Kediler İçin Sağlıklı Beslenme Nasıl Olmalı?
Bir canlının yaşamsal faaliyetleri arasında önemli bir yer tutan beslenme tüm vücut fonksiyonlarının devamlılığı için gerekli temel unsurdur. Canlı vücudunda gelişen tüm metabolik ve fizyolojik olayların rutin işlevlerini sürdürebilmesi için bir miktar besin gerekmektedir ve bu yaşam payı olarak adlandırılır. Canlının bedensel aktivasyonlarını sürdürebilmesi için de gerekli bir enerji payı ihtiyacı vardır. Yaşam payı ve enerji payı canlının toplam besin ihtiyacıdır ve zorunlu olarak dışarıdan alınması gerekmektedir. Beslenme ne kadar dengeli ve yeterli olursa canlının yaşam kalitesi de aynı oranda yüksek ve kaliteli olacaktır. Kedinin ırk, cinsiyet, yaş ve boyutlarına göre besin ihtiyacı farklı olabileceği gibi laktasyon, gebelik, çiftleşme gibi özel durumlarında da günlük besin ihtiyacı farklı olacaktır.
Yetişkin bir kedinin günlük enerji gereksinimi yaklaşık olarak 60-80 kcal/kg dir. Kedilerin sindirim sistemleri köpeklere göre bazı fizyolojik farklılıklar gösterir bu nedenle kedi diyetlerine bazı ilaveler yapmak ve gıdasında yeterli düzeylerde bulunmasına dikkat etmek gerekir. Yetişkin bir kedinin bağırsaklarında sakkaraz ve laktaz enzimlerinin aktivasyonu yavru dönemlerine göre daha az olduğundan süt gibi laktoz içeren gıdalar vermekten kaçınılmalıdır. Aksi halde ishaller baş gösterebilir. Kedilerin karaciğerinde glikokinaz enzimi bulunmaz bu nedenle karbonhidrat düzeyi yüksek gıdaları sindiremediklerinden sevmezler.
Kediler protein oranı yüksek gıdaları daha çok tercih ederler. Özelliklede hayvansal protein kaynakları kullanılan mamalar kediler için oldukça caziptir. Protein kaynağı olarak et ve tavuk ilk sırayı alır. Aşırı protein tüketiminin ileri dönemlerde böbreklerde kronik rahatsızlıkların nedeni olabileceğini unutmamalı ve doğru düzeyde protein tüketimini sağlamalısınız. Yumurta kedinize verebileceğiniz iyi bir protein kaynağıdır ancak çiğ vermemelisiniz. Çünkü çiğ yumurtanın akında B vitaminini nötralize eden avidin maddesi vardır. Karbonhidratlar kedinizin enerji ihtiyacının sağlanmasında önemli bir yer tutar. Bu nedenle sindirilebilirliği yüksek nişastalı besinlerin gıdasında bulunmasına dikkat etmelisiniz.
Kedilerde amino asitler pankreasta insülin salgısını aktive ettiklerinden yetişkin bir kedinin beslenmesinde önemli bir yeri vardır. Amino asitlerin birçoğu vücut tarafından sentezlenebilir. Ancak bir kısmı da vücutta sentezlenemez (esansiyel amino asitler) ve gıdalar ile dışarıdan alınmalıdır.
Kediler için en önemli esansiyel amino asit taurindir ve yetişkin bir kedinin gıdasında yeterli düzeyde bulunması gerekir. Bunun içinde kediniz hayvansal protein tüketmeli veya dışardan takviye edilmelidir.
Yavru kedilerde beslenme oldukça önemlidir. Özellikle kedi beslenmesi söz konusu olduğunda daha dikkatli olmak bir zorunluluk halini almaktadır. Çünkü kediler daha seçicidirler ve bu nedenle onları belli diyetlere uydurmak oldukça zordur. Yapıları gereği kediler daha fazla protein tüketmek zorundadırlar. Yine yapıları gereği bazı maddeleri (Taurin, A vitamini, Araşidonik asit gibi) hayvansal kökenli gıdalardan karşılamak zorundadırlar. Ayrıca kediler köpeklerden daha sık yemek yeme ihtiyacındadırlar.
Örneğin yetişkin bir köpek günde bir veya iki öğün yemek yiyerek yaşamını sürdürürken bu kedilerde 4-5 öğün olmak zorundadır. Ayrıca kedilerin enerji ihtiyacı vücut ağırlıklarına kıyaslandığında çok fazladır. Yavru bir kedinin enerji ihtiyacı ise yetişkin bir kediye göre daha fazladır. Doğumun hemen sonrasında annenin memelerinden salgılanan kolostrum, içerdiği antikor ve diğer immun maddeleri ile yavru kedi ve köpeklerin hastalıklara karşı korunmasına yardımcı olur. Bu koruyucu maddeler sadece ilk 24 saat içerisinde yavrunun bağırsaklarından emilebildiğinden, doğumdan hemen sonra anne tarafından emzirilmeleri gelecek günler için büyük önem taşımaktadır.
