kazandırmaktır. Anoreksiya ve bulimia nervoza gibi yeme bozukluklarının tedavisinde sıkça kullanılmaktadır. Bu hasta gruplarında önerilen sezgisel beslenme ile yeme davranışına olan dikkatin toplanması, tüketilen yiyeceklerin hissedilmesi, besin tüketim esnasındaki duygu ve düşüncelere olan zayıflığın azaltılması ve sağlıklı yiyecek seçimleri yapılmasını sağlamaktadır. Bu sayede yemek yeme hızı yavaşlar, besinlere karşı olan bağlılık azalır, yiyecek aşermeleri azalır ve kilo kaybı kontrolüne destek olur. 

Sezgisel Yemenin Sağlık Yararları Nelerdir?

Sezgisel beslenme, beden ihtiyaçlarının dinlenmesi doğrultusunda beslenme ile ilişkinin düzelmesini sağlayan yeme düzenidir. Besinlere karşı olan suçluluk duygusunun azalmasını, beden ihtiyaçlarının hedef alınmasını ve açlık- tokluk kavramlarının öğrenilmesini sağlamak gibi birçok faydası bulunur. Sezgisel yemenin sağlığa olan faydaları aşağıda listelenmiştir. 

  • Binge eating adı verilen tıka basa yemek yemek dürtüsünde azalma.
  • Kolesterol seviyesinin dengelenmesi.
  • Kan şekeri seviyesinin dengelenmesi.
  • Beslenme düzeni ve besinlerle olan ilişkinin düzelmesi.
  • Kilo kontrolünün sağlanması.
  • Gebelik sonrası kilo kaybı sürecinin sağlıklı olması.
  • Öz saygı ve özgüvenin artması, bedenle olan ilişkinin düzetilmesi.
  • Anksiyete ve depresyonun önlenmesi.
  • Anoreksiya ve bulimia gibi yeme bozukluklarının tedavi edilmesi. 

Sezgisel Yemenin Sağlık Riski Var Mı?

Sezgisel yemenin risk faktörleri yeme beslenme bozukluğu yaşayan kişiler içindir. Yeme bozukluğu tanısını yeni almış kişiler öncelikle uzmandan yardım alıp sonrasında sezgisel beslenme uyumunun değerlendirilmesi gerekir. Özellikle beslenme bozukluklarından biri olan Anoreksiya Nervoza tanısını yeni almış kişilerin ilk etapta sezgisel beslenme yapmaları uzmanlar tarafından önerilmemektedir. Sezgisel beslenmenin birçok faydası olmasına rağmen herkes için iyi bir tercih değildir. Kronik hastalığı bulunanlar ve belirli bir diyete bağlı kalması gereken hastaların sezgisel beslenme yapmaması gerekir. Diyabet, hipertansiyon ve kalp damar hastalığı olan kişiler bu gruba dahildir. Bu kişiler, doktor ve diğer uzmanların rehberliğinde kendi diyetlerine devam etmelidir. Aynı zamanda belirli gıdalara karşı hassasiyeti olanlar veya sağlık nedeniyle belirli gıdalardan uzak kalması gereken kişilerin sezgisel beslenme yapmaması gerekir. Çölyak, laktoz intoleransı, metabolizma bozuklukları ve besin alerjileri bu gruba dahildir. 

Sezgisel Olarak Nasıl Yenilir?

Sezgisel beslenmeye tam olarak uyum sağlayabilmek zamanla mümkün hale gelir. Seneler boyu alışılmış beslenme ilişkisi, beslenme saati, porsiyon boyutları ve yanlış bilgiler sürecin uzamasına neden olur fakat zamanla adapte olunur. Hedonik açlık ve duygusal açlık arasında kurulan sağlıksız ilişki sezgilerin dinlenmesine engel hale gelir. İki ayrı durumu ayırmak ve sezgisel yemeyi kavramak için gerekenler aşağıdaki gibidir. 

