En İyi Diyet Planları: Farklı Diyet Türleri
Kilo kaybı ve kazanımı için çok fazla diyet türü bulunmaktadır. Aynı zamanda sağlıklı beslenme alışkanlıkları için birçok diyet yöntemi bulunur. Diyetler kilo kaybı sürecini desteklemek, sağlıklı kilo kazanımı sağlamak, mevcut hastalıklarına göre sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinmek ve ideal kilosunu korumak gibi hedefler doğrultusunda yapılır. Kişinin yaşı, boyu, kilosu, ırkı, cinsiyeti, yaşam koşulları, mevcut hastalık durumları ve kullandığı ilaçlar uygulayacağı diyeti belirlemektedir. Son zamanlardaki en popüler diyetler ve içerikleri aşağıda listelenmiştir.
1. Dash Di̇yet
Dash diyeti, hipertansiyonun önlenmesi için diyet yaklaşımları olarak bilinmektedir. Amaç, beslenme tedavisindeki toplam yağ oranının azalmasını sağlamak ve günlük tüketilen tuz miktarını sınırlandırmaktır. Dash diyetinde total tuz, total doymuş yağ ve şeker içeriği yüksek olan besinler kısıtlanırken meyve, sebze, az yağlı süt ürünleri, tahıl, deniz mahsülleri ve kümes hayvanları tüketimi artırılır. Tuz alımının sınırlandırılması amaçlandığı için genellikle hipertansiyon hastalarında Dash diyeti uygulanır. Akdeniz diyetine benzerlik gösterir ve kalın bağırsak kanser riskinin azalmasında etkilidir. Dash diyetinde günlük; sebze meyve tüketimi 8 - 10 porsiyon, az yağlı süt ve süt ürünleri 2 -3 porsiyon, yağ tüketimi 2 - 3 porsiyon, et ve balık tüketimi ise 2 porsiyon olarak önerilmektedir. Gün içerisindeki sodyum alımı ise 1500 mg ila 2300 mg arasında tutulur. Aynı zamanda potasyum, kalsiyum ve magnezyum içeren besinlerin tüketimi artırılmaktadır. Fındık, fıstık ve ceviz gibi yağlı tohumlar, nohut ve fasulye gibi kuru baklagiller potasyum ve magnezyumdan zengin olmalarıyla Dash diyetinde önerilmektedir.
2. Ketojenik Diyet
Ketojenik diyet diğer adıyla keto diyet, epilepsi hastalarında tedavi amaçlı kullanılan diyet türüdür. Epilepsi dışında Alzheimer gibi nörolojik hastalıklar ve diyabette sıkça tercih edilmektedir. Diyette yağ ve protein içeriği yüksek besinlerin tüketimi artırılırken karbonhidrat tüketimi sınırlandırılır. Ketojenik diyetin uzun süre ara verilmeden devam ettirilmesi sağlık açısından önerilmemektedir. Yapılan araştırmalar sonucunda ketojenik diyetin epilepsi nöbetlerini önemli ölçüde azalttığı görülmüştür. Ketojenik diyetin temeli karbonhidrat alımının yüksek oranda sınırlandırılmasına dayanır. Karbonhidrat tüketimindeki azalma vücudun ketoz ismi verilen sürece girmesine neden olur. Ketoz halinde yağ yakımı hızlanır ve vücut için gereken enerji ihtiyacı yağlardan harcamaya başlar. Ketojenik diyetler kan şekerinde önemli ölçüde azalmaya neden olmaktadır. Farklı türleri bulunur, en bilimsel araştırma yapılmış ve yaygın olanı ise standart ketojenik diyettir. Standart ketojenik diyet düşük karbonhidrat ve yüksek yağ içeriğine sahiptir. Total alınan enerjinin %75’ ini yağlar, %20’ sini proteinler ve %5’ ini karbonhidratlar oluşturur.
3. Düşük Yağlı Diyet
Düşük yağlı diyet, diyetteki total yağ ve kolesterol alımının sınırlandırılmasıyla oluşan diyet türüdür. Bu diyette amaçlanan kalp damar hastalıkları ve obezite riskinin azaltılması yönündedir. Düşük karbonhidrat diyeti ile benzer şekilde çalışır. Günlük alınan enerjiyi belirlenirken yağların 1 gramı 9 kalori olarak değerlendirilmektedir. Tıp Enstitüsü, doymuş yağ alımını sınırlandırmak için günlük alınan yağın total enerjinin %35’i olarak kabul etmektedir. Yapılan araştırmalarda düşük yağlı diyetlerin kilo kaybında etkili olabilmesi düşük karbonhidrat diyetine benzerlik göstermektedir. Düşük yağlı diyetin vücuda olan en önemli faydası kardiyovasküler sistemi koruması ve kalp damar hastalıkları riskini azaltmasıdır. Kalp damar hastalıklarından korunmak için az yağlı diyetler önerilmektedir. Diyetteki yağ alımını total kalorinin %35 - 40’ ından %15’ e düşürmek total kolesterol ve LDL kolesterolü yaklaşık %20 oranında azaltmaktadır. Diyetteki yağ alımının total enerjiye oranının %30’ dan fazla olması ise kalp damar hastalıkları ve obezite riskini artırır. Kolesterol ve karaciğer yağlanması olan hastalarda sıklıkla düşük yağlı diyetler uygulanmaktadır.
Dakikalar içinde online diyete başlamak ister misin?
4. Düşük Karbonhidrat Diyeti
Düşük karbonhidrat diyetleri hızlı ve etkili yöntemlerdendir. Bu diyette genellikle ekmek, tahıl, rafine şeker, makarna ve paketli tüm gıdaların tüketimi sınırlandırılır. Düşük karbonhidrat diyetinde amaçlanan yağ yakımını kısa sürede sağlamaktır. Diyetteki doygunluk protein kaynaklarından karşılanır. Düşük karbonhidrat diyetinin temeli yüksek karbonhidrat içeren besinlerin tüketilmemesine dayanır. Kabak, brokoli, kereviz, salatalık, ıspanak, brüksel lahanası, yeşil fasulye, bamya, kıvırcık, salata, turp, mantar, karides, hindi ve balık gibi karbonhidrat içeriği düşük besinler diyette serbesttir. Baklagiller, makarna, patates, ekmek, tatlı, süt ürünleri, meyve, hazır salata sosları, paketli tüm gıdalar, havuç, bezelye ve soğan gibi karbonhidrat içeriği yüksek besinler diyette kısıtlanır. Düşük karbonhidrat diyeti Alzheimer ve Parkinson gibi nörolojik hastalıkların tedavisinde kullanılmaktadır. Aynı zamanda diyabet ve prediyabet hastalarında tercih edilir. Düşük karbonhidrat diyeti, yüksek karbonhidrat içeriğine sahip diyetlerden daha hızlı kilo kaybı sağlamaktadır.
5. Vejetaryen Diyet
Vejetaryen diyetteki besleyicilik, besinlerin çeşitliliğine göre değişkenlik göstermektedir. Tüm besin öğelerinden iyi bir dağılım yapılmadığında vitamin ve mineral eksikliklerine neden olabilir. Bu sebeple diyetteki besin öğe çeşitliliği artırılmalı ve besinler yeterli miktarda tüketilmelidir. Vejetaryen diyet, bitkisel besin kaynaklarını yüksek miktarda içerirken hayvansal besinlerden kısıtlıdır. Özellikle tahıl ürünleri ve posalı besinlerden zengin bir diyettir. Kompleks karbonhidratları içermesiyle kan şekerinin düzenlenmesinde etkili bir diyettir. Tüketilen karbonhidrat miktarının yanı sıra karbonhidrat çeşitliliği de önem teşkil eder. Lakto, polo, pesko ve lakto ova vejetaryen dışındaki veganlar hayvansal hiçbir besin öğesini tüketmemektedir. Veganlarda sıkça besin öğesi eksiklikleri görülür. Özellikle serum B12 vitamini, kalsiyum, D vitamini, demir ve çinko eksiklikleri görülür. Vejetaryen diyetlerde bitkisel protein kaynakları kullanılır. Soya, yüksek protein içeriğine sahiptir. Proteini eksik almamaları için soya kullanımı yaygındır. Soyanın 100 gramında 12.6 gram protein bulunmaktadır.