Doğumu takiben ilk 24-72 saat içerisinde annenin sütü kolostrumdan normal süte dönüşür. Yavrular ilk 3-4 hafta boyunca, günde minimum dört ya da altı kez emzirilmelidir. 4 haftalığa ulaşıncaya kadar anne sütü normal gelişim için yeterlidir. Bu sürenin sonunda anne sütü yavrunun artan yüksek miktardaki kalori ihtiyacını tek başına karşılamaya yetmeyebilir. Bu yüzden yavrulara anne sütünün yanı sıra takviye olarak yavrular için hazırlanmış süt tozlarından ve takriben 5 haftalık olduktan sonra yumuşak mamalardan verilebilir.
Ancak doğum sonrası herhangi bir nedenle anne sütü sağlanamıyorsa o zaman beslenme dışardan karşılanmalıdır. Bunun için hemen hemen anne sütüne yakın biyolojik yararlılık sağlayan hazır yavru kedi süt tozları vardır. Bunların kullanılması yavrunun sağlıklı gelişimini sağlayacaktır. Bu durumda dikkat edilmesi gereken şey anne olmadığı için yavrunun dışkısı, idrarı takip edilmeli ve varsa gazı giderilmelidir.
Birçok yavru kedi en geç 8 haftalıkken sütten kesilirler. Bu döneme gelindiğinde yavrular yavaş yavaş sütten kesilmeli ve mamalara geçiş yapılmalıdır. Bu mamalar yavrunun tüm ihtiyacını karşılayacak biçimde olmalıdır. Sık sık, azar azar verilmeli yine dışkı kontrolü yapılmalı ishal veya kabızlık gibi sorunlar derhal çözülmelidir. Mamalara geçişle beraber temiz ve taze içme suyu sürekli olarak önünde bulundurulmalıdır. Daha öncede belirtildiği gibi yetişkin olana kadar geçen süre içinde beslenme çok büyük önem taşır ve bu nedenle kedinize vereceğiniz gıdaların özenle seçilmiş olması gerekmektedir. Yavru kediler erişkinlere oranla üç kat daha fazla enerji ihtiyacına ve besine ihtiyaç duyarlar. Fakat küçük ağız, diş ve mide yapıları aldıkları ve sindirdikleri gıdanın miktarını büyük oranda kısıtlar. Bu nedenle yavru kedilerin ihtiyaçlarını karşılayabilecek sindirimi kolay bir yapıya sahip hayvansal kaynaklı gıdalar ile beslenmeleri faydalı olacaktır.
Hamilelik tüm ihtiyaçların arttığı özel bir dönemdir. Bu dönemde artan bedensel ihtiyaçlara bağlı olarak kedinizin beslenmesine özen göstermelisiniz. Çünkü bu dönemde kedinizin kendi yaşamsal fonksiyonlarının devamını sağlamak için gerekli besin miktarı yanında, yavru gelişimini de sağlayacak oranda besin alması gerekir. Bu nedenle hamilelik döneminde anne kedinin aldığı gıda miktarı ve içerdiği besin maddelerinin miktarında artış yapılmalıdır.
Hamilelik döneminde anne kedinin ihtiyacı olan kaloriyi belirlerken kedinin aktivitesi, çevre ısısı ve belirlenmesi mümkünse yavru sayısı göz önünde bulundurulmalıdır. Hareketli bir kedinin alacağı miktar ile daha az hareketli olan bir kedinin alacağı gıda miktarı muhakkak ki aynı olmayacaktır.
Ancak yetişkin kedilerde beden ağırlığı yaklaşık olarak aynı olduğundan daima ortalama bir değer gözetilerek verilecek miktarı ayarlamak veteriner hekimler için daha pratiktir.
Hamile bir kedinin gıdasında, normal bir yetişkinin gıdasında bulunması gereken besin maddeleri bulunmalı ancak bu besin maddelerinin oranı daha yüksek olmalıdır. Özellikle artan kalori ihtiyacı nedeniyle protein, yağ ve karbonhidrat oranları daha yüksek olan gıdalar ile beslemek faydalıdır olacaktır.
Hamile bir kedinin beslenmesinde dikkat etmeniz gereken konuları şöyle sıralayabiliriz.
- Öncelikle düzenli ve dengeli bir beslenme önemlidir.
- Yemeğinin miktarını ve mümkünse öğün sayısını artırarak vermek,
- Protein oranı yüksek, yağ oranı dengeli gıdaları tercih etmek,
- Temiz ve yeterli suyu sürekli bulundurmak,
- Ev yemeği ile beslenen kedilerde taurin ve araşidonik asit gibi esansiyel besin maddelerinin takviyesini yapmak (veteriner hekiminizin önerisi ile)
- Hazır mama firmalarının portföyünde hamile kediler için ayrı bir mama çeşidi yoktur. Ancak “kitten” mamalar olarak tanımlanan yavru kedi mamaları hamile ve süt veren kedi beslenmesinde rahatlıkla kullanılmaktadır.
