Köpekler İçin Eklem Güçlendirici Besinler Nelerdir?
Sağlıklı bir içeriğe sahip olan kaliteli köpek mamaları, içeriğinde bir köpeğin sağlığını bütünsel olarak destekleyecek vitaminler, mineraller, amino asitler yer alır. Ancak eklem sorunları olan, genetik olarak eklem sorunlarına yatkın köpeklerde eklem güçlendirici besinlerin tüketimine daha çok dikkat edilmesi gerekir. Bu besinler onun geçireceği zamanı daha kaliteli geçirmesini sağlamak açısından oldukça önemlidir.
Eklem sağlığı söz konusu olduğunda, eklem güçlendirici besinler aşağıdaki gibi sıralanabilir.
- Glukozamin,
- Omega 3,
- Protein,
- Antioksidan
Antioksidanlar oldukça önemlidir. Söz konusu temel bileşenlerin eklem sağlığı açısından çok önemli olduğu ve köpeklerin yaşam evrelerinin her döneminde yeteri kadar beslendiklerinden emin olunması gerektiği unutulmamalıdır. Eklemler kıkırdağı kendisine besin ve oksijen sağlayacak kan damarlarına sahip değildir. Bunun yerine besinlerin bir kısmını altında yer alan kemikteki küçük damarlardan, bir kısmını da eklem sıvısındaki besinleri emerek alır.
Glukozamin eklem sağlığı söz konusu olduğunda en çok araştırılan bileşen olarak bilinmektedir. Sağlıklı kıkırdak ve eklem fonksiyonunun korunması için glukozamin gereklidir ve köpeklerin vücudu tarafından üretilir. Zamana bağlı olarak eklem aşınmalarının önlenmesinde vücudun ürettiği glukozamin yetersiz kalır. Bu noktada takviye kullanımı gündeme gelebilir.
Yaşı ilerlemiş ya da artrit sorunu olan köpeklerin mutlaka düzenli bir şekilde veteriner hekim ziyaretlerinin yapılması ve gerekli olması halinde takviye kullanmaları önerilir.
Omega 3 köpeklerde eklem sağlığının korunmasına yardımcı olurken yaşlılık döneminde eklem iltihaplarını azaltarak eklem ağrılarının önüne geçmek için tercih edilebilir. Omega 3 vücudun ihtiyaç duyduğu ancak doğal olarak üretemediği bir yağ asididir. Eklem ağrılarını azaltmada rolü olan anti-inflamatuar özellikleri sayesinde destekleyici olarak kullanılabilir. Omega 3 içeriğindeki EPA ve DHA eklemlerdeki iltihaplanmanın azalmasına katkı sağlar.
Glukozamin
Glukozamin, birbirine bağlanmış şekerlerin ve proteinlerin zincirlerinden yapılmış eklemlerin kıkırdağında bulunan bir bileşiktir. Eklem, kemik ve kas ağrısını en aza indirerek rahat hareket edilmesini sağlayan, vücudun doğal şok emici ve eklemler arası kayganlığı sağlayan bileşen olarak işlev görmektedir.
Glukozamin, güçlü doğal anti-inflamatuar (iltihaplanma karşıtı) ve anti-aging (yaşlanma karşıtı) özelliklere sahiptir. Eklem iltihabı için en iyi doğal takviyelerden biri olarak glukozamin, sıklıkla yaşa bağlı kemik ve eklem ağrısının tedavisinde kullanılmaktadır. Ayrıca, kronik eklem veya sindirim bozukluğu olmayan sağlıklı kişilerde bile sindirim ve bağırsak sağlığını, hareketliliğini, hareket aralığını ve genel eklem sağlığını iyileştirmeye yardımcı olmak için kullanılabilmektedir.