6. Atkins Diyet
Atkins diyet ilk olarak Dr. Robert Atkins tarafından oluşturulmuştur. Atkins diyeti, düşük karbonhidratlı bir diyettir. Protein, sağlıklı yağ ve liften zengindir. Atkins diyeti, karbonhidratın sınırlandırılmasıyla vücudun yağ yakacağı düşüncesini savunmaktadır. Proteinden zengin olduğu için uzun süre tokluk sağlayacağını, iştahı azaltacağını ve total kalori alımının sınırlandırılacağı düşünülmektedir. Atkins diyeti toplam 4 aşamadan oluşur. Aşama süreçleri karışık olduğundan tamamının uygulanması zorunlu tutulmamaktadır. Diyet süresince bazı besinlerin tüketimi tamamen sınırlandırılır. 2 veya 3 öğün beslenme önerilir. Gün içerisinde en az 2 - 2.5 litre su tüketimi önerilmektedir. Aşamalar değiştikçe tüketilen karbonhidrat miktarı da değişir. Son ve koruma aşamasında günlük tolere edilen karbonhidrat miktarı belirlenmiştir. Atkins diyetinin ilk aşaması ketojenik diyet olarak düşünülebilir. Diyetin ilk aşaması 20 gün sürer ve 20 gramın altında karbonhidrat tüketilir. İlk aşamada yağ ve protein tüketimi serbesttir. İkinci aşamada yavaş yavaş düşük karbonhidratlı besinler diyete eklenir. Üçüncü aşamada hedef vücut ağırlığına yaklaşılır, kilo kaybı yavaşlayana kadar karbonhidratlar az miktarda diyete eklenir. Son ve dördüncü aşama ise koruma evresi olarak isimlendirilir. Kilo kaybı yaşamadan tolere edilebilecek karbonhidrat diyete eklenir.
7. Bütün30 Diyet
Bütün 30 diyetinde amaçlanan kilo kaybı değil, eliminasyondur. 30 gün süresince iltihaplanma, kan şekerini dengesizleştirme, bağırsak bozukluğu gibi sağlık problemlerine neden ol besinlerden uzaklaşarak vücudun rahatlaması hedeflenir.
Bütün 30 diyetinde bazı besinlerin tüketimi sınırlandırılmaktadır. Akçaağaç şurubu, kahverengi pirinç şurubu, bal ve hindistan cevizi şekeri gibi şeker tüketimi yasaktır. Buğday, arpa, mısır, çavdar ve yulaf gibi gluten içeren besinler tüketilmez. Fasulye, nohut, mercimek gibi baklagillerin tüketimi yasaktır. Bununla beraber yoğurt, süt, kefir, ayran ve krema gibi süt içeren besinler tüketilmemektedir. Bütün 30 diyetinde taze sebze, meyve, sığır eti, kümes hayvanları, domuz eti, yumurta, avokado, yer fıstığı dışındaki yağlı tohumlar, zeytinyağı ve sirke tüketimi serbesttir. Diyetin 30 gün sürmesinin amacı vücudun iyileşmesi için vücuda süre tanımaktır. Hangi besinlerin rahatsız ettiğini öğrenmek ve yeniden tanımak için 30 gün yeterlidir.
8. Glutensiz Diyet
Glutensiz diyet, gluten sindirim sorunu olan kişilerin uyguladığı bir beslenme yöntemidir. Glutensiz diyette gluten içeren besinlerin tüketimi tamamen sınırlandırılır. Bununla beraber bazı ilaçlar da gluten içerdiği için ilaç içeriklerinin okunması tavsiye edilmektedir. Glutensiz diyet, zayıflama diyeti değil beslenme tedavisidir. Diyet süresince buğday, arpa, yulaf, çavdar, kahvaltılık gevrek, bulyon, irmik, makarna ve şehriye tüketimi yasaktır. Glutensiz diyette meyve, sebze, bakliyat, yağlı yemiş türleri, az yağlı süt ürünleri, et çeşitleri, yumurta, patates, mısır, kinoa, pirinç, şeker, chia tohumu, kinoa, keten tohumu ve karabuğday gibi gluten içermeyen besinlerin tüketimi serbesttir. Glutensiz diyetler kişinin vücut yapısı ve yaşam şekline göre ayarlanmaktadır.
9. Diyabetik Diyet
Diyabetik diyet, diyabet ve prediyabet hastalarına önerilen beslenme düzenidir. Diyette glisemik indeksi yüksek besinlerin tüketimi sınırlandırılır. Bunun sebebi glisemik indeksi yüksek besinlerin kan şekerini ani bir şekilde yükseltip düşürmeleridir. Bununla beraber günlük alınması gereken enerji miktarı ayarlanır ve karbonhidrat, yağ ve protein dengesi korunur. Diyet, 3 ana ve 3 ara öğünden oluşmaktadır. Ara öğünler sayesinde kan şekeri düşmeden besin tüketimi sağlanır. Ara öğünlerde genellikle meyve tüketilir. Dikkat edilmesi gereken ise meyvenin yanında süt grubunun da yer almasıdır. 1 porsiyon meyvenin yanında 1 su bardağı ayran, süt, yoğurt ya da kefir tercih edilebilir. Meyvelerin içeriğinde şeker olmasıyla günlük 2 ila 3 porsiyon tüketimi önerilmektedir. Karpuz, kavun, kuru meyveler, muz, incir ve üzüm gibi meyvelerin şeker içeriği yüksek olduğundan diyabetik diyette tüketilmez. Beyaz un ve beyaz undan yapılmış besinlerin tüketimi yasaktır. Beyaz ekmek yerine tam tahıllı ekmekler tercih edilir. Rafine şeker gibi basit karbonhidratlar yerine kompleks karbonhidratlar tüketilir.
Dakikalar içinde online diyete başlamak ister misin?
10. Çok Düşük Kalorili Diyet
500 ila 1000 kalorilik diyetler çok düşük kalorili diyet olarak tanımlanmaktadır. Diyet süresince yeterli besin öğeleri alınamadığı için birçok sağlık problemi beraberinde gelir. Özellikle hızlı kilo kaybına bağlı metabolizma hastalıkları, besin öğe yetersizlikleri ve keton cisimlerin artması gibi önemli sağlık sorunları görülür. Çok düşük kalori diyetlerin uzun süre devam ettirilmesi mortalite riskini artırır. Bununla beraber besin öğe eksikliklerine bağlı sinirlilik, yorgunluk, kalp ritminde bozulmalar, dikkat dağınıklığı, baş ağrısı, kusma, gastrointestinal problemler, hormonlarda bozulmalar, kuru cilt, ağız içi aflar, tırnak ve kemik güçsüzlükleri görülür. Vücudu düşük kalorili beslenmeye alıştırmak metabolizma hızının düşmesine neden olur.
11. Düşük Sodyum Diyet
Sodyum; hücresel fonksiyonların çalışmasını, elektrolit dengesini, kan basıncının korunmasını ve sıvı regülasyonunu sağlayan minerallerden biridir. Çoğu besinde bulunmakla beraber meyve, sebze ve kümes hayvanlarında daha düşük miktarda bulunmaktadır. Taze bitkisel besinler hayvansal gıdalara oranla daha az miktarda sodyum içerir. Bununla beraber düşük sodyum diyetinde cips, dondurulmuş gıdalar ve fast food ürünleri gibi tuz içeriği yüksek besinlerin tüketimi sınırlandırılır. Sodyumdan fakir diyetler, hipertansiyon ve kalp damar hastalığına sahip kişilerde tercih edilmektedir. Sapmalar olmasına rağmen genellikle sodyum alımı günlük 2.300 mg’ dan az olması önerilmektedir. Referans olarak ise 1 çay kaşığı tuz 2.300 mg sodyum içermektedir. Diyette pizza, konserve gıdalar, salata sosları, peynir, sandviç, bulyon, tuz ilaveli paketli gıdalar, salam, sosis, jambon, sucuk ve turşu gibi sodyumdan zengin besinlerin tüketimi tamamen yasaktır.
12. Anti-Inflamatoratory Diyet
Anti inflamatuar diyet, vücut sağlığının korunmasını amaçlayan diyet türüdür. İnflamasyon yani iltihaplanmayı etkilerken vücudun ihtiyacı olan enerji, makro ve mikro besin öğelerini karşılar. İnflamatuara iyi gelmesinin yanı sıra kalp hastalıkları riskini azaltır, kan basıncını dengeler, serum trigliserid seviyesini azaltır ve romatizmal hastalıkların yatışmasını sağlar. Anti inflamatuar diyet, yüksek antioksidan kaynakları olan sebze ve meyve tüketimi üzerine kuruludur. Bununla beraber donmuş yağ, trans tüketimi azaltılırken omega 3 ve bitkisel yağ tüketimi artırılır. Makarna, pirinç ve erişte gibi tahılların tüketimi sınırlandırılırken kahverengi pirinç ve bulgur gibi tahıllara yönlendirilir. Yağlı süt, kırmızı et, sakatat gibi yağ içeriği yüksek besinlerden kaçınılır. Kızartma yerine ızgara, haşlama, fırınlama ve buğulama tercih edilir. Rafine şeker ve tüm işlenmiş gıdalardan uzak durulur. Zencefil ve zerdeçal gibi anti inflamatuar özelliği olan baharatların tüketimi önerilir.