- Hamile kedi beslenmesinde hazır kuru mama olarak yavru mamaları tercih edilmesinin nedeni besin maddeleri oranlarının daha yüksek olmasıdır. Ayrıca anne sütü ile alınan bu tür besinlere yavruların sindirim sisteminin adaptasyonu daha kolay olacaktır.
Kedilerde yetişkinlikten yaşlılığa geçiş sınırı, köpeklere kıyasla daha geç dönemlerde başlar ve ortalama 10-12 yaş civarıdır. Bu dönemde kedinize bir yavrunun bakımı kadar özenli bir bakım sağlamalısınız. Yavru döneminde vücut gelişiminin sağlanması ne kadar önemli ise, yaşlılık dönemlerinde de vücut sistemlerinin korunması o kadar önemlidir.
Kedinizde yaşlanma ile oluşabilecek fizyolojik farklılıkları bilmeniz bu konularda gerekli önlemleri alarak onun yaşam sürecinin uzun ve sağlıklı olmasına olanak sağlayacaktır. Yaşlanan kedinin gereksinimleri yaşına bağlı olarak değişecektir. Artık daha farklı bir beslenme şekline geçilmeli artan ve azalan ihtiyaçları mutlaka gözetilmelidir.
Yaşlı bir kediniz varsa düzenli diş kontrollerini ihmal etmemelisiniz. Zamanla azalan diş sayısı daha yumuşak gıdalara geçişi zorunlu kılacaktır. Unutulmamalıdır ki beslenme ağız ile başlar. Hücresel yaşlanmalar deri ve tüy yapısındaki değişimlerle kolayca gözlemlenebilir. Deri elastikiyetini kaybeder ve tüyler matlaşarak cansızlaşır. Bu nedenle hücre yaşlanmalarını geciktirmek amacı ile C, E vitamini ve Taurin ilaveleri faydalı olacaktır. Özellikle C vitamini iştah artırıcı ve üriner asitleştirici etkisi olduğundan yaşlılık döneminde kullanımı faydalı olacaktır.
Yaşlı kedilerde böbrek problemleri genç kedilere oranla daha fazla görülmektedir. Ayrıca kalsiyum oksalat ve struvit taşlarına karşı aşırı duyarlılık daha fazla olacağından gıdasındaki fosfor miktarına dikkat edilmeli ve fosfor oranı daha düşük gıdalarla beslemelidir.
Yaşlanma ile birlikte hareketliliği azalan kedinizin yediği miktara dikkat ederek aşırı kilo almasını önlemeniz, eklem hastalıkları, kalp ve damar sistemi hastalıkları gibi pek çok metabolik hastalığın önlenmesi açısından önemlidir.
Yaşlanmanın doğal sonucu olarak görülen metabolik değişimler zamanla immün sistem üzerinde de etkin olacaktır. Hastalıklara karşı vücudun direnci azalabileceği gibi ilaçların da vücut tarafından değerlendirilebilme oranı düşecektir. Bu durumda hastalıklara karşı duyarlılık ve geç iyileşme gibi sorunlar gelişecektir. Yaşlı kedilerin dengeli bir şekilde beslenmesi gerekli olan temel gıdaların alınması vücut direncini ve yaşam kalitesini artıracaktır.
Yaşlanma ile birlikte solunum sistemi de etkilenir. Soluk alışlar sıklaşır ve bu durum özellikle böbrek yetmezliği olan yaşlı kedilerde özelliklede sıcak havalarda dehidrasyona neden olabilir. Bu nedenle kedinizin önünde bol ve temiz su kabını sürekli bulundurmanız oldukça faydalı olacaktır.
Böbrek fonksiyonlarının azalmasına bağlı olarak protein oranı düşük gıdaları tercih ederek filtrasyon oranı yavaşlamış olan böbreklerin yükünü azaltmak gerekmektedir. Bu nedenle kolay sindirilebilir protein içeren gıdalar tercih edilmelidir. Yağlar enerji kaynağı olması ve yağda eriyebilen vitaminlerin kolay alınmasını sağlaması yönünden gıdalarında yeterli düzeyde bulunmalıdır. Karbonhidrat oranının yüksek olması yaşlı kedilerde şişmanlık ve şeker hastalığını artırıcı etki yapabileceğinden gereğinden fazla karbonhidrat gıdalarda bulunmamalıdır.
Yaşlılıkla birlikte bağırsak hareketlerinin de yavaşlaması sindirim sistemi problemlerine neden olabilir. Bu nedenle lif oranı daha yüksek olan gıdalara ağırlık verilmelidir. Yaşlılıkla beraber kedinizde çevresel değişimlere adaptasyon yeteneğinde azalma, kemik yapısında dejenerasyonlar, görme ve işitme kaybı gibi pek çok fonksiyonel bozukluklar gelişebilir. Dengeli ve düzenli bir beslenme ile, yaşlılığın doğal sonucu olarak gelişen birçok bozukluğu önlemek ve geciktirmek mümkün olabilir.
Kediler Ne ile Beslenir?