  • Duygusal açlığı ve hedonik yani fiziksel açlığı ayrılmalıdır. Hedonik açlık; vücut enerji seviyesinin azalması, kan şekerinin düşmesi, midenin boş kalması şeklinde tanımlanırken duygusal açlık; üzüntü ve sıkıntı gibi duygusal sebeplerle besine duyulan arzudur. 
  • Diyet kültürü ortadan kaldırılmalıdır. Besinler iyi - kötü, sağlıklı - sağlıksız gibi sınıflandırmadan diyet psikolojisinden çıkılmalıdır. Açlığa saygı duyarak, besinlere nötr yaklaşarak, doyma farkındalığı  geliştirerek, gıdaya ulaşma bilincinde olarak, yiyeceklere keyif değil deneyim olarak yaklaşarak ve bedenin sinyallerini dinleyerek diyet kültüründen çıkmak mümkündür. 
  • Kişi kendiyle suçlayıcı, kısıtlayıcı ve negatif konuşmamalıdır. Bilinçaltını etkileyen olumsuz cümlelerden uzak durulmalı, beslenme bağlarının sağlıklı gelişmesine engel olunmamalıdır. 

Sezgisel Yemenin Prensipleri Nelerdir?

Yaşanan coğrafyanın getirdiği diyet kültürü kişinin nasıl beslenmesi gerektiği konusunda sürekli dayatma halindedir. Örneğin yiyecekler iyi ve kötü olarak sınıflandırılır. Bunun sonucunda yemeklerle olan ilişki bozulur ve kısıtlandıkça o besin beyinde daha fazla yer kaplar. Sezgisel beslenme prensipleri bu kuralların yıkılmasını ve vücudun sesinin dinlenmesini temle alır. Sezgisel beslenme 10 temel prensiple çalışır. Bu prensipler sayesinde beden ve zihin arasında ilişki sağlıklı bir şekilde kurulur, kuvvetlendirilir. Bedenin verdiği fiziksel sinyalleri algılama ve sinyaller doğrultusunda yargılamadan yanıt oluşturma imkanı tanır. Sezgisel yemenin 10 temel prensibi aşağıdaki gibidir. 

  • Diyet Tutumundan Kurtulun.
  • Açlığınıza Saygı Gösterin.
  • Yiyecekleri Müttefiki Yap.
  • Gıda Polislerini Alın.
  • Doygunluğunuzu Aklınızda Bulundurun.
  • Hangi Yemeğin Sizi Mutlu Ettiğini Öğrenin.
  • Yiyecek Kullanmadan Duygularınızı Onurlandırın.
  • Vücudunuza Saygı Gösterin.
  • Egzersiz.
  • Sağlığınızı Onurlandırın.

1. Diyet Tutumundan Kurtulun.

Bugüne kadar pek çok diyet ve beslenme programını denemiş olabilirsiniz. Sezgisel yeme diyet kültürünün dışında bir beslenme şeklidir. Kendinizi kötü hissettiren beslenme davranışları ve önerilerinden uzaklaştırın. Sosyal medyada yer alan beden algınızı kötü etkileyen hesapları takip etmeyi bırakın. Yaşam tarzı önerisi başlığıyla sunulan diyet hareketlerinden uzaklaşın ve bedenin sesini dinleyin. Beyin hayatta kalabilmek üzerine programlanan, kıtlık sinyalinde ekstra efor sarf eden organdır. Örneğin, kilo kaybı amacıyla düşük kalorili diyetlerin yapılmasını beyin sinyal olarak alır ve hayatta kalabilmek için metabolizma hızını yavaşlatır. Yapılan çalışmalar, düşük kalorili diyet yapan kişilerin zaman içinde verdiği kiloları tekrardan geri aldığını göstermektedir. Negatif başarı ile sonuçlanan diyetler kişide özgüven eksikliğine neden olur. Bu sebeple sezgisel beslenme, diyet tutumları ve kuralları reddeden bir beslenme şeklidir. Esnek prensipleri sayesinde uzun vadede çözüm getirir. 

2. Açlığınıza Saygı Gösterin.

Açlık hissi biyolojik bir süreç olup son derece normaldir. Vücudun fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için vücut besinlere ihtiyaç duyar. Vücut, besinlere her zaman ulaşabileceğini bilmesi ve buna güvenmesi gerekir. Açlık hissi yok sayılarak gereken karbonhidrat tüketilmez ve kalori alınmazsa, vücut bu duruma ters yanıt verir ve daha fazla iştah ve yeme isteği ile karşınıza çıkar. Bedenin gösterdiği bu tepkiyle besinlere normalde duyulmayan istek aniden artar. Kontrolünüz dışında fazla kalori alımı ile sonuçlanır. Bu duruma karşı sezgisel yeme de açlığa karşı kontrol gelişmesi amaçlar. Açlığın doğal bir süreç olduğunu bilin ve vücuda istediğini verin. Açlık hissini kontrol etmeye çalışmayın. Vücut, besinlere karşı erişimi görüp emin olduktan sonra eskisi gibi o yiyeceklere karşı istekli olmayacaktır.