13. Akdeniz Diyeti
Akdeniz diyeti, sağlıklı beslenmeyi amaçlayan, ömür boyu yapılsa da sakıncası olmayan diyettir. Ülkelerin alışkanlıklarına göre değişkenlik gösterebilir, katı kuralları yoktur. Akdeniz diyeti tam tahıllar, sebze ve meyve, baklagil, deniz mahsülleri, yağlı yemişler ve çeşitli baharatlardan oluşmaktadır. Akdeniz diyetinin temelini zeytinyağı gibi bitkisel yağlar oluşturur. Süt ürünleri, kümes hayvanları ve kırmızı et sınırlı miktarda tüketilir. Akdeniz diyetinde günlük 3 porsiyon meyve, 3 porsiyon sebze, 1 -4 yemek kaşığı zeytinyağı, 3 - 6 porsiyon tahıllı ürünler tüketilir. Haftada 2 porsiyon balık, 3 porsiyon baklagil, 3 porsiyon yağlı yemiş tüketimi önerilmektedir. Yemekler kızartma yerine fırınlama, buğulama veya haşlama olarak tercih edilmelidir. Süt ve süt ürünleri yağsız veya az yağlı olmalıdır. Yumurta sarısının tüketimi günde 1 tane olarak önerilir. Tavuk ve et pişirilirken yağsız kısımları seçilmelidir. Akdeniz diyetinde rafine şeker içeren tüm gıdalardan, rafine yağlardan, hamur işlerinden, gazlı içeceklerden ve kızartma besinlerden uzak durulur. Akdeniz diyeti; kan şekeri seviyelerinin düzenlenmesini sağlar, beyin fonksiyonlarını korur ve nörolojik hastalıkların oluşum riskini azaltır, uyku kalitesinin artmasını sağlar, bağışıklık sistemini güçlendirir ve kansere karşı koruyucudur.
14. Paleo Diyet
Paleo diyeti diğer bir adıyla taş devri diyeti, işlenmiş gıdalardan uzak durulması prensibine dayanır. Olabildiğince doğal besinler ile beslenme amaçlanır. Diyette 3 yasak bulunur. Bunlar un, tuz ve şekerdir. Diyet sürecine alışmak için yeni başlandığında haftada 3 öğün serbest öğün hakkı bulunur. Et ve et ürünleri diyette sıkça yer aldığından vegan beslenmesine uygun değildir. Tahıl gruplarından kısıtlı, et ürünlerinden zengin olan bu diyetin maaliyeti yüksektir. Diyette süt ve süt ürünleri, makarna, pirinç, ekmek, patates, meyve suları, yulaf, sandviç, asitli içecekler, tatlandırıcılar, baklagiller, hamur işleri, tereyağ ve margarin tüketimi yasaktır. Tavuk, kırmızı et, deniz mahsülleri, sebze ve meyve, badem ve kaju gibi yağlı yemişlerin tüketimi serbesttir. Paleo diyetini savunan Loren Cardion, diyetin oldukça fazla faydası olduğunu söylemektedir. Loren Cardion, Paleo diyetinin kalp damar hastalıklarından koruduğunu ve kanser riskini azalttığını savunmaktadır. Ancak diyetin uzun vadeli uygulandığında sağlığa olan etkilerini gösteren klinik bir çalışma bulunmamaktadır.
15. Fodmap Diyet
Fodmap’ in açılımı fermente edilebilen oligo-, di-, mono- sakkaritler ve polioller’ dir. Bu besinler fodmap’ ten zengin besinler olarak sınıflanır. İnsanların sindiremeyeceği kısa zincirli karbonhidrat türleridir, emilimleri daha uzun sürer ve bağırsak hareketliğinin artmasına neden olurlar. Bağırsakta bulunan bakteriler bu karbonhidratların yakıt olarak kullanılmasını sağlarken vücutta gaz ve şişkinliğe neden olurlar. Fodmap diyeti, irritabl bağırsak sendromu adı verilen bağırsak hastalığının tedavisinde kullanılmaktadır. Diyette fodmap içeriği yüksek besinlerin tüketimi 6 - 8 hafta süresince kısıtlanır. Fodmap’ ten zengin besinler süt, yoğurt, yumuşak peynir çeşitleri, bal, mango, incir, böğürtlen, enginar, kuşkonmaz, karnabahar, kuşkonmaz, soğan, bezelye, fruktoz, fruktoz şurubu, buğday ekmeği ve çavdar ekmeğidir. Diyette serbest ve Fodmap’ ten fakir besinler ise muz, kavun, yaban mersini, havuç, patates, dere otu, semiz otu, maydanoz, tereyağı, yumurta ve çam fıstığıdır. Fodmap diyeti lif içeriğinden kısıtlı olduğu için kabızlığa neden olabilir. Bununla beraber irritabl bağırsak sendromu gibi bağırsak hastalıklarının tedavisinde oldukça etkisi olduğu görülmüş bir beslenme yöntemidir.
16. Optavia Diyet
Optavia diyet, düşük karbonhidrat tüketimine dayanan diyet türüdür. Diyetteki temel prensip kolay pişirilen ve kolay elde edilen glikoz değeri düşük olan besinlerden zengin olmasıdır. Optavia diyet, 2 kilo verme ve 1 kilo alma programından oluşur. Yapılan araştırmalar sonucunda oluşan bu diyette yemek saatleri ve tartılma hatırlatıcıları için alarm kurulur ve belirli kurallar içerir. Optimal ağırlık 5 - 1 planı kapsamında ilerlemektedir. Diyet, kilo kaybını sağlamak ve vücut sağlığını korumak için yapılmaktadır. Diyetin belirli avantajları bulunmaktadır. Beslenme düzeninin kurallara dayanmasıyla vücudun iç dengesini sağlar ve iç dengeyi belirli bir aralıkta tutulmasına yardımcı olur. Belirli saatlerdeki alarmları, yeme hatırlatıcıları kurulduğu için yeme düzenini özelleştirir ve düzene sokar. Gut gibi hastalıklarda semptomların azalmasına yardımcı olur. Yeme bozukluklarını ortadan kaldırır, dengeli kilo kaybını sağlar ve 12 haftada yaklaşık 6 kilo kaybını hedefler. Optavia diyetini; ideal kilosuna ulaşmak isteyenler, yeme bozukluğuna sahip kişiler, disiplinli yeme düzeni edinmek isteyenler ve gut hastalığına sahip olan kişiler yapabilir. Bununla beraber gebelere, büyüme çağındaki çocuklara, hipertansiyon ve kalp hastalarına Optavia diyeti önerilmemektedir.
17. Carnivore Diyet
Karnivor diyette et, balık, yumurta, süt ve süt ürünleri gibi tüm hayvansal gıdalar dışındaki besinlerin tüketimi kısıtlanır. Meyve, baklagil, sebze, tahıllar ve yağlı yemişlerin tüketimi tamamen yasaktır. Karnivor diyet, ataların temel gıda olarak varsaydığı tavuk ve balık tüketimine dayanan yeme planıdır. Karbonhidrat içeriği yüksek olan besinlerin kronik hastalıklara neden olduğuna inanılır. Ketojenik ve paleo diyetine benzerdir fakat carnivore diyette karbonhidrat tamamen kısıtlanmaktadır. Diyeti savunan kişiler depresyon, anksiyete, obezite ve diyabet gibi hastalıklara karnivor diyetin iyi geldiğini düşünmektedir. Diyet süresince tüketilebilecek besinler tavuk eti, koyun eti, sakatatlar, deniz mahsülleri, az miktarda krem peynir ve sert peynirdir. Bununla beraber kemik suyu ve su tüketimi önerilirken çay, kahve ve diğer bitkisel çayların tüketimi yasaktır. Diyette yağ içeriği yüksek besinlerin günlük enerji ihtiyacını karşıladığına inanılmaktadır.
18. Alkali Diyet
Alkali diyet; et, süt ve süt ürünleri, yumurta, işlenmiş besinler ve tam tahılların azaltılmasını sebze, meyve ve baklagil tüketiminin artmasını hedefleyen bir diyettir. Diyetin içeriğinde tuz, şeker ve et tamamen kısıtlanmaz, miktarı azaltılır. Asit forma sahip olan pestisit ve hormonlara maruz kalmış besinlerin yerine organik besinlerin tercih edilmesi gerektiğini önermektedir. Alkali diyet süresince vücut ağırlığının her 20 kg’ ı başına 1 litre alkali su tüketilir. Diyetin kilo kaybına olan etkisi hakkında az kanıt olmasına rağmen kemik ve böbrekler üzerine birçok faydası bulunur. Yüksek alkali özelliğine sahip besinler avokado, brokoli, lahana, karalahana, maydanoz, ıspanak, salatalık, domates ve kereviz sapıdır. Düşük alkali özelliğine sahip besinler ise roka, fesleğen, havuç, kuru fasulye, kinoa, chia tohumu, kabak, taze fasulye, pırasa, turp ve bamyadır.
19. Di̇vertitculit Di̇yet
Divertikülit diyet, divertikülit adı verilen hastalığın akut döneminde kullanılan kısa vadeli diyettir. Divertikülit, sindirim sisteminde oluşan küçük ve şiş görünümlü keselere denir. Sıkça kolonda görülür ve buna divertiküloz ismi verilir. Keseler iltihaplandığında ise divertikülit oluşur. Divertikülit diyetinde sindirim sistemine gereken dinlenme zamanı verilir, kanama ve ishal süreci geçene kadar besin tüketimi düzenlenir. Diyetin ilk birkaç günü berrak sıvılarla devam eder, ilk zamanlarda tüketilebilecek besinler et suyu, posasız meyve suları, su, çay ve kahve gibi içeceklerdir. Sonrasında lif içeriği düşük besinler beslenmeye eklenir. Düşük lifli besinler süt, peynir, kabuksuz ve pişmiş meyveler, yumurta, tavuk eti, balık, pirinç, makarna ve eriştedir. Divertikülit diyetinde ilk aşamanın uzun süre devam ettirilmesi vücutta bazı komplikasyonlara neden olur. Bu sebeple gerekli besin öğeleri yeterli miktarda karşılanacak şekilde uzman eşliğinde yapılmalıdır.