Kedilerin, sağlıklı bir yaşam sürmeleri için yüksek kaliteli hayvansal proteinlere ihtiyaçları vardır. Bir vegan beslenme diyetiyle kediler hayatta kalamazlar. İhtiyaç duydukları proteinleri alabilmek için kesinlikle et ve et ürünleri gerekmektedir.
Gerekirse kedinizi beslemeye karar vermeden önce, sağlık durumu ve cinsine göre alabileceğiniz doğru kedi mamasına yönlendirmesi için bir veterinere danışın.
Kediler, etobur canlılar olduklarından onlar için gereken vitamin ve mineralleri proteinlerden alırlar. Ayrıca kedilerin enerjilerini proteinlerden elde ettikleri bilinmektedir. Fakat proteinler dışında da kedilerin gereksinim duydukları gıdalar bulunmaktadır. Sevimli dostlarımızın sindirim sistemlerini destekleyen ve iç organlarının sağlığını koruyan yiyecekler kuru mamaların dışında takviye edilebilir fakat bu ek gıdaların tuzlu, yağlı ve baharatlı olmamasına özen gösterilmeli ve kedilere verilecek etler asla çiğ olmamalıdır. Süt ve süt ürünleri ise kedilerin sindirim sistemini olumsuz yönde etkileyebileceğinden bu gıdaların ölçüsüne ve miktarına da oldukça dikkat edilmelidir. Ayrıca kediler, insanlar için hazırlanan yemekler ve atıştırmalıklardan uzak tutulmalıdır.
Kedinizin beslenmesini kuru mama dışında bazı ek gıdalar ile desteklemeniz mümkündür. Bu noktada unutulmaması gereken, kedilerin ana öğünlerini kuru mamaların oluşturduğudur. Kaliteli kuru kedi mamaları dışında kedinize vereceğiniz gıdalar az miktarda olmalı ve ana besinlerin yerine geçmemelidir. Az miktarda ve sık olmayacak şekilde kedinize bu gıdaları yedirmenizde sakınca yoktur. Mamadan daha fazla ve daha sık şekilde ek gıdayı kedinize vermeniz kedinizin mama yememesi sonucunu doğurur. Bu da kedinizin sağlığını olumsuz yönde etkiler. Kedinizin ana besini olan kedi mamasından sonra beslenmesinin ayağını oluşturan ve sağlığını olumlu yönde etkileyen besinler şunlardır:
- Et Ürünleri
- Süt Ürünleri
- Tahıllar
- Sebze ve Meyveler
- Yumurta
Et Ürünleri: Kediler, ana besin kaynağı olan proteinleri etten alırlar. Etçil olan bu canlılara kırmızı etin yanı sıra tavuk, hindi ve balık eti verebilirsiniz. Ama kedinize az miktarda yedireceğiniz etlerin yağlı olmaması ve pişirilmesi önem arz eder. Kızarmış etler dışında haşlama ve ızgarada pişirilmiş et ürünleri kediniz için ideal besin kaynaklarıdır. Fakat eti hazırlarken tuz ve baharat kullanmamalı, etleri soğan ya da sarımsak gibi kedilere zararlı olan gıdalarla birlikte pişirmemelisiniz. Dikkat edeceğiniz bir diğer nokta da kedinize her gün et verilmemesi gerektiğidir. Bu, onun bir daha mama yememesine ve bu nedenle yeterli beslenmemesine neden olur.
Süt Ürünleri: Kediler, süt ve süt ürünlerini sindirme konusunda oldukça hassastırlar. Dolayısıyla hiçbir kediye çiğ süt vermek uygun değildir. Hatta kedinize hiç süt vermemeniz daha olumlu olacaktır. Bunun yerine sindirim sistemlerini rahatlatan yoğurtla kedilerin diyetleri takviye edilebilir. Her gün ufak ölçülerle yoğurt vermek kediniz için oldukça yararlıdır ve özellikle kabızlığı önleyicidir. Peynir ise kedilerin çok sevdiği bir gıdadır ancak peynirlerin de yağlı ve tuzlu olmayan çeşitleri kediler için tavsiye edilir.
Tahıllar: Kediler, sebze ve meyvenin yanında şaşırtıcı biçimde tahıllara da ihtiyaç duyarlar. Zaten kuru kedi mamalarının bazıları da tahıl içermektedir. Kedinizin kilo problemi yoksa mısır, yulaf, arpa ve buğday içeren gıdalar ile az tahıllı kuru kedi maması çeşitlerini kedinize vermenizde fayda vardır. Böylece lif bakımından zengin tahıllar ile kedinizin sindirim sistemi düzenlenmiş olur.
Sebze ve Meyveler: Kediler, etçil olsalar da bazı sebze ve meyveler onlar için son derece yararlıdır ve beslenme programlarında yer almalıdırlar. Örneğin karpuz, kedilerin deri ve göz sağlığında olumlu etkilere sahipken kavun ise lif içerdiği için kedilerin sindirim sistemlerini destekler. Yine lifli bir besin olan balkabağı sayesinde kedilerin temizlenirken yuttukları tüyler dışkılama yoluyla vücuttan atılır. Çilek; kedilerin bağışıklık sistemini desteklerken, elma kedilerin A, C ve E vitamini almasını sağlar. Bu meyvelerin dışında muz, yaban mersini ve havuç da kedilerin sağlığına yararlıdır.
