Cildine gereken kolajen desteğini al.

Fit1001 logosearch icon
Hamilelikte Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?Yorum Ekle
0

Hamilelikte Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?

Hamilelik, cinsel ilişki ile birlikte erkek üreme hücresi olan spermin kadınlarda bulunan yumurtalığı döllemesiyle başlayan süreçtir.
10 dk. da okunurFit1001 Editör05 Şub 20220 Yorum
Hamilelikte Dikkat Edilmesi Gerekenler Nelerdir?

Hamilelik, cinsel ilişki ile birlikte erkek üreme hücresi olan spermin kadınlarda bulunan yumurtalığı döllemesiyle başlayan süreçtir. Bu süreç genellikle 37-40 hafta sürer. Doğum kontrol yöntemlerinin uygulanmadığı ilişkilerde kadının hamile kalma ihtimali artmaktadır.

1. Düzenli Yürüyüş Yapın

Hamilelikte riskli olan 3 ay aşıldıktan sonra haftada en az 3-4 gün düzenli şekilde yürüyüş yapmak oldukça faydalıdır. Bazı hamileliklerde ilk aylarda düşük yapma riski daha az olabilir, bu tip durumlarda da anne adayı yavaşça kendine bir yürüyüş programı hazırlayabilir. 

Gebeler haftada 3-4 gün yürüyüş yapabilirler. Bu günlerin aralarında en azından bir gün bulunması daha sağlıklı olacaktır. Yürüyüş 30-40 dakika kadar sürebilir. Orta ve yavaş tempo yeterli olacaktır. Özellikle ilerleyen aylarda hızlı tempoda yürümek sağlıklı olmayabilir. Yürüyüş sırasında vücut dik bir konumda olmalıdır ve yere değil karşıya bakılmalıdır. 

Gebelik boyunca yapılan düzenli yürüyüşler, hem fiziksel hem de psikolojik olarak daha rahat hissetmenize yardımcı olur. Gebelik sırasında alınan aşırı kiloların önüne geçilmiş olunur. Düzenli yürüyüşler anne karnındaki bebek sağlığını da olumlu etkiler. 

2. Bol Su Tüketin

Yaşam kaynağı olan su, anne adayları için de en önemli tüketim maddelerinden biridir. Hamilelik dönemindeki bir kadının sıvı ihtiyacı normal bir bireye göre çok daha fazladır. Her anne adayı, doktorunun günlük olarak belirttiği miktarda su içmeyi ihmal etmemelidir. 

Su ihtiyacı temiz içme suyu ile sağlanmalıdır. Kahve, çay, meşrubat gibi içecekler ile sıvı takviyesi yapılması yanlış bir davranıştır. Bu tarz içecekler su yerine geçmeyeceği gibi bebeğin gelişimini de riske sokar. 

Normal bir insan için günlük 2-2,5 litre su tüketimi yeterli olurken hamile kadınlarda bu oran günlük 3-3,5 litreye kadar çıkabilir. Bebeğin anne rahminde içinde yer aldığı sıvı sürekli olarak kendini yenilemeye ihtiyaç duyar. Bu sıvının yeteri kadar olması hem bebek gelişimi hem de anne adayının karaciğer sağlığını yakından etkiler. Bebeğin hücre yapısının büyük bir kısmını su oluşturur, bundan dolayı günlük olarak tüketilmesi gereken ürünlerin başında su gelmektedir. 

Anne adaylarının birçoğu kabızlık sorunu ile doktoruna başvurur. Bol su tüketimi kabızlık ve sindirim sorunlarının önüne geçer. Cilde sahip olması gereken nemi sağlayarak özellikle karın bölgesindeki çatlakları engeller. Rahim kasılmalarını en aza indirir. 

Hamile kadınların su içme alışkanlığı kazanmaları zor gibi görünse de, hatırlatıcı uygulamalarla ve evin bazı köşelerine konacak içme suyu sürahileri ile bu alışkanlık kazanılmış olur.