3. Yiyecekleri Müttefik Yapın.

Kendinize devamlı olarak belli bir besini yememeniz gerektiğini söylediğinizde mahrumiyet, açlık, yoksunluk gibi hisler ortaya çıkarak kontrol edilemeyen aşırı yemek yeme ile sonuçlanacaktır. Popüler olan diyetler uygulanmasa dahi bazı yiyecekler konusunda belirli kısıtlamalar getirmek, yasaklar koymak ve kendinizi suçlu hissetmek uzun vadede kronik açlık haline gelir. Yememeniz gereken besinleri düşünüp yedikten sonra zihin kendisine ‘Bundan sonra bu yiyeceği yemeyeceksem, şimdi yiyebildiğim kadarını yemeliyim.’ söyler. Beraberinde ise o besine karşı aşırı arzu oluşur ve bu durdurulamaz. Sezgisel beslenme besinlerin yasaklanmamasını hedefler bu sayede beyin o besine ulaşabileceğini bildiği için eskisi gibi arzu duymamaya başlar. Besinler, iyi ya da kötü olarak değerlendirilmemelidir çünkü besinlerin herhangi bir ahlaki değeri bulunmaz. O besinin yenilmiş olmasıyla iyi ya da kötü de olunmaz. İstediğiniz besini istediğiniz zamanda yiyebildiğinizi bildiğinizde ihtiyaç kadarını yemek sizin için yeterli hale gelir. 

4. Gıda Polislerini Dinlemeyin.

Gıda polisi, size salata tüketmenin iyi olduğunu; karbonhidrat ve şeker tüketmenin ise kötü olduğunu söyler. Aynı zamanda ‘Karbonhidratlar kilo aldırır, yememeliyim.’, ‘Kilo veremezsem beni kimse sevmeyecek.’, ‘Çok kalorili onu şu anda gerçekten yiyecek misin? ’ gibi cümleler gıda polisi olarak tanımlanır.  Bu şekilde olan kalıplaşmış düşünce ve inançlardan kurtulun. Çarpıtılmış düşünceler ve kalıplar, kendinizi suçlu hissetmenize neden olan kurallardır. Kurallar genellikle zihnin derinliklerinde olur ve günlük yaşantı sırasında yemek yediğinizde, yemeği düşündüğünüzde ve besinlerle karşı karşıya olduğunuz anlarda ortaya çıkmaktadır. Zihinde yer alan gıda polislerini dinlemeyin. Meydan okuyarak sezgisel beslenmeye ilk adım atılabilir. Örneğin, ‘ Asla karbonhidrat tüketmemeliyim’ diye düşündüğünüzde bunun gıda polisi olduğunu hatırlamalısınız. 

5. Doygunluğunuzu Aklınızda Bulundurun.

Yediğiniz besinlerin porsiyonlarını kısıtlamayı bırakıp açlık sinyallerini duymaya başladığınızda otomatik olarak doygunluk hissini alacaksınız. Sezgisel beslenmeye yeni başladığınızda, bir dönem boyunca kontrol çıkmış gibi yemek yediğinizi fark edebilirsiniz fakat bu normal bir durum. Vücut uzun zaman sonra kısıtlanmadan besinlere ulaştığı için istediği kadar yemek isteyecektir. Ancak bu süreç atlatıldıktan hemen sonraki aşamada çok sık yeme gibi davranışlar geride kalacaktır. Bunun sebebi bedenin artık istediği zaman istediği besinleri yiyebileceğini öğrenmiş olmasındandır. Bu süreçte doygunluğunuzu aklınızda bulundurun. Tabağın hepsini bitirmek zorunda değilsiniz. Yemek esnasında ara ara kendinize ‘ Bu yiyeceğin tadı ekşi mi tatlı mı?, ‘Yemeye devam etmek istiyor muyum?’, ‘ Şu anda tok hissediyor muyum?’ diye sorarak dikkatinizi bedeninize verin. 