Sebzelerden ise ıspanağı haşlayarak kedinizin mamasına ve gıdalarına karıştırıp böbrek rahatsızlıkların önüne geçebilirsiniz. Kabak, yeşil fasulye ve bezelye de kedilerin diyet listesinde kendine yer bulabilecek sebzelerdir. Bu sebze ve meyveleri kedinize doğrudan tattıramıyorsanız içeriğinde bu gıdaların bulunduğu kuru mamalardan edinebilirsiniz.
Yumurta: Kediler için oldukça sağlıklı bir protein olan yumurta, tamamen pişirilerek küçük ölçülerde kedilere verilebilir. Fakat yumurtanın yağda pişirilmemesi ve haşlanarak kediye yedirilmesi şarttır. Çiğ olan ya da az pişmiş yumurta ile bir bütün yumurta kediler için oldukça zararlıdır.
Kuru ve Yaş Mamalar
Kedilere verilen kuru ve yaş mamaların ayrı ayrı avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır.
Kuru kedi mamasının en büyük avantajlarından biri saklama ve kediye serviste kolaylık sağlamasıdır. Tüm gün bozulmadan mama kabında durabilir. Böylece kediniz sık sık mama yer ve bu da sağlıklı yeme alışkanlıklarını desteklemek için idealdir. Doğru biçimde formüle edilen kuru mamalar, ayrıca mama yüzeyinde hafif kazıyıcı bir yüzeye sahiptir ve kedinizin dişlerindeki tartar seviyesini kontrol ederek diş sağlığını iyileştirmeye yardımcı olur.
Birçok kedi gerekli sıvı miktarını su içerek almaz ve içilen suya takviye olarak yedikleri mamaların içindeki sudan yararlanır. Yaş kedi mamasının en büyük avantajlarından biri kediye ekstra su sağlayarak sadece vücut su dengesini korumakla kalmayıp böbrek veya idrar yolu gibi organlarda sağlık sorunlarının oluşma olasılığını azaltmaya yardımcı olmasıdır.
Yaş mama ayrıca kuru mamaya göre daha zengin bir aroma verdiği için tat yerine ağırlıklı olarak koku duyusuyla hareket eden kediler için avantaj sağlar. Kedilerin koku alma duyusu ortalama bir insanınkine kıyasla çok daha güçlüyken insan dilinde kedininkinden yirmi kat daha fazla tat tomurcuğu vardır.
Kediler diyetlerindeki küçük çeşitlendirmelere olumlu tepki verir. Ancak bu durum her öğünde farklı bir mama yemeleri ya da mamasının ayda bir değişmesi anlamına kesinlikle gelmez. Bununla birlikte, yaş ve kuru mamanın karışımından oluşan bir beslenme sağlamanın seçici davranan evcil hayvanlardaki sorunları azalttığı görülmüştür. Mamanın ağızdaki hissiyatı söz konusu olduğunda tercihler kediden kediye değişir. Karışık bir beslenme sağladığınızda, çeşitli mamaların dokularına ulaşabilir ve hoşuna gideni seçebilirler.
Karışık besleme, kedinin doğal beslenme davranışına uygundur. Kediler gün boyunca farklı küçük öğünler tercih eder. Kedinize çeşit sağlamak için onlara gün içerisinde ayrı kaplarda yaş ve kuru mamaların bir karışımını verin.
Süt
Süt, özellikle yavru kedilerde aklımıza ilk gelen besinler arasındadır. Sokakta kimsesiz bir yavru kedi gördüğümüzde hemen bir süt almak ve onu beslemek isteriz. Bunun onun için en doğru ve doyurucu yemek olduğunu düşünürüz. Keyifle içtiğini görmek bizi de çok mutlu eder. Halbuki bunun ona yarar yerine zarar verebileceği ihtimali aklımıza bile gelmez.
Her hayvanın tükettiği besine göre sindirim sistemimde onu parçalayabilecek enzimler bulunmaktadır. Maalesef süt içerdiği laktoz sebebiyle kedilere zarar vermektedir. Kedilerin sindirim sisteminde, sütte bulunan laktozu parçalayacak kadar enzim yoktur. Kedilere süt verildiğinde, içinde bulunan laktoz kedi vücudunda bulunan diğer mikroorganizmaların hızlıca üremesine ve kedinizin ishal olmasına sebep olur. İshal, dışkı sırasında kedi için faydalı olan diğer besinlerin de vücuttan atılmasına sebep olur. Aynı zamanda su kaybına da neden olur. Bu da onların sağlığını tehlikeye atabilmektedir. Yavru kediler için maalesef çoğu zaman bu ölümle bile sonuçlanabilir.