20. Aip Diyet
Aip diyeti, kilo kaybı için değil otoimmün hastalık varlığında uygulanan diyet yöntemidir. Bağışıklık sisteminin zayıflayarak vücut proteinlerine zarar vermesiyle seyreden hastalıklara otoimmün hastalıklar ismi verilir. En sık görülen otoimmün hastalıklar çölyak, lupus ve romatoid artrittir. Aip diyeti, vücudun kendini tanımasına zaman verilir ve otoimmün hastalıkları tetikleyen besinlerin tespit edilmesine imkan tanır. Paleo diyetiyle benzerlik göstermektedir fakat aip diyeti daha çok kısıtlamalara sahiptir. Diyet süresince salam, sucuk, sosis, jambon, çiftlik üretimi balık, yulaf ve arpa gibi tüm tahıl ürünleri, baklagillerin tamamı, patlıcan, patates, domates, süt ve süt ürünleri, yumurta, al şeker, yağlar, yağlı yemiş ve tohumların tüketimi yasaklanır.
21. Ibs Diyet
Ibs diyeti, irritabl bağırsak sendromu hastalarına verilen diyet türüdür. Diyetin planı hastanın semptomlarına göre ayarlanır. Diyare sorunu olan kişilerde diyet yağ ve posa içeriği azaltılır. Kabızlık sorunu kişilerde ise diyetteki posa miktarı artırılır. Ibs diyetinde lahana ve turp gibi gaz yapan besinler, sigara, alkol ve acı besinler tamamen kısıtlanır. Çiğ sebze ve meyveler, süt ve süt ürünleri tüketimi ise az miktarda verilir. Tütsülenmiş et, kabuklu deniz hayvanları, soğan, mısır, turunçgil, çikolata, buğday, yulaf ve çavdar tüketimi kısıtlanır. Nane yağı tavsiye edilir fakat kullanmadan önce uzmana danışmadan kullanılması önerilmemektedir. Ibs diyetinde 3 ana ve 3 ara öğün olacak şekilde 6 öğün beslenme planı düzenlenir. Öğünlerin saatleri belirlidir ve dışına çıkılmamalıdır. Yemekler yavaş bir şekilde tüketilir, çok sıcak ve soğuk besinlerden uzak durulur. Probiyotik yoğurt ve kefir gibi besinler, gaz oluşumuna neden olan besinler, gazlı içecekler, çiğ sebzeler ve kafein tüketimi yasaklanır.
22. Güney Beach Diyet
Güney Beach Diyet, batılı tarz beslenmesine oranla daha düşük karbonhidrat, sağlıklı yağ ve yüksek protein içermektedir. Diyette tüm karbonhidrat kaynakları sınırlandırılmaz. Sadece glisemik indeksi yüksek besinler kısıtlanır. Bunun sebebi düşük glisemik indeksli besinlerin daha uzun süre tokluk sağlaması, yüksek glisemik indeksli besinlerin ise acıkmaya neden olmasıdır. Bu diyette yağ kaynaklarının önemi büyüktür. Diyet planına eklenen yağlar, sağlıklı yağlardan oluşur ve trans yağlardan uzak durulur. Özellikle zeytinyağı, balıktaki omega 3 yağ asitleri ve avokado gibi sağlıklı olanlar diyet yağlarının temelini oluşturur. South Beach diyeti 2 aşamadan oluşur. İlk aşamada kilo kaybı hedeflenir ve yiyecek seçimlerinde esneklik olmadan dikkat edilir. İlk aşamada günlük karbonhidrat alımı 50 gramdan oluşur. Diyette kırmızı şarap gibi düşük karbonhidratlı alkollerin tüketimi haftada 2 porsiyonu aşmayacak şekilde sınırlandırılır. İkinci aşama ise bakım bölümü olan sağlıklı beslenme modelidir. Beslenmeye, düşük şeker içeren meyve ve sebzeler olan iyi karbonhidrat kaynakları eklenir. 2. aşamada günlük alınan karbonhidrat 75 ila 100 gram arasına yükseltilir.
23. Pescatarian Diyet
Pescatarian diyet, et ürünlerini tüketmeyen fakat deniz mahsüllerini tüketen kişilerin uyguladığı diyettir. Vegan beslenmeye deniz ürünlerinin eklenmiş hali pescatarian beslenme olarak tanımlanabilir. Diyetle alınan omega 3 yağ asitleri, yüksek anti inflamatuar etki gösterir ve iltihaplanmaların azalmasını sağlar. Günlük beslenmeye çeşitli sebzeler ve deniz ürünleri eklenir. Vejetaryen beslenmeye oranla daha avantajlıdır. Bunun sebebi vejetaryen beslenmenin sonucunda oluşan B12 vitamini eksikliği, bu diyette görülmez. Diyette düşük oranda doymuş yağ alındığı için kalp damar hastalıklarına karşı vücudun korunmasını sağlar. Kolesterol seviyesini dengeler ve kötü kolesterol olan LDL’ nin düşmesine yardımcı olmaktadır. Deniz ürünleri, omega 3 yağ asitlerinden zengindir ki vücuttaki iltihaplanmaların önlenmesinde etkilidir. Pascatarian diyet, kan şeker seviyesinin dengelenmesine yardımcı olur ve insülin direnci gelişme riskini azaltır. Diyetin temel kaynağı balık olduğu için dezavantaj olarak yüksek civa alımına neden olabilir. Yüksek miktarda civa alımı sinir sisteminin olumsuz etkilenmesine, kan basıncının yükselmesine, hafıza kaybı ve göz problemlerinin oluşmasına neden olmaktadır.
24. Hipotiroidizm Diyet
Hipotiroidizm diyeti, tiroid fonksiyonlarının iyileşmesine yardımcı olan besin değişikliklerinden oluşur. Diyet çeşitli değişikliklerden oluşurken meyve, sebze, lifli ve protein kaynaklarına önem verilir. Beslenmede sodyum ve yağ kısıtlanır, protein alımı artırılır. Hipotiroidi olan kişilerde protein alımının yüksek tutulması metabolizma hızının artışını sağlar. Karbonhidrat seviyesi normal sınırda tutulur ve aşırı tüketimi engellenir. Hipotiroidi hastalarının tüketmeye özen göstermesi gereken bazı besin öğeleri bulunur. Selenyum, tiroidin doğru fonksiyonda çalışması için elzemdir. Tiroidi az çalışan kişilerde selenyum seviyeleri daha düşüktür. Beslenmeye selenyumdan zengin olan deniz ürünleri, yumurta ve yağlı tohum gibi besinlerin eklenmesi gerekir. Yemekler hazırlanırken iyotlu sofra tuzu kullanılmalıdır. Bununla beraber antioksidan içeriği yüksek olan meyve ve sebzelerin tüketilmesi tiroid fonksiyonlarının düzenlenmesini sağlar. Tiroid hastalarının beslenme düzeninde dikkat etmesi gereken guatrojenik besinlerdir. Brokoli, karnabahar, turp, şalgam ve hardal gibi guatrojenik besinlerin tüketimi yasaktır. Ek olarak, hipotiroidi hastaları hipertansiyon riski taşırlar. Salamura ve turşu gibi sodyum içeriği yüksek olan besinlerin tüketiminden kaçınmaları gerekir.
25. Gaps Diyet
Gaps’ ın açılımı Gut ve Psikoloji Sendromu’ dur. Diyetin temeli, beyin fonksiyonlarının sızdıran bağırsak durumundan etkileniyor olmasına dayanır. Sızdıran bağırsak sendromu, bağırsak lümen geçirgenliğinin bozulmasıyla seyreden bir problemdir. Gaps diyeti, bağırsak fonksiyonlarının düzenlenmesi ve iyileşmesi için tasarlanmıştır. Bağırsağın sızdırmasına neden olan tüm besinlerin tüketimi yasaktır. Diyet 3 aşamadan oluşur. Bunlar giriş, tam ve çıkış şeklindedir. Gaps’ a giriş aşamasında eliminasyon amaçlanır ve birçok besinin tüketimi sınırlandırılır. Özellikle rafine şeker, nişastalı sebze ve işlenmiş tüm besinlerin tüketimi yasaktır. Giriş aşaması tamamlandığında diğer aşama olan Tam Gaps Diyeti’ ne geçilir. Taze et, hayvansal yağlar, kabuklu deniz ürünleri, organik yumurta ve ev yapımı yoğurt gibi besinlerin tüketimi önerilir. Gaps’ tan Çıkış aşamasında ise ilk aşamada elenen tüm besinler diyete tekrardan yavaş yavaş eklenir. Her yiyecek tekrardan tek tek tanıtılır. 2 ila 3 gün içerisinde besine karşı bir sorun yaşanmıyorsa kademeli olarak tüketimi artırılır. Gaps Diyeti, bağırsak florasının yeniden dengeye girmesini ve sindirim sisteminin düzenli çalışmasını hedeflemektedir.