6. Hangi Yemeğin Sizi Mutlu Ettiğini Öğrenin.

Besinle doymak ve tatmin olmak birbirlerinden farklı kavramlardır. Fiziksel olarak doymuş hissedilse dahi her zaman tatmin ya da haz alındığı anlamına gelmez. Ne kadar fazla yemek yerseniz yiyin haz almadığınızı ve tatmin olmadığınızı hissediyorsanız, sizi mutlu edecek yiyeceği bulana kadar aramaya devam edeceksiniz. Yediğinizde mutlu eden ve modunuzu artıran besini yediğinizde alacağın o haz, daha fazla yemememeyi sağlayacaktır. Doygunluk kavramı tokluğun fiziksel belirtisiyken tatmin ve haz ise tokluğun zihinsel belirtisidir. Yemek yiyerek vücudun ihtiyaç duyduğu enerji ihtiyacı karşılanırken bazen besinlerin keyif yönü göz ardı edilir. Gerçekten o an istenilen besin, istenilen zamanda yendiğinde yeterince tatminkarlık hissedilir. Bu tatmin hissi geldiğinde ihtiyaç kadarı yenilir ve kalanı bırakılır. Hangi yemeğin sizi mutlu ettiğini öğrenmek için kendinize ‘ Canım şu an tam olarak ne çekiyor?’, ‘ Ne yeseydim haz alır ve tatmin olurdum?’ sorularını sorun. 

7. Yiyecek Kullanmadan Duygularınızı Onurlandırın.

İstenmeyen olumsuz olaylarda negatif duygularla başa çıkabilmek için besinlerin haz aracı olarak kullanılması ve fiziksel açlık olmadan yemek yenmesine duygusal yeme adı verilir. Böyle bir durumla karşılaşıldığında kendinize nazik olun ve yiyecekler olmadan duygularınızla başa çıkın. Duygusal yeme, kişinin kendini kötü hissettiğinde ortaya çıkan mekanizmadır. Yemek yemek kısa süre için mutlu eder fakat uzun vadede bir çözüm niteliğinde değildir. Rahatsız edici ve negatif olayların üstesinden gelmek için sürdürülebilir yolları keşfedin ve hislerinize odaklanarak çeşitli başa çıkabilme becerilerini deneyin. Bu süreçte yoga ve meditasyon yapmak, kitap okumak, müzik dinlemek, dans etmek ya da sevdiğiniz aktivitelere zaman ayırmak negatif duygulardan kurtulmaya yardımcı olur. Aynı zamanda terapistten farkındalık temelli beceriler desteği alınmasında fayda vardır. Negatif duyguyla karşı karşıya kaldığınızda kendinize ‘Şu anda gerçekten aç mıyım yoksa duygusal açlık mı hissediyorum?’ diye sorun. 

8. Vücudunuza Saygı Gösterin.

Bedenin gösterdiği sinyalleri dinlemek, fiziksel ve ruhsal ihtiyaçlara cevap vermek, bedene karşı şefkatli ve nazik olmak gibi hareketlerin tamamı bedene saygı göstermektir. Bedeninize saygı duymak için kendinizi sevmeyi öğrenin. Olduğunuz hale değer vermek, bedenin nasıl göründüğünü önemsemeden saygı duymanın ilk adımıdır. Kendinizi yargılamayın ve bedeninize karşı acımasız olmayın. Vücudun olduğu haliyle koşulsuz saygı duymak, sezgisel beslenmenin önemli prensiplerinden biridir. Fiziksel eksiklik veya kusur gibi düşündüğünüz noktadan kurtularak kendinizi başkalarıyla kıyaslamadan, bedeninize şükretmeyi öğrenin. Kendinize daha şefkatli ve sabırlı yaklaşın. Özellikle sosyal medyanın etkisinde kalarak bedeninizi eleştirmekten uzaklaşın. Her insan farklı ve eşsizdir. Diş fırçalamak gibi kişisel bakım, kaliteli uyku uyumak ve beslenmek bedeninize saygı duyduğunuzu işaret eden göstergelerdir.