Anne sütü ile beslenemeyen kedilerin onlar için özel olarak hazırlanmış süt tozları ile beslenmesi daha uygun olacaktır. İnsanlar için üretilen laktozsuz sütlerde içerdikleri yağ miktarlarının fazla olması sebebiyle kediler için uygun değildir. Aromalı diğer süt çeşitleri de şeker içerikleri nedeniyle kedilerin hem mide hem de göz sağlıkları için oldukça zararlıdır.
Mutlaka kedilere süt verilecekse de sütün içerisinde bulunan laktoz seviyesini azaltmak için süte yarı yarıya su katılarak verilmesi önerilmektedir. Kedilerimizin sağlıklı bir yaşam sürmeleri için en doğru besin onlar için üretilmiş olan besinlerdir. Kedinin yaşına göre en uygun mamayı seçerek kedilerimize sağlıklı ve güvenli bir yaşam sunmaya bu bilgiler ışığında gayret edelim .
Kediler için özel olarak üretilen süt veya süt tozu ürünleri bulunmaktadır. Bu ürünlerin içeriğindeki laktoz miktarı ya azaltılmıştır ya da ürünler tamamen laktozsuz olarak sunulmuştur. Bu nedenle kediler için özel formüle edilmiş sütler kullanılabilir.
Balık
Evet, kediler balık sever. Çiğ balık kediler için oldukça zararlı bir besindir. Çiğ balık oldukça hızlı bir şekilde bakteri oluşturarak kedinizin sindirim sisteminde sorunlara davetiye çıkarabilir.
Aynı zamanda çiğ balık kedinizin sahip olduğu ve farklı besinler ile vücuduna aldığı yararlı besinlerin emilimini azaltarak veya yavaşlatarak sağlıklı besin gıdalarının vücuda alınmasını kısıtlar. Eti mutlaka yağsız bir şekilde pişirdikten veya haşladıktan sonra tuzsuz ve baharatsız olarak kedinize vermemiz gerekmektedir. Özetleyecek olursak pişmemiş balık kediniz için zarar teşkil ederken pişmiş balık oldukça yararlıdır.
Et
Çiğ et, çiğ balık ve çiğ yumurta kedilere verilmemesi gereken gıdalar kategorisinde en dikkat edilmesi gereken besinlerdir. Çiğ et tüketimi insanlar için de kediler içinde oldukça zararlıdır. Çiğ et salmonella ve E. coli zehirlenmesine neden olmaktadır.
Et konusunda dikkat edilmesi gereken noktalardan birisi de tavuk etidir. Tavuk eti kediler için uygun ve yararlıdır ancak kediler, köpekler gibi kemikleri sindiremezler. Kedilere kesinlikle tavuk kemiği verilmemelidir. Bu kemikler kedilerin ağızlarına, yemek borularına batabileceği gibi midelerini ve bağırsaklarını parçalayabilirler. Sokaktaki dostlarımıza tavuk veya balık verecekseniz kemiklerinin ve kılçıklarının ayıklanmış olmasına dikkat etmeniz gerekir.
"Kedilere Yemek Nasıl Verilmelidir?"
Kedilere yemek verilirken dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır. Nasıl besleyeceğinizi bilmediğinizde kedilere yarardan çok zarar verebilirsiniz. Tiamin (B1) vitamini eksikliği kedilerde sık görülen bir durumdur. Bu nedenle tiaminin parçalanarak yıkılmasında rol alan tiaminaz enziminin çiğ balıkta bulunduğu dikkate alınmalı ve kedilere çiğ balık yedirmemeye özen gösterilmelidir.
Kalsiyum ve fosfor da kedinizin yemeğinde uygun oranda bulunmalıdır. Aksi halde ilerleyen yaşlarda kedinizde kemik deformasyonları söz konusu olabilir.
Kediler aktif A vitamini sentezi yapamazlar bu nedenle bu ihtiyaçlarını karşılayabilecekleri hayvansal kökenli gıdaların yemeklerinde bulunmasına özen gösterilmelidir.
Bu temel özellikler dikkate alınarak hazır mama firmaları tarafından çok çeşitli spesifik ürünler kedilerin beğenisine sunulmuştur. Örneğin kilo almaya meyilli kediler için light mamalar, kıl yumaklarının atılımını kolaylaştıran mamalar, alerjik deri yapısına sahip kediler için kuzu etli mamalar, balıklı mamalar, tavuklu mamalar, İran kedilerine özgün mamalar, deri ve tüy yapısını güçlendiren mamalar, hassas sindirim sistemi olan kediler için sensitive mamalar gibi pek çok ürün bulunmaktadır.
Kediler sık sık yemek yemeyi severler. Özellikle idrar taşları açısından (Struvit) problemi olan kedilerde vücut asiditesinin normal seviyede tutulabilmesine yardım için sık yemek yemek önemlidir. Sürekli bol ve temiz su bulundurmalısınız. Eğer kuru mama ile besliyorsanız bu bir zorunluluktur.
Konserve gıdalar her zaman kedilerin tercih ettiği mamalar arasındadır. Yalnız bu mamaların tüketimi sırasında tarihlerine ve bombaj yapıp yapmadığına dikkat edin.
