Cildine gereken kolajen desteğini al.

Fit1001 logosearch icon
Glüten İntoleransı Nedir?Yorum Ekle
0

Glüten İntoleransı Nedir?

Glüten intoleransının belirtileri nelerdir? Glüten intoleransı ile çölyak arasındaki farklar nelerdir?
5 dk. da okunurFit1001 Editör12 Ara 20230 Yorum
Glüten İntoleransı Nedir?

Glüten intoleransı, glüten yedikten sonra kendinizi şişkin, gazlı veya yorgun hissetmenize neden olan bir sağlık sorunudur. Başta buğday olmak üzere birçok gıdada bulunan glüten, önemli bir proteindir. Glüten duyarlılığı, çölyak dışı glüten duyarlılığı olduğu için çölyak hastalığı ile karıştırılmamalıdır.

Glüten birçok gıdanın içinde bulunduğu için günlük diyetimizin önemli bir parçasını oluşturur. Glüten içeren gıdalar, aynı zamanda enerji sağlayan karbonhidratlar ve protein kaynaklarıdır. Sağlıklı bireyler, bu tür gıdaları günlük diyetlerine dahil edebilir ve dengeli beslenmeye katkıda bulunabilir. Ancak, bireyin sağlık durumu, özel diyet ihtiyaçları veya glüten intoleransı olup olmaması gibi faktörlere bağlı olarak, glütenin diyetindeki yeri değişebilir.

Glüten İntoleransı ve Çölyak Hastalığı Arasındaki Farklar Nelerdir?

Glüten intoleransı ve çölyak hastalığı birbirine karıştırılmamalıdır. Çölyak hastalığı çok daha ciddi bir glüten eliminasyonu gerektirmektedir. Glüten intoleransı ile çölyak hastalığı arasındaki temel farklar şunlardır:

  • Çölyak hastalığında bağışıklık sistemi, glüteni saldırgan bir madde olarak algılar ve ince bağırsağı koruyan villus adı verilen küçük kırpıntıları tahrip eder. Glüten intoleransında ise bağışıklık sistemi doğrudan etkilenmez, ancak birey glüten içeren gıdaları tükettiğinde sindirim sistemi semptomlara tepki verebilir.
  • Çölyak hastalığında bağışıklık sistemi, glütenle etkileşime girdiğinde inflamatuar bir yanıt başlatır ve ince bağırsakta hasara neden olur. Glüten intoleransında ise bağışıklık sistemi genellikle doğrudan etkilenmez; bu durumda ortaya çıkan semptomlar genellikle gastrointestinal rahatsızlıklar ve genel bir rahatsızlık hissidir.
  • Çölyak, glütenin neden olduğu bağışıklık sistemi tepkisi sonucunda, ince bağırsakta villusların hasar görmesine ve emilimin azalmasına neden olurken, glüten intoleransı ince bağırsakta ciddi bir hasara neden olmaz. Ancak, semptomlara neden olabilir.
  • Çölyak, kan testleri ve genellikle endoskopi ile ince bağırsak biyopsisi yapılırak tespit edilirken, glüten intoleransı, çölyak hastalığı dışlandıktan sonra glütenle ilişkilendirilen semptomların varlığına dayandırılarak tespit edilir.
  • Çölyak kalıcı bir durumdur ve tedavi edilemez. Glüten intolerasnı ise glüten içeren gıdalardan kaçınma veya belirli bir süreyle azaltma yolu ile tedavi edilebilir.

Glüten İntoleransının Belirtileri

Her sindirim problemi yaşayan bireyin glüten intoleransı olmak zorunda değildir. Ancak vücudu dinlemek ve belirtileri gözlemlemek teşhis için önemlidir. Glüten intoleransının belirtileri şunlardır:

  • Karın ağrısı, şişkinlik, ishal, kabızlık, mide krampları gibi gastrointestinal belirtiler.
  • Glüten içeren gıdaları tükettikten sonra genel bir halsizlik, yorgunluk ve bitkinlik hissi.
  • Migren benzeri baş ağrıları veya kronik baş ağrıları.
  • Yaygın olan ve bir süre devam eden kas ağrıları.
  • Glüten intoleransı bazı bireylerde cilt problemlerine yol açabilir. Bu durumda, döküntüler, kaşıntı veya dermatit herhangi bir yerde ortaya çıkabilir.
  • Depresyon ve anksiyete gibi ruhsal sağlık sorunları.
  • Bazı bireylerde bilişsel fonksiyonlarda bozulmalara neden olabilir. Dikkat ve odaklanma sorunları, hafıza problemleri gibi belirtiler görülebilir.
  • İrritabl bağırsak sendromu ile benzer semptomları tetikleyebilir, bu da karın ağrısı, şişkinlik, gaz ve değişen bağırsak alışkanlıkları içerebilir.
  • Ağız ülserleri, diş minesinde bozulma ve ağız kuruluğu gibi sorunlar ortaya çıkabilir.

Glüten İntoleransı Teşhisi

Glüten intoleransının teşhisi için bir dizi klinik değerlendirme yapılmalıdır. Glüten intoleransı semptomları görülen bir hasta doktora gitmesi durumunda ilk olarak hastanın semptomları, beslenme alışkanlıkları, genel sağlık durumu ve aile öyküsü hakkında detaylı bir anamnez alır. Bu süreçte glüten intoleransına özgü belirtiler belirlenmeye çalışılır. Daha sonra hastanın genel sağlık durumu, cilt, gözler, ağız ve diş sağlığı gibi belirtileri fiziksel olarak değerlendirir.