3. Kegel Egzersizi Yapın

Kegel egzersizi, genital bölge ve pelviste bulunan kasları gevşeten bir egzersiz biçimidir. İnce bağırsak, mesane ve rahim bölgesindeki organları destekleyen pelvik taban egzersizi, hamilelik döneminde olduğu kadar doğum sonrasında da rahatlamanıza yardımcı olur. Pelvik taban kasları özellikle hamilelik döneminde güçlendirilmesi gereken kas kütleleridir. 

Herhangi bir egzersiz salonuna gitmeden evde kolay bir şekilde gerçekleştirebileceğiniz kegel egzersizi,  idrarınızı tutmak için kullandığınız kasları gevşeterek gerçekleştirilir. Ellerinizi yıkayıp elinizi vajinanızdan içeri sokarak kaslarınızı sıkabilirsiniz. Parmağınız vajina içinde sıkışıyorsa hareketi doğru yapıyorsunuz demektir. Bunun yerine kendinizi sanki tuvaletinizi ya da gazınızı tutuyormuş gibi de kasabilirsiniz. İlk başlarda kendinizi yatarak daha rahat hissederken daha sonra ayakta dururken bile rahatlıkla kegel egzersizi yapabilirsiniz.

Egzersizi doğru bir şekilde gerçekleştirmek için farklı teknikler uygulayabilirsiniz. Pelvik taban kaslarınızı sıkarak bir süre bekleyebilir daha sonra kendinizi rahatlatabilirsiniz. Bu işlemi aralıklarla 10 saniyeye kadar uzatabilirsiniz. Bunun yerine kasları anlık olarak sıkıp da gevşetebilirsiniz. 

Hamile kadınlar bu egzersize başlamadan evvel mutlaka doktora başvurmalıdır. Böylelikle doktor hangi sıklıkla kegel egzersizi yapılabileceği konusunda anne adayını bilgilendirmiş olur. Normal bir doğum yaptıysanız doğumdan birkaç gün sonra hareketlere başlayabilirsiniz. Sezaryen ile doğum yapan annelerde ise bu süreç biraz daha uzatılabilir. 

4. Folik Asit Takviyesi Alın

Anne ve bebek sağlığı için en önemli takviyelerden olan folik asit, hamilelik öncesi ve hamilelik sırasında sağlıklı bir gelişim için gerekli olan vitaminlerin başında gelir. B vitamini grubunda yer alan folik asit, genellikle yeşil yapraklı sebzelerde bulunur. Hamilelik döneminde düzenli ve yeterli miktarda folik asit kullanmak bebeğin omurilik ve beyin merkezli kusurlarını engeller. Bebeğin anne karnındaki zihinsel gelişiminin en büyük yardımcısı folik asittir, ancak folik asit yeterli miktarda kullanılmalıdır. Fazla alınan folik asit bağırsak bakterilerinin oluşumuna neden olur. 

Folik asidi alabileceğiniz en sağlıklı yol yeşil yapraklı sebze tüketimine ağırlık vermektir. Hamile kalmak isteyen bir kadın günde ortalama olarak 0,42 mg folik asit almalıdır. Planlı olarak hamile kalmış bir anne adayı ise hamileliğin ilk 3 ayı ciddi bir şekilde folik aside ihtiyaç duyar. Geçmişte tüp bebek yöntemi ile bebek sahibi olmuş bir kadında ilk üç ay oldukça önemlidir. 

Hekim kontrolünde belirlenen günlük dozaj ile birlikte sağlıklı bir kullanıma kavuşmuş olursunuz. Sara hastası kadınlarda günlük alınması gereken miktar 1,0 mg’ı geçmemelidir. Sara hastalarının kullandığı ilaçlar folik asidi azalttığı için düzenli olarak folik asit tüketmeleri kullanmaları gerekir. 