Yiyecekleri konusunda her zaman seçici davranan kediler gıda değişikliklerinden pek hoşlanmazlar. Zorunlu bir değişim yapılacaksa bu geçişin günlere dağıtılarak yavaş yavaş olması sindirim sisteminin adaptasyonu için de izlenecek en doğru yoldur.
Yetişkin bir kedinin beslenmesinde dikkat edilmesi gereken en önemli unsurlardan bir tanesi de kilosunun kontrol altında tutulmasıdır. Bilindiği gibi fazla kilo her zaman olası bir sorunun (kalp, dolaşım, iskelet sistemi gibi) ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu nedenle kediniz kilo almaya başladığında hemen veteriner hekiminize danışarak onun için en uygun diyet mamayı seçerek kilo sorununu çözümlemelisiniz.
Kedilere Verilebilecek Ek Takviyeler Nelerdir?
Yüksek kaliteli kedi mamaları kedilerin ihtiyacı olan tüm besinleri karşılamak üzere tasarlanmıştır, ancak bazı durumlarda bu mamalar yeterli gelmeyebilir veya özel durumlardan dolayı kedinin daha fazla vitamine ihtiyacı olabilir.
Eğer kedinizin ek gıdaya ihtiyacı olduğunu düşünüyorsanız, besin takviyelerine başvurabilirsiniz. Özellikle kalp veya böbrek hastalığı olan kediler için vitamin takviyesi gerekebilir. Bu konuda kesin bir kanıya varabilmek için veteriner hekime başvurulması gerekmektedir.
Kedinize besin takviyesi vermeyi düşünebilirsiniz, ancak ilk olarak kedinizin takviyeye ihtiyacı olup olmadığını araştırmanız ve bunu öğrenmeniz gerekmektedir. Bu konudaki en iyi yöntem kedinizi veterinere götürmek olacaktır. Veteriner hekim tarafından yapılacak olan genel değerlendirme sonucunda kedinizin ihtiyacı olan vitaminler ortaya çıkacaktır. Veterineriniz tarafından tavsiye edilen takviyeler hakkında bilgi alarak kullanmaya başlayabilirsiniz.
Eğer veterineriniz kediniz için takviye kullanılmasını uygun gördüyse, kediniz için vitamin takviyesi satın almanız gerekecektir. Satın aldığınız vitaminlerin yüksek kalitede olduğundan emin olmanız gerekir. Bu aşamada veterinerinizin önerdiği vitaminleri kullanabilirsiniz. Bu vitaminleri satın alırken içeriğinde yer alan besin maddeleri incelenmelidir ve kedinizin ihtiyacı olan vitaminler ile karşılaştırılmalıdır.
Vitamin takviyelerinin ambalajlarının üzerinde kullanım dozajları yer almaktadır. Bu bilgiye uyarak kediniz için uygun olan kullanım oranını öğrenebilirsiniz. Bunun yanı sıra veterinerinizin uygun gördüğü dozajı kullanabilirsiniz.
Vitamin takviyeleri farklı çeşitlerde bulunabilir. Macun, sıvı veya hap şeklinde bulunan vitaminler en çok kullanılanlar arasında yer almaktadır. Kediler için macun ve sıvı olan vitaminlerin kullanımı daha kolay olarak görülebilir. Çoğu kedi hap yutmaktan hoşlanmaz ve kedilere hap içirmek oldukça zordur. Örneğin, sıvı vitamin takviyeleri kedinin mamasına kolaylıkla karıştırılabilir.
Hasta kediler için vitamin kullanımı kedinin sağlığını kontrol altına almak için iyi bir seçenektir. Genel olarak kalp, böbrek, karaciğer ve eklem ağrılarına karşı vitamin kullanılması tavsiye edilmektedir.
Kalp hastalığı bulunan kediler için verilmesi gereken bazı ek besin takviyeleri bulunmaktadır. Kalp sorunu yaşayan kediler için Omega-3 tüketimi önemlidir. Bu besin kaynağı balıklarda bol miktarda bulunmaktadır. Bunun için balık yağı içerikli vitamin takviyelerini tercih edebilirsiniz.
Kedilerde sık görülen hastalıklar arasında yer alan böbrek sorunları kedinizin vitamin kaybetmesine yol açabilir. Böbrek hastalığı bulunan kediler daha sık idrara çıkarlar. Dolayısıyla suda çözünen vitaminleri dışarıya daha hızlı bir şekilde atarlar. Bu sorunu ortadan kaldırmak için B ve C vitamini takviyesi almak önemlidir. Ayrıca kedinin mamasının içeriğinde B ve C vitamini yer almasına özen göstermelisiniz.
Karaciğer sorunu görülen kediler için veteriner hekime danışarak ek takviye uygulaması sağlanabilir. Özellikle antioksidanlar bu süreç içerisinde faydalı olabilir. Bunun yanı sıra E Vitamini ve C Vitamini takviyesi gerekebilir.