Glukozamin, bağırsak sağlığı için de hayati bir önem taşımaktadır. Kronik inflamasyondan hastalık gelişimine kadar her şeyde rol oynayan mikrobiyomun sağlığı için önemli bir yere sahiptir. Avustralya'da yapılan bir çalışmaya göre; vücudu glukozamin sülfat ile takviye etmenin, bağırsaklardaki faydalı bakterilerin bileşimini değiştirebileceğini göstermiştir. Bu da sağlık ve bağışıklık üzerinde geniş etkilere sahip olabilir.
Glukozamin çoğu insanda herhangi bir yan etki veya risk olmaksızın; yaşlanma belirtileriyle savaşmak ve yaşam kalitesini iyileştirmek için uzun süre boyunca güvenle kullanılabilir.
Omega 3
Omega-3 uzun zincirli, çoklu doymamış yağ asitleri grubuna verilen bir isimdir. Üç tipi bulunmaktadır. Bunlardan EPA (eikosapentaenoik asit) ve DHA (dokosaheksaenoik asit) deniz ürünlerinde bulunmaktadır. ALA (alfa linolenik asit) ise bitki kaynaklı Omega-3 yağ asididir.
Omega-3 yağ asitlerinin vücut sağlığı açısından oldukça önemli yararları vardır. Bu yararlar şu şekildedir:
- Omega-3 asidi kan bulunan trigliserit seviyesini önemli ölçüde azaltmaktadır.
- Omega 3 yağ asidi kişileri kanser riskine karşı korur. Özellikle kadınlarda daha sık karşılaşılan meme kanserine karşı koruyucu bir etkiye sahiptir.
- Karaciğer yağlanmasına karşı koruyucudur. Eğer kişide bir karaciğer yağlanması varsa bu sorunu büyük ölçüde azaltır.
- Omega 3 yağ asitleri otoimmün hastalıklarda görülen semptomları azaltmaktadır. Ağrı giderici özelliği vardır.
- Depresyon ve strese iyi gelir. Psikolojik rahatsızlıkların giderilmesini sağlar.
- Gençlerde ve özellikle çocuklarda astımı önler.
- Hamilelik ile emzirme dönemlerinde alınan Omega 3 yağ asitleri bebeklerde gelişimi hızlandırır.
- Dikkat eksikliğine iyi gelir.
Protein
Canlılardaki temel yapı taşlarından biridir ve hayatın devamlığı için büyük bir öneme sahiptir. İnsan vücudunda pek çok fonksiyonu vardır; bu nedenle yeterince alınması gerekir. En çok et, süt, balık gibi hayvansal besinlerde bulunur, ancak bitkisel proteinler de mutlaka tüketilmelidir. Protein alımındaki dengenin bozulması diyabet, kanser gibi pek çok hastalığın gelişmesine zemin hazırlayabilir. Eksikliğinde vücut savunmasının azalması, kolajen sentezinin yapılamaması gibi sorunlar olur. Fazla alınması durumunda da böbrek ve karaciğer yetmezliği gibi problemlerin oluşmasına neden olabilir. Bu sebeple her gün düzenli miktarda protein alınması önemlidir. Aşağıda proteinin bazı faydaları listelenmiştir:
- Protein ağırlıklı besinler tok tutar ve daha az kalori alınmasını sağlar.
- Kas kütlesini korumaya ve kasları güçlendirmeye yardımcı olur. Kilo verirken oluşabilecek kas kaybını azaltabilir.
- Kemikleri korur. Osteoporoz ve kemik kırığı riskini azaltır.
- Protein açısından zengin beslenmek gece atıştırma isteğini azaltır.
- Yüksek proteinli bir kahvaltı, günü daha enerjik geçirmenizi sağlar.
- Metabolizmayı hızlandırır ve gün boyunca daha fazla kalori yakmanızı sağlar.
- Yüksek tansiyonu ve kötü kolesterolü düşürür.
- Protein, böbrek sorunu olan insanlara zarar verebilir, ancak bu durum sağlıklı böbrekleri olan kişiler için geçerli değildir.