26. No Sugar Diyet
Şeker içermeyen diyette 21 gün boyunca şeker içeren tüm besinler kısıtlanır. Diyette sütlü tatlılar dahil tüm tatlılar, meyveli yoğurt, kek, kurabiye, şeker, gazlı içecekler ve şeker içeriğine sahip tüm besinlerden uzak durulur. Aynı zamanda beyaz ekmek, makarna, erişte gibi karbonhidrat içeriği yüksek olan besinlerin tüketimi tamamen yasaktır. Tatlı ihtiyacı meyve, bal veya pekmezden karşılanır. Bal veya pekmezin günlük tüketimi 1 tatlı kaşığını aşmamalıdır. Diyet süresince 2 ila 2.5 litre su içilmesine özen gösterilmelidir. Öğünler sebze, meyve, baklagil, kırmızı et, tavuk ve balıktan zengin olmalıdır. Aynı zamanda içerisine şeker eklenmemiş çay, kahve ve bitki çaylarının tüketimi serbesttir.
27. Su Diyeti
Su diyeti, gün içerisinde yüksek oranda su ve sıvı alımına dayanan bir diyettir. Su diyetini öneren kişiler, soğuk su tüketiminin vücut sıcaklığını eşitlediğini ve vücudun daha fazla kalori yaktığına inanmaktadır. Su diyeti, yüksek miktarda su tüketimini sağladığı için böbreklerin sağlığının korunmasını ve vücudun toksik maddelerden arınmasını sağlar. Günlük en az 2 litre su tüketimi önerilir. Diyetin yalnızca su tüketimine dayalı olması besin öğe yetersizliklerine neden olur ve metabolizmayı yavaşlatır. Kısa süreli uygulanan su diyetinde sabah uyandıktan sonra bir bardak limonlu su tüketimi güne enerjik başlanmasını ve metabolizmanın hızlı çalışmasını sağlamaktadır. Ayrıca limonun içeriğinde bulunan polifenoller güçlü antioksidan etki yaratarak vücudun toksik maddeleri atmasına yardımcı olmaktadır. Su diyeti uygulanırken mutlaka lif içeriği yüksek besinlerin tüketimine özen gösterilmelidir.
Diyet Türleri Nelerdir?
Kişinin yaşam tarzına, beslenme şekillerine, yaşına, cinsiyetine, kilosuna, boyuna, ırkına ve mevcut hastalık durumlarına göre şekillenebilecek farklı diyet türleri bulunur. Diyetlerin alternatif seçenekleriyle avantaj ve dezavantajlarını belirleyerek kişiye uygun olan belirlenir. Farklı diyet türleri aşağıda listelenmiştir.
- Kalori kısıtlama diyetleri
- Ağırlık kontrol diyetleri
- Kaza diyetleri
- Tıbbi Diyetler
- Detoks Diyetleri
- Fad Diyetleri
- Sıvı Diyetler
- Oruç Diyetleri
1. Kalori Kısıtlama Diyetleri
Beden ölçüsüne göre hesaplanan diyetlerde normalden daha az kalori alımına kalori kısıtlama diyeti adı verilir. Alınan kalorinin yaklaşık olarak %20 ila %40’ ı kısıtlanmaktadır. Kısıtlamaların sonucunda görülen en önemli komplikasyon malnütrisyondur. Malnütrisyonda kişi besin öğe eksiklikleriyle karşılaşır ve vücut fonksiyonları bozulmaya başlar. Kalorinin ne kadar kısıtlandığına bağlı harcanan enerji miktarı azalır ve vücut sıcaklığında azalma görülür. Bununla beraber hormesis tablosu görülür. Hormesis, vücudun toksik maddelere maruz kalma durumudur. Azalmış kalori alımı ile beraber vücutta stres faktörleri oluşur, vücut katabolik sürece girer. Kalori kısıtlama diyetlerini savunan kişiler ortalama yaşam süresinin arttığına inanmaktadır. Normal seviyedeki kalori kısıtlaması; kalp damar hastalıklarını azaltır, yağ oranının düşmesine yardımcı olur ve bağışıklık sistemini güçlendirir. Fakat kalorinin ciddi oranda kısıtlanması kas iskelet sistemindeki kayıplara, düşük bki değerlerine, menstruasyon döngüsünün bozulmasına ve infertiliteye neden olur.
Kalori kısıtlama diyetleri aşağıda listelenmiştir.
- Fasting Mimicing Diyet
Fasting mimicing diyette her ayın 5 günü kalori kısıtlaması yapılır. İlk gün 725 kalori alınır. Alınan total kalorinin %10’ unu protein, %56’ sını yağ, %34’ ünü karbonhidratlar oluşturur. Kalan dört günde ise 1090 kalori alınır. Alınan total kalorinin %16’ sını protein, %48’ ini yağ, %20’ sini karbonhidratlar oluşturur. 2015 yılında yapılan bir çalışmada bu diyetin yaşam süresini ve organ yenilenme hızını artırdığı görülmüştür.
- Intermittent Fasting ( Aralıklı Oruç )
Aralıklı oruç diyeti, belirli saat aralıklarında oruç tutulmasına dayanmaktadır. Aralıklı oruç, vücuttaki oksidatif stresin azalmasını sağlar ve vücut dayanıklılığını artırır.
2. Ağırlık Kontrol Diyetleri
Obezite kontrollerindeki diyetlerin vücut ağırlığını ideal sınırlara indirmek, besin öğeleri yeterli miktarda karşılamak, yanlış olan beslenme alışkanlıklarını değiştirmek ve hedeflenen kiloda sabit kalmak gibi belirli hedefleri bulunur. Fazla tartılı insanlar, hedeflenen ağırlığa ulaştıklarında diyetteki değişiklikleri terk ederek eski kilolarına geri dönerler. Bu sebeple kaybedilen kiloların uzun dönemde korunmasını sağlamak için ağırlık kontrol diyetlerinin önemi büyüktür. Yapılan çalışmalarda, yüksek miktarda kilo veren kişilerin kısa sürede tekrar kaybettikleri kiloyu alarak tekrar aynı kiloya döndükleri görülmektedir. Bu süreçlerde kişinin belirli konularda bilgilenmesi önemlidir. Kişiler düzenli olarak profesyonellerle multidisipliner çalışma sürdürülmelidir, kilo kaybı sürecindeki zorluklarla başa çıkmak için beceri eğitimleri almalıdır, sosyal etkileşimlerini artırarak içe kapanmaları önlenmelidir. Uzun dönem başarılarını artırmak ve motivasyonlarını geri kazandırmak için fiziksel aktivite kişilere önerilmelidir.
Ağırlık koruma diyetlerinin temel prensipleri aşağıda listelenmiştir.
- Kilo kaybı süreçlerinde enerji kısıtlamak başarılı olurken kilo korumada ise kalorinin sabit tutulması ve düşük yağ içermesi önerilmektedir.
- Yüksek miktardaki kilo kayıpları geniş zamana yayılmalıdır. Hızlı kilo kaybeden insanların kilo alım hızları daha yüksektir.
- Günlük alınan kalori bazal enerjinin altına inmemelidir.
3. Kaza Diyetleri
Hızlı kilo kaybı elde etmek için uygulanan kısa süreli diyetler kaza diyeti olarak tanımlanır. Kaza diyetlerinin sebep olabileceği durumlar aşağıdaki gibidir.
- Düşük kalorili yapılan diyetler safra taşı oluşum riskini artırır.
- Kas ve kemik kütlesinde ciddi kayıplar görülür. Herhangi bir müdahale yapılmadığı takdirde yağsız vücut kütlesinde %25’ e kadar kayıplara neden olabilmektedir.
- Yeterli ve dengeli miktarda besin tüketilmediğinde besin öğe yetersizlikleri meydana gelir.
- Ciddi enerji kısıtlamaları açlığın tetiklenmesine sonucunda daha yüksek kalori alımı görülebilir. Kısa sürede kilo kaybının sonucunda daha fazla kilo alımına neden olabilir.
- Yeme bozukluğu oluşma riskleri artar.
- Besin öğe yetersizlikleri sonucunda kemiklerde zayıflık, tırnakta kırılma, saç dökülmesi ve cilt problemleri görülür.
4. Tıbbi Diyetler
Tıbbi diyetler, kişinin mevcut sağlık sorunun tedavisinde önerilen beslenme programlarıdır. Sağlık sorunlarında kullanılan bazı tıbbi beslenme tedavileri aşağıda listelenmiştir.
- Hipertansiyon hastalarında Dash diyeti kullanılır. Dash diyeti, yüksek tansiyonun düşürülmesini sağlar. Diyetin temelinde yüksek protein ve lifli besinler bulunur. Tuz kısıtlanırken kan basıncının düşürülmesi amaçlanır.