Özellikle yaşlı kedilerde görülen eklem sorunları için takviye kullanılması bir çözüm olabilir. Ayrıca bu durumda veterinere danışılabilir. Kemik gelişimi için D vitamini, fosfor ve kalsiyum büyük önem taşımaktadır. Bu besinlerin alınması sorunu tamamen ortadan kaldırmaz, ancak kedinin eklem ağrılarını azaltacaktır.
Yavru Kedilere Verilebilecek Ek Takviyeler Nelerdir?
Kedi sağlığı için önemli takviyeler aşağıdaki gibi sıralanabilir.
- A Vitamini
- D Vitamini
- E Vitamini
- Fosfor
- Omega 3
- Omega 6
- Taurin
- B7 vitamini
- Çinko
- Demir
- Manganez
- Kalsiyum
Tüm kedi vitamini ve kedi besin takviyesi çeşitleri kedi dostlarımızın sağlıklı bir yaşam sürmesi için özelleştirilmiştir. Ancak eksikliğin bir sorun olduğuna emin olduğumuz kadar fazla tüketimin de zararlı olabileceğini göz önünde bulundurmayı unutmamak gerekir.
A Vitamini: Göz sağlığı ile başta olmak üzere diş, tırnak, tüy ve kemik sağlığı açısından da çok önemli bir vitamindir. Sağlıklı bir üreme sistemi için de A vitaminine ihtiyaç duyulur.
D Vitamini: Kalsiyum ve fosfor emilimini gerekli olan seviyeye taşır ve kemiklerle kalsiyum bağlanmasını destekler. Bu sayede kediler daha güçlü kemiklere ve dişlere sahip olur. D vitamini idrardaki kalsiyum ve fosfor miktarının azalmasında etkilidir ve kedilerde yaşanan böbrek sorunlarına önlem almak için bu çok değerlidir.
E Vitamini: Yaşlanma etkilerini azaltması ve yavaşlatması ile bilinen bu vitamin bağışıklık sistemini destekleyicidir.
B7 Vitamini: Biyotin olarak da bilinen kemik sağlığı açısından çok değerli olan bu vitamin aynı zamanda tüylerin sağlıklı ve parlak olmasına da yardımcı olur. Cilt sorunları karşısında da oldukça etkili olan bu takviye uzun tüylü kediler için daha çok tercih edilmektedir.
Fosfor: Kemik sağlığı açısından çok değerli olan fosfor aynı zamanda sağlıklı hücre oluşumu ve gelişimi açısından da büyük öneme sahiptir. Bu nedenle hamilelik döneminde alımına özellikle dikkat edilmesi gerekir. Ancak fazla fosfor takviyesinin kedilerde tıpkı kalsiyum ile olduğu gibi çeşitli böbrek sorunlarına neden olacağı unutulmamalıdır.
Omega 3: Beyin fonksiyonları açısından değerli olan bu yağ asidinin aynı zamanda eklem sağlığı açısından da çok önemlidir. Antienflamatuar özelliği bulunan yağ asidi eklem iltihaplanma sorunu olan yaşlı kediler için destekleyicidir. Cilt ve tüy sağlığı açısından da oldukça değerli olan bu yağ asidinin tüy dökülmesini azalttığı bilinmektedir.
Omega 6: Yağda çözünen vitaminlerin emilimi için önemli olan omega 3 yağ asitleri aynı zamanda deri ve tüy sağlığı açısından da çok önemlidir. Gelişimin desteklenmesi ve hücre sağlığı için de önemli olan omega 6'nın günlük beslenmede doğru miktarda alınması önemlidir.
Taurin: Kedi sağlığı için çok değerli bir amino asit olan taurin gerekli durumlarda mutlaka takviye edilmelidir. Pek çok mama ve kedi besin takviyesi içerisinde bulunan bu amino asit göz ve kalp sağlığı açısından hayati öneme sahiptir. Taurin eksikliği kalp kasının zayıflamasına ve buna bağlı ölümlere neden olabilir. Anne olacak kediler için de hem ürüme sağlığı hem de bebeğin gelişimi açısında büyük öneme sahip olan taurin, en dikkatli olunması gereken kedi besin takviyesi olarak bilinmektedir.
Çinko: A vitaminin etkisinin artmasına ve vücutta taşınmasına yardımcıdır. Üreme sağlığı açısından önemli olan çinko ayrıca cilt ve tüy sağlığı için de önemlidir.
Demir: Oksijenin taşınmasında destekleyicidir. Bu durum hücre yenilenmesi ve bölünmesi açısından oldukça önemli olduğundan özellikle hamile ve yeni doğan kedilerde demir eksikliğine dikkat edilmesi önerilir.
Manganez: Sağlıklı bir iskelet sistemi için çok değerlidir, üreme sağlığını da olumlu yönde etkiler.
Kalsiyum: İskelet sağlığı için en değerli mineraldir. Sağlam kemikler ve sağlıklı dişler için olmazsa olmazdır ancak tüketimine dikkat edilmesi gerekir. Fazla kalsiyum alımı böbrek sorunlarına neden olabilir.
Yorumlar (0)
Yorum Yapın