Folik asit için yemeniz gereken yeşil yapraklı sebzeleri çok fazla pişirmemeniz gerekmektedir. Uzun süre pişen sebzeler vitamin ve minerallerini kaybedebilir. Taze olarak tüketmek ise ikinci önem verilmesi gereken noktalardandır. Karaciğer, kuru baklagiller, ceviz, fındık gibi besin kaynakları da zengin folik asit kaynaklarındadır. 

5. Sağlıksız Besinlerden Uzak Durun

Anne adayı, gebelik döneminde yeteri kadar beslenememesi durumunda anne karnındaki gelişim olumsuz etkilenir. Hamile bir kadının tükettiği gıdalar plasentadan bebeğe geçer. Hamilelik döneminde anne adayı ister istemez kilo alır. Bu süreçte 9-12 kg almak normaldir. 

Gebelik döneminde alınması gereken besinler olduğu gibi uzak durulması gereken besinler de mevcuttur. Pastörize edilmemiş olan süt ürünleri erken doğum, düşük ve doğum kusurları gibi sorunlara neden olan listeria adı verilen bir bakteriye sahiptir. Anne adayları için genellikle pastörize sütten yapılan süt ürünleri önerilir. 

Az pişmiş veya çiğ etlerden de uzak durulmalıdır. Çiğ ve az pişmiş ette toksoplazma riski mevcuttur. Toksoplazma düşük yapmanıza neden olabilir. Buzlukta sakladığınız etleri tam çözülmeden ısıtmamalı, et ve tavuğu pembeleşinceye kadar pişirmelisiniz. 

Konserve balık, istiridye, midye, karides gibi deniz ürünlerinden uzak durulmalıdır. Çiğ deniz ürünleri gıda zehirlenmesine neden olabilir. Günlük almanız gereken 200 mg kafein oranını aşmadıktan sonra kahve ve çay tüketilebilir. 

6. Sigara ve Alkol Kullanmayın

Gebelikte uzak durulması gereken şeylerin başında tütün ürünleri ve alkol gelmektedir. Anne adayının alkol tüketimi, bebekte zeka geriliği, fiziksel gelişimde yetersizlik ve erken doğum gibi sorunlara neden olabilir. 

Sigara ise içinde barındırdığı zararlı maddeler nedeni ile çocuk ve anne sağlığına ciddi zararlar verir. Sigarayı bırakamayan bir anne adayında düşük yapma riski yüksektir. Sigara ile birlikte alınan nikotin, bebeğin oksijenini azaltır. Sigaranın bir diğer zararı ise bebeğin ağız ve damak yapısında bozulmalara neden olabilir. Bebeğin karaciğer sağlığı da sigara ile birlikte bozulabilir.

Sigara ve alkol tüketimi sadece hamilelik dönemlerinde değil daha sonrasında da sonlandırılmalıdır. Emziren anneler de sigara ve alkolden uzak durmalıdır. 

7. Ağız ve Diş Bakımına Dikkat Edin

Hamilelik döneminde yaşanan hormon dengesizliği diş etlerinde kanamalar ve şişlikler görülebilir. Hamilelik süresince ağız ve diş bakımı gerekli rutininde devam etmelidir. Ağız bakımına yeteri kadar dikkat etmeyen kadınlarda gebelik kaynaklı dişeti tümörü görülebilir. Gebelik hassas bir dönemdir. Ağız içinde en hassas olan diş etleri de gebelik döneminin dengesizliğinden kolayca etkilenebilir. Kusmalar nedeni ile ağız içinde bakteri oluşumu artar. Yeteri kadar bakım yapılmayan ağız içi bakterileri düşüğe dahi neden olabilir. 

Gebelik döneminde rahatça diş hekimine gidilebilir. Hamilelik gingvitisi görülmesi durumunda anne adayı çok rahatsız olursa diş hekimine gidebilir. Eğer doktor tarafından diş röntgeni çekilmesi istenmişse kurşun yelek giydirilerek gerekli önlem alınmış olur.       