- Yaralandıktan sonra daha hızlı iyileşmenizi sağlar
- Yaşlanma ile ilişkili kas kaybını azaltır.
Antioksidan
İnsan vücudunda doğal süreçler içerisinde sürekli olarak serbest radikaller meydana gelir. Serbest radikaller; belirli bir düzeyin üzerine çıktığında kararsız kimyasal yapıları nedeniyle sağlıklı hücrelere zarar vererek kanser, diyabet, Alzheimer, kalp hastalıkları gibi çeşitli hastalıklara yakalanma riskini artırabilmektedir. Serbest radikallerin artışı ile gelişen bu durum, oksidatif stres olarak da adlandırılır. Antioksidanlar ise serbest radikalleri nötralize ederek etkisiz hale getiren, diğer bir tabirle oksidatif stresi azaltan maddelerdir.
Vücuttaki oksidatif stres, sigara ve alkol tüketimi, çevre kirliliği, ağır metallere maruz kalma, radyasyon, sık geçirilen enfeksiyonlar, antioksidan eksikliği gibi durumlara bağlı olarak artabilir. Uzun süre devam eden yüksek oksidatif stres, hücrelerin genetik materyali olan DNA’da hasara yol açarak kanser ve kronik hastalıklara, hatta hücre ölümlerine zemin hazırlayabilir. Bununla birlikte serbest radikallerin vücutta belirli olumlu işlevleri de söz konusudur. Örneğin bağışıklık sistemi, vücuda giren enfeksiyon ajanları ile mücadelede serbest radikalleri kullanır. Sağlığın korunabilmesi için serbest radikaller ve antioksidanlar vücutta belirli bir denge içerisinde bulunmalıdır. Ancak sağlıksız ve dengesiz beslenmeye bağlı olarak antioksidanlar, besinlerle birlikte yeterli miktarda vücuda alınmadığında bu denge bozulur ve vücut, hastalıklara yatkın hale gelir. Dolayısıyla düzenli ve yeterli şekilde antioksidan alımına dikkat etmek oldukça önemli bir konudur.
Besinlerde bulunan antioksidanların sağlık üzerinde bilinen pek çok faydası vardır. Genel anlamda sağlığı iyileştiren antioksidanlar bağışıklık sistemini güçlendirici etkiye sahiptir. Bunun yanında serbest radikalleri nötralize ederek oksidatif stresi azaltan antioksidanlar, hücrelerde oluşabilecek DNA hasarlarını önlemeye yardımcıdır. Antioksidan ve serbest radikal dengesinin sağlanması için yeterli antioksidan alımına dikkat edilmesi elzemdir. Besinlerde yer alan antioksidanların vücuda sağladığı bilinen faydalardan bazıları şunlardır:
- Serbest radikallerin yol açabileceği hücre ve DNA hasarlarını önleyerek kansere karşı korunmaya yardımcı olmaktadır.
- Makula dejenerasyonunu önler ve göz sağlığının korunmasını destekler. Yeterli A vitamini alımı makula dejenerasyonuna yakalanma riskini %25’e kadar azaltırken mevcut makula dejenerasyonu hastalarında kalan görüş yeteneğinin korunmasını destekler.
- Antioksidan A ve C vitaminlerinin yeterli alımı ile katarakt hastalığına yakalanma riski azaltılabilir. Gözün yapısında yer alan merceklerin bulanıklaşmasına yol açan protein birikimini azaltan antioksidan vitaminler ayrıca katarakt hastalarında hastalığın ilerleyişini önlemeye de yardımcı olur.
- Yeterli antioksidan alımı, kalp ve damar sağlığının korunmasına, kardiyovasküler hastalıklara yakalanma riskinin azaltılmasına katkıda bulunur
- Çoğu antioksidan türü beyin ve sinir hücrelerinin korunmasına yardımcı olduğundan bilişsel fonksiyonları destekler. Bunun yanı sıra Alzheimer, demans, Parkinson gibi bazı nörolojik hastalıklardan korunmada da antioksidanların önemli görevler üstlendiği düşünülmektedir.