- Diyabet hastalarında diyabetik diyetler uygulanmaktadır. Diyabetik diyette şeker, şeker içeren besinler, paketli gıdalar, basit karbonhidratlar, glisemik indeksi yüksek besinler ve lif içeriği düşük besinler kısıtlanır. Öğün saatleri, kan şeker değerlerine göre belirlenir.
- Kalp damar hastalarında genellikle akdeniz diyeti uygulanmaktadır. Akdeniz diyetinde doymuş yağ içeriği yüksek besinler, hayvansal yağlar, nişasta ve karbonhidrat tüketimi kısıtlanır. Bitkisel yağların tüketimi ön plandadır.
- Böbrek hastalarında genellikle proteinden fakir diyetler uygulanır. İdrardan protein atılım miktarına bağlı diyetle alınacak protein miktarı belirlenir. Ödem durumuna bağlı sıvı, fosfor, sodyum ve potasyum kısıtlaması yapılır.
- Bağırsak hastalarında FODMAP diyeti uygulanır. Fodmap diyetinde fruktoz içeriği yüksek besinlerin ve bazı tatlandırıcı ürünlerin tüketimi yasaklanır. İshal ve kabızlık durumuna göre diyette belirli kısıtlamalara gidilir.
- Çölyak hastalarında glutensiz diyetler uygulanır. Glutensiz diyette arpa, buğday, yulaf ve çavdar gibi gluten içeren besinlerin tüketimi tamamen yasaktır. Bununla beraber gluten bulaş riskine karşı çapraz kontaminasyona dikkat uyarıları yapılır.
- Kanser hastalarında türüne göre ketojenik diyet önerilmektedir. Yapılan araştırmalara göre ketojenik diyetlerin kanser tedavi edici etkisi bulunmaktadır.
- Demans ve Alzheimer gibi nörolojik hastalıklarda genellikle Akdeniz diyeti önerilmektedir.
5. Detoks Diyetleri
Detoks diyetleri, toksik bileşiklerin vücuttan atılmasını amaçlayan diyet programlarıdır. Genellikle belirli bir süre oruç tutulur sonrasında sebze ve meyve gibi antioksidan kaynaklarından zengin beslenmeyi içerir. Bazı detoks diyetleri bitki, takviye ve çayları da içermektedir. Diyet programları toksik etkiye neden olacak kimyasalların, ağır metallerin ve sentetik maddelerden arınmayı hedefler. Bununla beraber bağışıklık sistemi sorunları, iltihaplanma, obezite, sindirim sistemi hastalıkları ve şişkinlik gibi sorunların giderilmesi için detoks diyetleri yapılmaktadır. Detoks diyetlerinin süresi ve yoğunluğu değişkenlik gösterir.
Detoks diyetleri Detoks diyetlerinin temel prensipleri aşağıdaki gibidir.
- 1 ila 3 gün arası oruç tutulur.
- Taze sebze ve meyve tüketimi artırılır.
- Bol su tüketilir.
- Ağır metal, sentetik madde ve alerjen etki oluşturabilecek tüm besinlerden uzak durulur.
- Takviye ve bitki çayları kullanılır.
- Düzenli egzersiz yapılır.
- Rafine şeker, işlenmiş gıdalar, kahve, alkol ve sigara gibi alışkanlıklar bırakılır.
6. Fad Diyetleri
Fad diyetleri son zamanlarda popüler olmuş diyetlerden oluşur. Hızlı kilo kaybını ve birçok sağlığa faydasını vaat ederken kesinliğini gösteren bilimsel kanıt bulunmamaktadır. Fakat etkili olduğu bilinen ve çalışmalarla ispatlanmış bazı Fad diyet türleri bulunur. Etkili Fad diyetleri aşağıda sıralanmıştır.
- Atkins Diyet
Atkins diyeti oldukça düşük karbonhidratlı bir diyet türüdür. Protein ve yağdan kısıtlama yapılmazken günlük karbonhidrat tüketimi 20 gram ile sınırlandırılmıştır. Sonrasında kişisel toleransa göre tekrardan yavaş yavaş geri eklenir. Çalışmalar sonucunda kilo kaybının etkili yollarından biri olduğu belirlenmiştir.
- South Beach Diyet
South Beach Diyet, kilo kaybını hedefleyen yüksek proteinli, düşük yağlı ve düşük karbonhidratlı beslenme programıdır. Kilo kaybıyla beraber kalp damar hastalıkları riskinin de azalmasında etkilidir.
- Vegan Diyet
Vegan diyetlerin uzun ve kısa süreli yapılmış çalışmalarda kilo kaybı için etkili bir yöntem olduğu bulunmuştur. Bununla beraber kolesterolün azalmasını ve kalp damar hastalıklarının önlenmesini sağlar.
- Ketojenik Diyet
Ketojenik diyette günlük karbonhidrat tüketimi 30 gramı aşmamalıdır. Kilo kaybını artırmakla birlikte obez bireylerdeki hastalık risklerinin azalmasını sağlamaktadır.
- Paleo Diyet
Paleo diyet, ataların beslenme ilkelerine dayanan beslenme planıdır. Kilo kaybında etkilidir.
- Zone Diyet
Zone diyette günlük %30 yağsız protein, %30 sağlıklı yağ ve %40 lif oranı yüksek karbonhidrat tüketimi sağlanır. Araştırmalarda kilo kaybını sağladığı ve iltihaplanmayı azalttığı görülmüştür.
- Dukan Diyeti
Dukan diyeti yüksek protein, düşük karbonhidratlı beslenme modelidir. Gün içerisindeki açlığın kontrol altına alınmasını amaçlar.
- 5:2 Diyet
5:2 diyetinde haftada 2 gün 500 ila 600 kalori alınır. Kas kaybının korunmasını ve yağ kaybının artmasını amaçlar.
7. Sıvı Diyetler
Sıvı diyetler, besinlerin sıvı halde tüketilmesi ile ortaya çıkmış bir diyet türüdür. Diyet sıvı besinlerden oluşur katı gıdalar da sıvı hale getirilerek tüketilir. Sıvı diyetler uzun soluklu değildir en fazla 3 gün yapılması uzmanlar tarafından önerilmektedir.
Sıvı diyetlerin başlıca prensipleri aşağıdaki gibidir.
- Temel ilkesi besinlerin sıvı şekilde tüketilmesidir.
- Tüketilen besinlerin düşük kaloride olması diyette önemlidir.
- Sıvı içecekler taze olmalıdır. Taze olarak tüketilen besinlerin kilo kaybına olan etkisi daha güçlüdür. Sebze ve meyveler sıvı hale getirildiğinde besin değerlerini kaybetmeden 30 dakika içerisinde tüketilmelidir.
- Kahve ve şeker tüketildiğinde şeker, krema eklenmemelidir.
- Vücudun arınması hedeflendiği için tuz, şeker ve yağdan uzak durulmalıdır.
- Paketli ve işlenmiş besinler tüketilmemelidir.
- Meyve suyu tüketildiğinde ilave şeker veya bal içermemelidir.
- En fazla 3 gün devam edilmelidir. 3 günden uzun uygulanırsa sindirim sistemi problemlerine ve besin öğe yetersizliklerine sebebiyet verebilir.
- Sıvı diyetler yapılırken spor ile desteklenmesi önerilir.
- Sıvı diyete başlamadan önce uzmana danışılması gerekir.
8. Oruç Diyetleri
Oruç diyetlerinin belirli örnekleri bulunur. En sık tercih edilenleri aralıklı oruç ve 5:2 diyetidir. Vücudun belirli zaman aralığında aç bırakılmasına ve hızlı yağ yakımına dayanan beslenme programıdır. 5:2 diyetinin etkili olabilmesi için haftada 1 - 2 gün olacak şekilde birkaç saat aç kalınması önerilir. Oruç diyeti; açlık hormonlarını baskılanmasını, hafıza ve belleğin güçlenmesini, hormon seviyelerinin dengelenmesini sağlamaktadır. Kilolu kişilere yapılan çalışmada 8 hafta süresince oruç diyeti uygulanmıştır. Çalışmanın sonucunda günlük alınan kalorinin %80 oranında azaldığı ve stres seviyelerinin düştüğü gözlemlenmiştir.
Oruç diyeti uygulanırken dikkat edilmesi gereken temel kurallar aşağıdaki gibidir.
- Haftada 2 - 3 gün oruç tutulmalıdır. Oruç tutulan günler arası boşluk bırakılmalıdır.
- Diyette önerilen 12 ila 16 saat arası oruç tutulmasıdır.
- Oruç tutulan günler fiziksel aktivitenin aşırılığından kaçınılmalıdır. Yoga gibi hafif egzersizler yapılmalıdır. Oruç tutulmayan günler ise kardiyo egzersizleri önerilir.
- Oruç diyetinde bol su tüketimi önerilir.
- Diyete başladıktan 2 hafta sonra vücut alıştığında oruç tutulan gün sayısı 1 gün artırılabilir.