8. Göğüs ve Karın Bakımını Düzenli Yapın

Gebelik döneminde normal zamanlara göre daha farklı çalışan vücut işlevleri, gereğinden fazla özen isteyebilir. Göğüs ve karın bölgesi bakımı da bunlardandır. Anne adayı bedenine ne kadar özen gösterirse hamilelik sonrası iyileşme süreci de o denli hızlı olur. 

Göğüslerin ve karnın şişmesi bazı çatlakların oluşmasına neden olabilir. Bunları engellemek için ılık bir duş aldıktan sonra nemlendirici krem veya vücut yağı ile göğüslerinizi ve karnınızı ovabilirsiniz. Göğüslerdeki sarkmayı engellemek için soğuk su ile göğüslerinizi yıkayabilirsiniz. 

Hamilelik Döneminde Gündelik Yaşam Nasıl Olmalıdır?

Anne adayları ister çalışıyor, ister evde olsunlar bazı şeylere gereğinden fazla önem göstermektedirler. Hamilelik döneminde olan bir kadın için günlük olarak yapılması gereken şeylerin başında fazla yorulmamak gelmektedir. Özellikle hamileliğin son evresinde ağır bir şey kaldırmak ya da eğilmek gibi fiziksel aktiviteler yapılmamalıdır. Uzun süre ayakta kalınmamalı ve benzer pozisyonda uzun süre hareketsiz oturulmamalıdır.  

Evin içinde dahi olsa düzenli aralıklarla yürünmeli ve ara ara egzersiz hareketleri yapılmalıdır. Hamileliği kötü etkileyecek her türlü kimyasaldan, radyasyondan uzak durmalıdır. Çok sıcak veya çok soğuk ortamlarda bulunulmamalı, anne adayı çalışıyorsa iş ortamı sterilize edilmiş olmalıdır. Hamile olarak geçireceğiniz bir gün normal hayattan çok farklı olmasa bile anne adaylarının doğum öncesi ve sonrası daha fazla hassasiyet göstermeleri gerekir. 

Hamilelik Döneminde Hangi Vitaminler Kullanılmalıdır?

Sağlıklı beslenmenin oldukça önemli olduğu hamilelik sürecinde, anne adayı ne kadar eksiksiz beslenirse beslensin bazı vitamin ve minerallerin eksikliği yaşanabilir. Hamile olmanız ya da gebe kalma düşünceniz olması fark etmeksizin bu vitaminler tüm ihtiyaçlarınızı karşılamanıza yardımcı olur. 

Hamilelik süresince kullanacağınız vitaminleri reçetesiz bir şekilde temin edebilirsiniz; ancak yine de kullanmadan evvel doktorunuza başvurmak daha sağlıklı bir yol izlemenize yardımcı olur. 

Hamilelik süresince almanız gereken vitaminler şunlardır:

  • B6 Vitamini
  • C Vitamini
  • D Vitamini 
  • Folik Asit

Hamilelik Döneminde Nasıl Beslenilmelidir?

Hamilelik döneminde nasıl beslenildiği hem anne hem de bebek sağlığı için çok önemlidir. Anne karnında büyüyen bebeğin fiziksel ve zihinsel gelişimi beslenme ile alakalıdır. Gebelik döneminde yaşanan sindirim sorunları çoğu zaman mide bulantısı ve kusmaya yol açmaktadır. Gebelik dışı olan bazı faktörler mide bulantısı ve kusma riskini daha da arttırmaktadır. Kusmayı engellemek için daha küçük porsiyonlar tercih edilmelidir. Düşük yağlı yiyecekler yenmeli, ekmekler kızartılmalıdır. Sigara, alkol gibi bulantıyı tetikleyecek şeylerden uzak durulmalıdır. Öğün sayısı arttırılmalı, mide boş bırakılmamalıdır. Gün içinde bol sıvı tüketilmelidir. 

Gaz sorunu da tıpkı bulantı gibi çok sık görülen sorunlar arasındadır. Bu tip sorunlarla baş etmenin en kolay yolu gaz yapan besinlerden uzak durulmasıdır. Sıvı kaybı ve düşüğü engellemek adına yeşil çay tüketilmelidir. Yetersiz beslenmek kadar fazla beslenmek de bebeğe zarar verir. İlk 3 ay, ayda en fazla 1 kilo alımı yeterliyken; ilerleyen aylarda bu rakam maksimum 2 kilogram olmalıdır.  