Antioksidanların bunların haricinde de çok sayıda faydası olduğunun bilinmesi piyasada çok sayıda antioksidan takviyesinin yer almasına yol açmıştır. Ancak doktor önerisi ve kontrolü olmadan kullanılan antioksidan takviyelerinin yol açabileceği aşırı antioksidan alımı, antioksidan eksikliği kadar tehlikeli bir durumdur. Fazla miktarda alınan antioksidanlar da serbest radikallerin normalden fazla oluşumuna yol açarak oksidatif stresi artırabilir. Ayrıca vitamin ve minerallerin bu takviyeler ile birlikte aşırı alımı, vücutta toksisiteye neden olarak ciddi olumsuzlukları beraberinde getirebilir. Bu nedenle antioksidan takviyeleri yalnızca gerekli görüldüğü durumlarda doktor önerisi ile kullanılmalıdır.
Köpeklerde Eklem Sorunlarına Ne Neden Olur?
Köpeklerin fiziksel aktivite için yapılmış atletik yapıları vardır. Bazı köpeklerin yaşam tarzı, egzersiz ve genetik, köpeğinizin vücudunun yaşlanmasında rol oynar.
Köpeklerde gördüğümüz, dejeneratif ve gelişimsel olmak üzere iki tür ortak sorun vardır. Dejeneratif eklem sorunları, zaman içinde yavaş hareketlilik ve güç kaybına bağlı olan durumdur. Gelişimsel eklem sorunları ise, eklemler büyüme sırasında olması gerektiği gibi oluşmadığında ortaya çıkar.
Dejeneratif sorunların çoğu yaşa bağlı olarak gelişirken, bazı ortak sorunlar küçüklük döneminden başlayabilir. Düzenli veteriner ziyaretleri, köpeğinizin sağlıklı kalmasını sağlayarak, yaşam evreleri için uygun kilo ve diyet sağlar. Eklem ile ilgili bazı ortak sorunlar şunlardır;
- Obezite
- Irk boyutu
- Irk genetiği
- Yaş
Köpekler aşırı kilo aldığında, kemiklerine ve eklemlerine gereksiz baskı biner. Her türlü zorlanmaya neden olan anormal derecede yüksek bir ağırlık taşımaları eklemleri için de problemler yaratabilmektedir.
Büyük ve dev köpek ırkları, devasa boyutlarından dolayı eklem sorunlarına sahip olma eğilimindedir. Örneğin, Alman Çoban Köpeği, Newfoundlands, St. Bernards ve diğer büyük ırklar gibi ırklarda kalça ve dirsek displazisi çok belirgindir.
Hızla artan boyut ve ağırlık, çeşitli ırklarda sorunlara neden olabilir, bu nedenle köpeklerin yavruluk dönemleri çok önemlidir. Bu dönemde köpeklerin ırklarının büyüklüklerine özel yavru köpek mamasıyla beslenmesi gerekir. Bazı eklem koşulları genetik olabilir, ancak diğer yaşam tarzı faktörleri bazılarını etkiler.
Bazı köpekler, ciddi eklem sorunlarına yol açabilecek belirli hastalıklara yatkındır. Uygun yetiştirme ile sağlıklı yavrular birçok genetik eklem hastalığından kaçınabilir.
Köpeklerimiz yıllar içinde yaşlandıkça vücutları da eklem ile ilgili problemlerin etkilerini hisseder. Yaşlanma doğal bir bedensel bozulmaya neden olur, bu yüzden karşılaşabilecekleri zorluklara ayak uydurmak çok önemlidir.
Köpeğiniz için yaşlanma kaçınılmaz olsa da köpeğiniz için o kadar zor olmak zorunda değildir. Optimum eklem sağlığı için birkaç ipucunu ve veterinerinizi takip ederseniz, yaşlılık dönemini tüylü dostunuz için kolay bir yol haline getirebilirsiniz.