9. Egzersiz Yapın.

Sağlıklı olarak hayata devam edebilmek için hareketli yaşam tarzını benimsemek gereklidir. Ancak bu zorunluluk olarak görüldüğü için sürekli mücadele  edilen bir sürece dönüşmektedir. Sezgisel beslenme, bedene odaklanmayı ve bedenle olan bağlantının güçlenmesini sağlayan uygulamalardan oluşur. Zorunlu ve gerekli egzersiz yerine hangi hareketlerin sizi nasıl pozitif hissettirdiğine odaklanın. Kalori yakmak, kilo vermek ve zayıflamak gibi amaçlarla egzersiz yapmayı düşünmeden egzersizin size nasıl hissettirdiğine odaklanın. Egzersiz ve fiziksel aktiviteyi ceza olarak değil bedeni dinlendirme olarak düşünün. Kilo kaybı hedeflemeden yapılan egzersiz, kortizol salgısının azalmasını sağlar ve beden rahatlama hisseder. Kendinizi daha iyi hissedeceğiniz egzersiz türünü keşfedin, incelme amaçlamadan sadece iyi hissetmeye odaklanın. 

10. Sağlığınızı Onurlandırın.

Sağlıklı olmak, mükemmel yemek seçimlerinden ibaret değildir. Sizin için ne kadar tatmin edici olmasının yanında besinlerin size nasıl hissettirdiğini anlayın. Sağlıklı olmak, belirli bir dönem sebze, et yemekle ilgili değil uzun zamana yayılan beslenme alışkanlıklarıyla ilgilidir. Besinleri sağlıklı ve sağlıksız olarak etiketlemek yerine bedene, zihne ve ruha iyi gelmesine göre kategorilendirin. Beslenme planından çıkarılması gerekenlere değil bedene ve ruha iyi gelen besinleri beslenme planına eklemeyi hedefleyin. Beslenme alışkanlıklarını düzenlerken size olan faydalarına göre gruplandırın. Yediğiniz tek bir yiyeceğin kilo aldırmayacağını, verdirmeyeceğini unutmayın. Aynı zamanda tıbbi hastalıklar olmadığı sürece tek bir besinle sorun yaşamayacağınızı da bilmelisiniz. Bu süreçte kendinize ‘Bedenime iyi gelen besinleri yiyorum’ demelisiniz. Bu besin bazen pizza, bazen salata olabilir. Yasaklar ortadan kaldırıldığında beden için gerekli ve doğru seçimler yapılacaktır. 

Sezgisel Yemeyle İlgili Gerçekler Nelerdir?

Sezgisel beslenme, 1995 yılında Recsh ve Triobole tarafından geliştirilen beslenme şeklidir. Sezgisel yeme; zihin, beden ve besinlerin dinamik sürece olan uyumunu ifade eder. Beslenmenin düzenlenmesi için açlık ve tokluk ipuçları hedef alınarak uyarlanır. Ardında yer alan temel öncül ise vücudun, besinsel sağlığı ve uygun vücut ağırlığını korumak için besinin miktarını ayarlayabiliyor olmasıdır. Bu kavram aynı zamanda beden bilgeliği olarak bilinmektedir. Tabağın hepsini bitirmeyi, aç olunmasa dahi akşam yemeği vakti diye yemek yemeyi reddeder. Sezgisel beslenmenin temel prensibi beden bilgeliğinin yeniden kazanılmasıdır. Bu sayede vücut açlık hissettiğinde yemek yenir, tokluk hissettiğinde ise yemek yemek bırakılır. Belirli bir sağlıklı sorunu bulunmadığı sürece yiyecek türlerinde herhangi bir kısıtlama yapılmaz çünkü besin tercihi vücut sezgisel olarak belirlemektedir. Sezgisel beslenme, ne zaman ve ne kadar yemek yiyeceğine karar verirken vücudun fizyolojik ipuçlarına güven olarak tanımlanır. Gıda ve beden arasında sağlıklı ilişki kurarken aynı zamanda duygu ve zevklere de dikkat etmektedir. 

Kilo Kaybı İçin Sezgisel Yeme Ne Kadar Etkilidir?