Gebelik döneminde genellikle beyaz et tercih edilmelidir. Kilo alımını kolaylaştıran un, şeker, yağ gibi gıdalardan uzak durulmalıdır. Haşlama, fırınlama gibi pişirme seçenekleri tercih edilmelidir. İşlenmiş olan sucuk, sosis gibi ürünlerin tüketimi noktalanmalıdır. Çok fazla kahve ve çay tüketmek iyi bir tercih değildir. İlla içilecekse bile yemeklerden 45 dakika sonra şekersiz olarak bir bardak içilebilir.   

Hamilelik Döneminde Nasıl Giyinilmelidir?

Vücudunun olumsuz yönlerine takılan bir anne adayı için giyinmek bazen en zor eylemlerden biri haline gelir. İlk üç ay boyunca hem fazla kilo alınmaması hem de fiziksel değişimin çok fazla olmaması nedeni ile normal olarak giydiğiniz şeyleri giyebilirsiniz. Üç aydan sonra anne adayının karnı şişmeye başlar. Günümüzde hamileler için özel olarak kıyafet satan mağazalar olsa bile bu süreçte kendinizi kısıtlamamanız gerekmektedir. Böylece hamilelik sonrası da aynı kıyafetleri tercih edebilirsiniz. 

Alacağınız kıyafetlerde öncelik sizi sıkmaması olmalıdır. Fazla sıkan kıyafetler gaz sancısı olarak size dönebileceği gibi bebeğin de zarar görmesine neden olabilir. Yaka olarak v yaka rahat bir şekilde nefes almanıza yardımcı olur. Kilosunu saklamak isteyenler için renk tercihi ise siyahtır. Siyah rengi çok sevmeyenler ise genellikle diğer koyu tonları tercih edebilir. 

Kumaş tercihi olarak cildinizi tahriş etmeyecek ve içinde rahat edeceğiniz türden kumaşlar tercih etmelisiniz. Yün, keten ve pamuk gibi doğal kumaşlar vücut ısınızı korumanıza yardımcı olarak mevsimsel zorlukları engeller. 

Hamilelik Döneminde Cinsel İlişki Nasıl Olmalıdır?

İnsanın en temel içgüdülerinden biri olan cinsellik, hamilelik döneminde çiftlerin en çok merak ettiği konuların başında gelir. Cinsel ilişki gebelik sırasında doğru yapıldığı takdirde bir sorun olmaktan çıkar. 

Dikkat edilmesi gereken şeylerin başında çiftin seçeceği pozisyon gelir. Bu süreçte cinsel ilişki sırasında kadın mutlaka üstte yer almalıdır. En çok tercih edilen pozisyonlardan olan ve kadının altta durması gereken misyoner pozisyonu özellikle ilk 20 haftadan sonra kesinlikle uygulanmamalıdır. Misyoner pozisyonunda karna yapılacak olan baskı bebeğin kan dolaşımını bozarken, kadın için de rahatsız edici olur. 

Eşler birbirleri ile konuşarak cinsel ilişkiyi bir sorun olmaktan çıkarabilir. Özellikle ilk 3 ayda kadında görülen hormonel değişimler cinsel istek konusunda artışa neden olabilir. Bu süreçte doğru hareket edildikten sonra hiçbir sorun oluşmamaktadır. 

Cinselliğin sakıncalı olduğu durumlar da olabilir. Örneğin, erken doğum riski barındıran bir anne adayı cinsel ilişkiye girmemelidir. Bunun dışında eşi cinsel ilişki ile bulaşan bir hastalık taşıyan anne adayları da ilişkiye girmekten kaçınmalıdır.    



0
gebelik

Yorumlar (0)

Yorum Yapın

0 / 300

Okumaya Devam Edin