Köpeklerde Sağlıklı Eklemler İçin Neler Önerilir?
Köpeğinizin sağlığının uzun ömürlü olmasında egzersizler oldukça önemli bir rol üstlenir. Köpeklerde egzersiz, köpeğin bedensel işlevlerinde, fiziksel becerilerinde ve mutluluğunda en önemli rollerden birini oynar. Ancak bir köpek belirli bir yaşa ulaştığında, hayatı boyunca zevk alarak geçirdiği tüm o eklem ve kaslar kaçınılmaz olarak azalacaktır.
Eğer köpeğinizle beraber yaptığınız egzersizler sırasında topallama fark ederseniz onu veteriner hekiminize götürmelisiniz. Tüm ani topallama durumlarında, köpeğinizin her zaman kontrol edilmesi önerilir.
Yavaşlık ve hareket kısıtlılığı belirtileri gösteren yaşlı köpeklerde, onları aktif tutmak olumludur. Bunun nedeni, köpeklerin eklemleri sertleştikçe bu eklemleri kullanmaktan kaçınmaları ve bu bölgelerdeki kasların zayıflayabilmesidir. Hareket etmeyen köpekler zaman geçtikçe yavaşlar.
Aktivitenin türü çok önemlidir;
- Egzersiz nazik ve düzenli olmalıdır. Köpeğinizi en iyi siz tanırsınız, bu nedenle ne kadar egzersiz yapabileceğini en iyi siz değerlendirirsiniz.
- Ani, sarsıntılı hareketlerden kaçınarak yürüyüşler yapmak.
- Topları ve frizbileri fırlatmaktan kaçının çünkü bu, sert eklemleri ağırlaştırabilecek sıçramalara neden olacaktır.
- Yüzme veya hidroterapi, tüm köpekler için iyi olabilir. Özellikle hareket kabiliyeti kısıtlı olanlar için yüzme harika bir egzersizdir. Ancak diz kapağı çıkıklığı gibi hastalıkları olan köpeklerde önerilmez bu yüzden köpeğinize yüzme egzersizi yaptırmadan önce veteriner hekiminize sormalısınız.
- Veteriner hekiminizle, yaşlı köpeğinizin yapabileceğini düşündükleri egzersiz hakkında konuşmalısınız.
- Diğer köpeklerle oyun oynama da oldukça yararlıdır. Bazen bir köpek için en iyi seçenek, diğer köpeklerle organik, sınırsız bir kaçma süresidir. Bu şekilde köpeğiniz doğal, kendi kendini düzenleyen bir şekilde biraz enerji harcayabilir ve ihtiyaç duyduğunda dinlenebilir. Köpeğiniz diğer köpeklerle oynarken dikkat etmeniz gereken şeyler, iyi anlaşmaları, boyutlarının birbirine uygun olmaları ve köpeğinizin herhangi bir ortopedik sorununun olmamasıdır.
Köpeğinizin eklemleri için dikkat etmeniz gereken bir konu da diyettir. Köpeğinizin sağlığı için bir tedavi olduğu kadar önleyici bir önlemdir. Köpeğiniz fazla kiloluysa, evcil hayvanınızın diyetini onların iyiliği için değiştirmek için yaşamı değiştiren bir karar verin. Hareket kabiliyeti azalmış köpekler, istenmeyen kiloları taşıyorlarsa bu onları daha da zorlayacaktır.
Bir köpeğin aşırı kilolu olduğu, özellikle belirli ırklar arasında her zaman açık değildir, bu nedenle kesin bir teşhis için bir veteriner hekiminize danışmanız faydalı olacaktır. Durum buysa, tüylü arkadaşınızla birlikte kilo vermenin zorluğunu kabul edin, ancak belirli yiyeceklerin onlara nasıl zarar verebileceğini veya onlara nasıl fayda sağlayabileceğini de öğrenin.