Gözlem aşamasında hastanın glüten içeren gıdalara olan tepkileri gözlemlenir. Bu bir süreç gerektirir ve sağlık profesyoneli tarafından yönlendirilmelidir. Bazı bireylerde, semptomların glutenle ilişkili olduğunu belirlemek için çeşitli testler yapılabilir. Bu testler genellikle başka sağlık sorunlarını dışlamak ve semptomların glüten intoleransı ile ilişkilendirilip ilişkilendirilmediğini anlamak amacıyla kullanılır. Bazı çalışmalarda, gluten intoleransı şüphesi olan bireylerde çeşitli biyobelirteçlerin ölçüldüğü testler uygulanmıştır. Bunlar arasında glüten özelliğine karşı antikorların ölçümü ve bağırsak permeabilitesi değerlendirmesi yer alabilir. Ancak, bu testler henüz yaygın olarak kabul görmemiş ve standartlaşmamıştır.

Glüten İntoleransı İçin Diyet Yönetimi

Yapılan teşhis sonrası kişide glüten intoleransı görüldüyse beslenme alışkanlıklarında değişiklikler yapılması gerekmektedir. Glüten intoleransı olan bireyler için önerilen diyet değişiklikleri, glüten içeren gıdalardan kaçınmayı içerir. Bu değişiklikler, semptomları hafifletmek, bağırsak sağlığını iyileştirmek ve genel sağlığı korumak amacını taşır.

Bunun için öncelik olarak buğday, arpa, çavdar ve bu tahıllardan türetilmiş ürünlerden kaçınılmalıdır. Bu, ekmeğin yanı sıra makarna, unlu mamuller, bisküvi, kek, çörek, kahvaltılık gevrekler ve birçok işlenmiş gıdayı içerir. Bu tip besinler yerine et, kümes hayvanları, balık, yumurta, meyve, sebze, baklagiller, pirinç, mısır ve patates gibi doğal olarak glütensiz gıdalara yönelmek gereklidir.

Piyasada çok fazla glütensiz un, ekmek ve makarna ürünleri vardır. Bu ürünler, buğday yerine pirinç, mısır veya bezelye unu gibi glütensiz unlar kullanılarak yapılır. Bu ürünleri alırken ürünlerin beslenme etiketlerini dikkatlice kontrol ederek içerdikleri malzemeleri gözden geçirin ve glütensiz olduklarından emin olmanız önerilir.

Glüten intoleransı olan bazı bireyler, glütensiz bir diyet uygulamak yerine tamamen glütensiz bir yaşam tarzına yönelme eğilimindedirler. Ancak, bu durum bazen gereksiz bir sıkıntı yaratır ve diğer sağlıklı besin gruplarının yeterince alınmasını engelleyebilir. Sadece glüten içeren gıdalardan kaçının ve dengeli, besleyici bir diyet sürdürmek için diğer sağlıklı besin gruplarını içeren bir plan oluşturun. Bu süreçte doktor kontrollerini ve düzenli sağlık takiplerini aksatmayın.

Glüten intoleransı olan bazı bireyler, glüten içeren gıdalardan kaçınırken diğer besin gruplarını ihmal edebilir. Bu durum, vücudun ihtiyaç duyduğu vitamin ve mineralleri yeterince alamama riskini artırabilir. Bu nedenle, yeterli miktarda sebze, meyve, protein ve sağlıklı yağları içeren bir diyet planı oluşturun ve çeşitli besin gruplarından yararlanın.

Glüten İntoleransı ve Yaşam Tarzı Değişiklikleri

Glüten intoleransı olan kişiler mutlaka besin etiketlerini kontrol etme alışkanlığı edinmelidir. Market alışverişlerinde ve paketli ürünleri satın alırken besin etiketlerini dikkatlice okuma alışkanlığı kazanmak, gizli gluten içeren ürünleri tespit etmeye yardımcı olabilir. Restoranlarda yemek yerken, glütensiz seçenekleri sormak ve mümkünse restoran personeliyle gluten kontaminasyonu riskini konuşmak önemlidir.

Dışarıdan çok fazla yemek yemeyip evde kendi öğünlerinizi hazırlamanız glütensiz diyetinizi daha etkili bir şekilde sürdürmenize yardımcı olabilir. Sosyal etkileşimlerde, özellikle evde değilken, glütensiz seçeneklere dikkat etmek ve arkadaşlarınızla bu konuda açık iletişim kurmanız, günlük yaşantınızda sağlığınızı korumanıza yardımcı olur. Belirli aralıklarla doktor kontrollerinizi aksatmayarak gerçekleştirmeniz gerekir. Böylece bağışıklık sistemi ve genel sağlık durumunu izlemeniz kolaylaşır.

Glüten intoleransı olan bireyler, bu değişiklikleri yaşamlarına entegre ederek sağlıklı bir şekilde yaşayabilir ve semptomları kontrol altında tutabilirler; ancak, bireyin ihtiyaçlarına ve sağlık durumuna bağlı olarak kişiselleştirilmiş bir yaklaşım benimsemek önemlidir.

0

Yorumlar (0)

Yorum Yapın

0 / 300

Okumaya Devam Edin