9. Yüksek Karbonhidrat Diyetleri
Yüksek karbonhidrat ve düşük yağlı diyetler, obezitenin yönetiminde aktif rol oynayan beslenme programlarıdır. Diyette alınan günlük enerjinin %25’ ini yağ, %60’ ını karbonhidrat, %15’ ini proteinler oluşturmaktadır. Yakın zamanda yapılan bir çalışmada düşük yağlı, yüksek karbonhidratlı diyetlerin kilo kaybında etkili olduğu görülmüştür. Amerikan Diyabet Önleme Programı’ nda, bu diyetlerin fiziksel aktivite ile birleştiğinde diyabet riskini azalttığı saptanmıştır. Bununla beraber düşük yağlı, yüksek karbonhidratlı beslenme programlarının glikoz metabolizmasını dengelediği ve iyileştirdiği gözlemlenmiştir. Hiperglisemi ve hiperinsülinemiye olan duyarlılığın artışını sağladığı ve serum yağ seviyelerindeki azalmayı sağladığı çalışmalarda görülmektedir.
10. Düşük Karbonhidrat Diyetleri
Kilo kaybı için sıkça uygulanan beslenme planlarından birisi düşük karbonhidratlı diyet modelleridir. Diyette ekmek, makarna, erişte, rafine şeker, tahıl ve işlenmiş tüm gıdaların tüketimi yasaklanır. Düşük karbonhidratlı diyetlerde amaçlanan vücudun karbonhidrat dışındaki enerji kaynaklarına yönelmesi ve yağ yakımını artırmasıdır. Proteinler, diyetin doyuruculuğunu oluşturan ana kaynaklardır. Düşük karbonhidrat diyetlerinde salatalık,ıspanak, brokoli, kereviz, yeşil soğan, karnabahar, patlıcan, lahana gibi sebzelerin; hindi, tavuk, balık, ciğer, karides, biftek, pirzola, yengeç gibi et grubunun tüketimi serbesttir. İçerisinde şeker olan tüm gıdalar, baklagiller, tahıllar, süt ve süt ürünleri, patates, makarna, ekmek, tatlı, havuç, bezelye, pancar, soğan, mısır gevreği, cips, reçel gibi karbonhidrat içeren tüm besinlerin tüketimi kısıtlanır. Düşük karbonhidrat diyetleri genellikle Alzheimer ve demans gibi nörolojik hastalıkların tedavisinde kullanılır. Bununla beraber tip 2 diyabet hastalarında ve insülin direnci olanlarda karbonhidrat tüketiminin kısıtlandığı beslenme programları uygulanır.
11. Detoksifiye Diyetler
Detoksifikasyon diyetleri son zamanlarda oldukça popüler olan beslenme programlarıdır. Genellikle çiğ sebze ve meyvelerden oluşan diyetlerdir. Detoksifiye diyetleri genellikle bağırsakların boşalması ve kolon temizliği için tercih edilmektedir. Kişiler diyet sonrasında daha enerjik hissettiklerini söylemektedir. Diyette ilave şeker ve sağlıksız yağların tüketimi tamamen yasaklandığı için kişinin daha enerjik hissettiği düşünülür. Bununla beraber bu tarz diyetlerin antioksidan besinlerden zengin olduğu için toksik maddeleri vücuttan arındırdığı düşünülmektedir. Detoksifiye diyetlerde protein ciddi bir şekilde kısıtlanırsa yorgunluk gibi etkileri görülür. Geçici diyetler, uzun vadede faydalı bir çözümle sonuçlanmaz. Uygulanmadan önce uzmana danışılması önerilir.
12. Yarı Vejetaryen Diyetler
Yarı vejetaryen diyet ilk kez Diyetisyen Dawn Jackson Blatner aracılığıyla oluşturulmuştur. Daha az et grubu tüketimi daha fazla bitkisel besin tüketimi teşvik edilen bir beslenme planıdır. Et tüketimi tamamen kısıtlanmayıp belli miktarda alınması önerildiği için esnek vejetaryen diyet olarak bilinir. Diyet katı ve belli kurallara dayanmaz, bu da hayvansal gıdaları fazla tüketmeyen kişiler için daha çekici hale gelir. Vegan ve vejetaryen diyette hayvansal kaynaklı tüm gıdalar kısıtlanırken flexitarian diyet yani yarı vejetaryen diyette az miktarda olsa da hayvansal ürünler tüketilir. Beslenme programını dengeli şekilde ayarlamak kilo kaybını sağlar, diyabet riskini azaltır, bazı kanser türlerine karşı koruyucudur ve kalp damar sağlığını destekler.
Yarı vejetaryen diyette dikkat edilmesi gereken temel ilkeler aşağıda listelenmiştir.
- Sıklıkla sebze, meyve, baklagil ve tahıl grubundan oluşan beslenme programıdır.
- Bitkisel proteinler, hayvansal proteinlere oranla daha ön plandadır.
- Hayvansal gıdalar tamamen kısıtlanmaz, esnektir ve belli miktarda tüketimi önerilir.
- İşlenmişlik oranı az doğal besinlerin tüketimi diyette önerilendir.
- Şeker ve şeker içeren besinlerin tüketimi önerilmez.
13. Sebzeli Diyetler
Sebzeli diyetlerin genelini vejetaryen diyetler oluşturur. 2016 yılında vejetaryen diyet üzerine yapılmış bir çalışma, sebze ağırlıklı beslenmeye geçilmesinin kilo kaybını desteklediğini ortaya koymuştur. 2015 yılında yayınlanan çalışmada, vejetaryen diyetin total kolesterol ve kötü kolesterol olan LDL seviyesini azalttığı sonucunu varılmıştır. Yaklaşık olarak 70.000 kişiye ait olan verilere göre kanser insidansının vejetaryen beslenme sürdürenlerde daha az olduğu kanıtlanmıştır. Hindistan’ da vejetaryen diyet uygulayan kişilerin daha az oranda kalp damar hastalıklarına yakalandığı saptanmıştır.
Vejetaryen beslenmenin temel ilkeleri aşağıda listelenmiştir.
- Yeterli miktarda kalori alındığından emin olunmalıdır.
- Yeterli miktarda sebze tüketiminin yanı sıra farklı çeşitteki sebzeler beslenme programına eklenmelidir.
- Sağlıksız yağlardan ve ilave şekerden uzak durulması önerilir.
- Besin öğe yetersizliklerine karşı takviyelerden faydalanılmalıdır.
14. İnanç Bazlı Diyetler
İnanç bazlı diyetlerin birçoğu halkın sınırlı olan diyet bilgisini kötüye kullanarak gelişmiştir. Tüketicilere iyileştirici olarak tanıtılan besinleri halk arasında yayan diyet listeleridir. Bununla beraber tıbbi süreci aksatarak ciddi hastalıkların ilerlemesine neden olur. İnanç temeline dayanan diyetlerin özellikleri aşağıdaki gibidir.
- Tüketiciyi, kendi kendinin doktoru ol mantığına sokarak tıbbi süreci erteler.
- Pazarlama mantığıyla elindeki ürünleri satarak kişinin sağlığını riske atabilir.
- Halkta ekonomik zarara neden olur.
- Alerjen risk oluşturabilecek besinleri halka sunar.
15. Sağlıklı Diyet
Sağlıklı diyet planlanması için kişinin yaşı, cinsiyeti, boyu, kilosu, yaşam koşulları ve fiziksel aktivitesi öğrenilmelidir. Kişi için uygun olan beslenme planı; makro ve mikro besin öğelerinin yeterli karşılanması, yeterli enerji miktarının verilmesi ve besinlerin çeşitliliği ile oluşturulur. Hali hazırda birçok diyet çeşidi olmasıyla birlikte kişi için uygun olan belirlenmelidir. Her diyet çeşidi herkeste aynı etkiyi yaratmaz. Sağlıklı diyetler esnek listeler olmalıdır. Diyet, tek besine bağlı kalmamalı ve çeşitlendirilmelidir. Listede yer alan besinlerin pratik hazırlanması ve kişinin ekonomik koşullarına göre temin edebiliyor olması gerekir. Aynı zamanda vücudun ihtiyaç duyduğu kalori verilmesi büyük önem arz eder. Düşük kalori diyetlerin uygulanması metabolizmanın düşmesine neden olur ve diyetin ardından terkrardan hızlı bir şekilde kilo alınır. Sağlıklı diyetler yeterli miktarda karbonhidrat, protein ve yağ grubunu içermelidir.
Diyet Sınıflandırma Tablosu Nasıl?
2022 yılı itibariyle çok sayıda kanıta dayalı ve deneyimsel planlanmış diyet programları bulunmaktadır. Kişinin yaşına, boyuna, kilosuna, cinsiyetine, mevcut hastalık durumuna, yaşam şekline ve alışkanlıklarına uygun diyet programı seçilmesine özen göstermelidir. Her diyet programı herkeste aynı etkiye neden olmaz. Bu sebeple kalıp halindeki diyet programlarından uzak durulmalıdır ve kişiye özel beslenme planı oluşturulmalıdır. Diyet çeşitlerini farklı kategorilere göre sınıflandırmak mümkün.
Farklı uygulama alanlarına göre diyetlerin sınıflandırılması aşağıdaki gibidir.