1999 yılında 18 - 25 yaş aralığına yapılan bir araştırmada sezgisel beslenen kişilerin, sezgisel beslenmeyenlere oranla daha düşük BKI’ ye sahip olduklarına dair bir kanıt saptanmamıştır. Geleneksel diyetler, ilk başlarda ağırlık kaybını sağlayıp ardından geri kazanılmasına sebep olurken sezgisel beslenmenin vücut ağırlığının korunmasına yardımcı olduğunu gösteren bazı kanıtlar bulunmaktadır. Takibi 18 aydan uzun süren tüm çalışmalarda sezgisel beslenmenin vücut ağırlığını koruduğu görülmektedir. Bununla beraber 2 yıl takipli süren bir çalışmada iki ayrı grup incelenmiştir. Çalışmanın başında kişilerin antropometrik ölçümleri ve psikolojik durumları detaylı bir şekilde alınmıştır. Çalışmanın sonunda sezgisel beslenmenin iki grup arasında herhangi bir kilo kaybı farkı sağlamadığı fakat uzun vadede davranış şekillerini değiştirdiği görülmüştür. NutriNetSantre çalışmasında sezgisel beslenme ve vücut ağırlığı arasındaki ilişki incelenmiştir. Çalışmanın sonucunda sezgisel yeme ve vücut ağırlığı arasında negatif bir ilişki olduğu saptanmıştır. 

Sezgisel Yeme İzlemesi Ne Kadar Kolaydır?

Sezgisel yeme sürecine uyum sağlayabilmek için amaçlanan kilo kaybetmek olmamalıdır. Bunun yerine sebep, vücudu tanımak ve bedene yeniden bağlanmak olmalıdır. Vücuda güvenmeyi öğrenmek sezgisel beslenmeyi kolaylaştırır. Fiziksel ve duygusal açlığı ayırt edebilmek için vücudunuzu dinleyin. İkisi arasındaki farkı tam olarak kavram sezgisel beslenmenin sürmesini sağlar. İlk olarak yemeğe başlamadan önce kendinize yemek yerken ne hissetttiğinizi, sizi besleyen şeyin ne olduğunu sorun. Sezgisel beslenmedeki temel kural, kuralın olmamasıdır. Seçilen besin zevk alarak tüketilmeli ve bundan pişmanlık duyulmamalıdır. Vücudun ihtiyacı olduğu anda beslenmesi ve bundan tatminkar olunması gerekir. Önemli olan nokta, denge aşamasını yakalamak ve bedeni kısıtlamalardan uzak tutmaktır.  

Sezgisel Yeme Hakkında Bilgi Edinmek İçin Hangi Kitapları Okumalısınız?

Yeme bozuklukları ve sezgisel beslenme ile ilgili yazılmış kitaplar aşağıda listelenmiştir.

  • Sezgisel Yeme Uygulama Kitabı - Elyse Resch, Evelyn Tribole
  • Anti Diet - Christy Harrison
  • The Fuck it Diet - Caroline Dooner
  • Health at Every Size - Linda Bacon
  • Yeme bozuklukları - Gillian Todd
  • Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu ve Bulimia için Diyalektik Davranış Terapisi - Debra L. Safer, Christy F. Telch, Eunice Y. Chen
  • Yemek ya da Yememek - Feyza Bayraktar
  • Zehirli Masallar - Arzu Özev 

Sezgisel Yemenin Eleştirisi Nedir?

Sezgisel beslenme herkeste aynı etkiyi yaratmayabilir ya da istenmeyen durumlara neden olabilir. Özellikle kronik veya akut hastalığı bulunanların yapmasına uygun değlildir. Sezgisel yeme taraftarları olduğu gibi bazı eleştirenleri de var. Sezgisel beslenmenin eksileri aşağıda sıralanmıştır. 

  • Vücudun sezgisel yeme sürecine uyum ve denge sağlaması zaman alabilir. Tokluğu ve açlığı algılamak, beden sinyallerine uyum sağlanması ile olur. Bu da bazı insanlar için zor hale gelebilir. 
  • Tasarlanan yemekler, vücudun aç olmadığı halde aç olarak düşünmesini sağlayabilir. Pek çok paketli gıda bağımlılık etkisi yaratır, sezgisel beslenmenin boşa çıkmasına neden olabilir. 
  • Kilo kaybı hedefleniyorsa fiziksel aktivitenin de artması gerekir. Yapılan araştırmalar, sezgisel beslenmenin kilo koruma döneminde iyi olduğunu fakat egzersiz olmadığı sürece kilo kaybını sağlamadığını göstermektedir. 
  • Kanıta dayalı beslenme planı isteyenlere uygun değildir. Açık uçlu bir beslenme şekli olduğu için kanıtlanmış diyetlerin tercih edilmesi daha doğru olur. 
0
diyetstres ve endişe

Yorumlar (0)

Yorum Yapın

0 / 300

Okumaya Devam Edin