Hayatımızda yaşlı insanlara yaptığımız gibi, köpeklerimiz belirli bir yaşa geldiğinde ve bazı aktiviteler onlar için zorlaştığında, elimizden geldiğince hayatı kolaylaştırmaya çalışıyoruz. Ev ortamınızı evcil hayvanınız için daha konforlu hale getirmek için bazı yaşam tüyoları şu şekilde verilebilir:
- Yavrularınızı yere kadar inen yumuşak yataklarda yatmaları rahat inip çıkabilmelerini sağlar.
- Sert ahşap veya başka türlü kaygan zeminler, eklem veya hareket sorunları olan köpekler için zor olabilir. Özellikle köpeğinizin evin içinden en sık geçtiği yollar boyunca kilim döşemeler kullanmaya çalışın.
- Basamaklar ve rampalar, özellikle araba yolculukları yaygınsa, köpeğinizin arabaya binmesini ve arabadan inmesini kolaylaştırabilir.
- Köpek ebeveynleri olarak pek aşina olmadığımız bir şey, köpek masajı kavramıdır. Köpeğinizle daha sık rahatlamak ve ekstra samimi zaman geçirmek için, onlara nasıl masaj yapacağınızı öğrenin. Masaj esnekliği, dolaşımı ve genel refahı artırmaya yardımcı olabilir.
Köpeklerde Eklem Sağlığı İçin Alınabilecek Takviyeler Nelerdir?
Köpeklerin eklem sağlığı için alabileceği vitamin ve mineral anlamındaki takviyeler oldukça önemlidirler. Vitaminler; enerji üretimi, kemik oluşumu, bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi ve sıvı dengesinin sağlanması gibi vücudun birçok işlevinin yerine getirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. Bu işlevler evcil hayvanlarımızın hareketliliği için gereklidir.
Vitaminler beslenme yolu ile vücuda alınır ve laktik asit gibi maddeleri vücuttan atarak evcil hayvanlarımızın daha dirençli ve sağlıklı olmalarını sağlarlar. A ve D vitamini gibi yağda çözünen vitaminler vücutta depolanabilir iken tiyamin (B1) ve riboflavin (B2) gibi suda çözünen vitaminlerin günlük olarak alınması gereklidir.
Bakır ve manganez gibi mineraller enerji üretimini destekleyen enzimlerin önemli bileşenleridir. Bunlar, karaciğer ve böbrek gibi organlarda depolansalar da beslenme ile düzenli olarak alınmaları gerekir.
Bakır ve manganez gibi minerallerin vücuda az miktarlarda alınmaları gerekirken, magnezyum ve kalsiyum gibi diğer minerallere vücudun daha fazla gereksinimi vardır. Bunlar, güçlü kemik yapısı ve sıvı dengesinin sağlanması için önemlidir ve yine iyi bir beslenmeyle takviye edilmelidir.
Köpeklerde Kas Sağlığı İçin Alınabilecek Takviyeler Nelerdir?
Sağlıklı kaslar, hayvanların aktivitelerini sürdürebilmeleri için önem taşımalarının yanında eklemler için de güç ve destek sağlarlar. Sağlıklı kaslar için ‘’BioFeline Move+G Glucosamine 75 Tablet Kedi ve Köpekler İçin Eklem ve Kas Desteği’’ gibi takviyeler bu anlamda oldukça işe yaramaktadır.
Kas lifleri, proteinlerden sağlanan uzun zincirli amino asitlerden oluşur. Vücuttaki amino asitlerin doğru kombinasyonunun sağlanabilmesi ve kas üretilebilmesi için besinsel proteinlerin miktarı ve kalitesi son derece önemlidir. Vücudun ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılayabilecek amino asit kombinasyonları hayvansal proteinler ve maya proteinlerinde mevcuttur.
Hayvansal proteinler açısından zengin bir beslenme kas gelişiminin optimize edilmesini sağlar.
Yorumlar (0)
Yorum Yapın