- Uygulama Alanlarına Göre Sınıflandırma
- Uyumu kolay olan diyetler
- Ani kilo kaybı hedeflenen diyetler
- Sağlıklı beslenme diyetleri
- Ticari amaçlı diyetler
- Karma yaklaşım diyetler
- Sağlık Sorunlarına Göre Sınıflandırma
- Diyabetik diyetler
- Kalp sağlığı diyetleri
- Böbrek diyetleri
- Karaciğer diyetleri
- Romatizmal hastalık diyetleri
- Nörolojik diyetler
- Yeme bozukluğu diyetleri
- Sağlıklı Beslenmeye Göre Sınıflandırma
- Kişisel tercihlere bağlı oluşturulmuş diyetler
- Öğün sınırlandırılmasına giden diyetler
- Öğün artırılan diyetler
- Oruç diyetleri
- Elde Edilmesine Göre Planlanan Diyetler
- Normal diyetler
- Taş devri diyeti
- Vejetaryen diyet
- Vegan diyet
- Yarı vejetaryen diyet
- Glutensiz diyet
- İçeriklerine Göre Sınıflandırma
- Besin öğelerinden dengeli diyet
- Proteinden zengin diyet
- Proteinden fakir diyet
- Karbonhidrattan zengin diyet
- Karbonhidrattan fakir diyet
- Yağdan zengin diyet
- Yağdan fakir diyet
Diyet Ve Diyetle İlgili Gerçekler Nelerdir?
Diyetler hakkında birçok bilgi kulaktan kulağa popüler hale gelir. Fakat bazıları sadece inanç efsanesiyken bazıları doğrudur.
Diyetler hakkındaki popüler yanlışlar ve doğruları aşağıda listelenmiştir.
- Kilo kaybı için karbonhidrat tüketilmemelidir. - YANLIŞ
Vücut, ihtiyaçlarını karşılayabilmek için besin öğelerin tamamına ihtiyaç duyar. Kilo kaybı sürecinde karbonhidrat tüketimini tamamen kesmek değil sağlıklı karbonhidratları tüketmek faydalı olacaktır. - DOĞRU
- Yağ tüketilmemelidir. - YANLIŞ
Paketli birçok gıda, yağsız başlığı altında şeker içeriği yüksek besin haline getirilmiştir. Doğru porsiyonlamayla sağlıklı yağların tüketimi zararlı değildir. - DOĞRU
- Gece yemek kilo aldırır. - YANLIŞ
Gece tüketilen besinler değil yüksek kalorili besinlerin tüketimi kilo aldırır. Bununla beraber geç saatlerde tüketilen besinler gece uyku düzeninin bozulmasına ve sindirim zorluğuna neden olur. - DOĞRU
- Yüksek tartılı insanlar sağlıklı değildir. - YANLIŞ
Fazla kilo, sağlık sorunlarına karşı risk faktörüdür fakat kan değerleri normal olan kilolu kişiler de bulunmaktadır. - DOĞRU
- Yüksek kalori kısıtlamasıyla daha hızlı kilo verilir. - YANLIŞ
Vücut fonksiyonlarının doğru bir şekilde devam edebilmesi için yüksek kalori kısıtlamalarından kaçınılmalıdır. Kilo kaybı için uzun vadeli planlar yapılmalıdır. - DOĞRU
Diyet Ağırlık Yönetimi İçin Etkili Midir?
Obezitenin ve birçok hastalığın önlenmesinde yeterli ve dengeli beslenmenin benimsenmesi büyük önem taşır. Kilo kaybı sürecinin ardından gelen ağırlık yönetimi ve kontrolü için sağlıklı beslenme alışkanlıkları bırakılmamalıdır. Ağırlık kontrolü için dengeli ve yeterli beslenme planlarındaki temel kurallar aşağıdaki gibidir.
- Yağ içeriği yüksek besinlerden ve sağlıksız karbonhidratlardan uzak durulmalıdır.
- Vitamin ve mineral gereksinimleri yeterince karşılanmalıdır.
- Posa içeriği yüksek besinlerin tüketimine özen gösterilmelidir.
- Fazla tuz tüketiminden sakınılmalıdır.
- Günlük en az 8 ila 10 bardak su tüketilmelidir.
- Öğünlerdeki besinlerdeki vitamin emilimini azaltmaması için demli çay ve kahve tüketimi yemekten hemen sonra olmamalıdır.
- Alkol tüketimi sınırlandırılmalıdır.
- Fiziksel aktivite artırılmalı, gün aşırı 30 - 40 dakika tempolu yürüyüş yapılmalıdır.
- Kaybedilen ağırlığın tekrardan alınmaması için sağlıklı beslenmek yaşam tarzı haline getirilmelidir.
Diyet Önemli Mi?
Diyet, beslenme biçimi ve beslenme düzeni anlamına gelmektedir. Sadece kilo kaybetmek için değil sağlıklı beslenmenin yaşam tarzı haline gelmesi için diyet önemlidir. Diyetlerde beslenme düzenini sağlıklı forma sokmak ve vücut kütle indeksini ideal sınıra taşımak amaçlanır. Bu noktada herkes için önemli olan noktadadır. Sağlıklı beslenme ile birlikte fazla kilonun neden olduğu kalp damar hastalıkları, karaciğer yağlanması, diyabet, hipertansiyon, safra kesesi hastalıkları, horlama, menstruasyon bozuklukları ve stres gibi hastalık riskleri azalmış olur. Her bireyin vücut yapısı birbirinden farklıdır, alınması gereken kalori ve besin değişimleri birbirinden farklılık gösterir. Bu sebeple kişiye özel diyetin oluşturulması için uzmandan fayda alınmalıdır. Kan bulguları, mevcut hastalıklar, yaş, boy, kilo, cinsiyet ve fiziksel aktiviteye göre sağlıklı beslenme planı oluşturulmalıdır. Yanlış uygulanan diyetlerin kişi sağlığını riske sokabileceği unutulmalalıdır.
Tüm Diyetler Sağlıklı Mı?
Popüler diyetlerden bazıları çok hızlı kilo kaybını hedeflemektedir. Bu durumun getirdiği en büyük risk ise kas doku kaybıdır. Kalp kası gibi vücudun önemli kas grupları hızlı kilo kaybından zarar görür. Organlarda bozulmalara ve vücut fonksiyonlarının bozulmasına neden olur. Bununla beraber çok düşük enerjili diyetler safra kesesinde taş oluşumunu tetikler. Vücut gereken vitamin ve mineralleri karşılayamayacağı gibi besin öğe yetersizlikleri oluşur. Bunun sonucunda bağışıklık sisteminde zayıflama görülür ve vücut enfeksiyonlara karşı yanıt oluşturamaz. Kas doku kaybıyla birlikte halsizlik, yorgunluk ve yaşam kalitesini etkileyen olumsuz faktörler yaşanır. Vücudun metabolizma hızı düşer ve verilen kilonun ardından daha hızlı kilo alımı görülür. Tüm diyetler herkeste aynı etkiye neden olmaz. Sağlıklı beslenme önerileri genel olabilirken diyet programları kişiye özeldir. Uygulanan beslenme programıyla protein, karbonhidrat, yağ ve posa dengesi sağlanmalı kişinin yaşına, kilosuna, boyuna, cinsiyetine ve yaşam koşullarına uygun diyet programı oluşturulmalıdır.
Diyet Türleri Atletik Performansı Farklı Şekilde Etkiler Mi?
Sporcuların beslenme planlarında amaçlanan sağlığın korunması, konsantrasyon ve dikkatin artması, dayanıklılığın ve gücün artması ve besin öğelerinin yeterli karşılanmasıdır. Total enerji ve besin öğelerinin dağılımı sporcunun yaşına, boyuna, ağırlığına, cinsiyetine ve yaptığı spor dalına göre farklılık gösterir. Diyette hedeflenen sporcu sağlığını uzun vadede korumak ve performansın artışını sağlamaktır. Atletik performanslarındaki artış, yeterli ve dengeli beslenmeyle sağlanır. Gereken enerji miktarı yeterli miktarda verilmeli ve sıvı gereksinimi karşılanmalıdır. Diyet planı yapılırken dinlenme anına oranla egzersiz esnasında daha fazla kalori harcandığı unutulmamalıdır. Bu sebeple sporculardaki enerji ihtiyacı daha fazladır. Genel olarak sporcu diyetleri; karbonhidrattan ve proteinden zengin, yağdan ise fakirdir. Yapılan spor dalına göre günlük ortalama enerji ihtiyaçları 2000 kalori ile 5000 kalori arasında değişmektedir.
Kilo kaybı hedefleyen sporcuların diyetlerindeki temel hedefler aşağıdaki gibi olmalıdır.
- Kişiye özgü hazırlanan ve günlük besin öğeleri karşılayan diyet listesi uygulanmalıdır.
- Günlük alınan kalori %10 - 20 azaltılmalı, haftada ortalama 0.5 - 1 kg arası ağırlık kaybı hedeflenmelidir.
- Sıvı tüketimi artırılmalıdır.
- Öğün atlanmamalı, düzenli beslenmelidir.
Her Türlü Diyet İçin En İyi Diyet İpuçları Nelerdir?
Diyetler farklı özellikleriyle birbirinden ayrılır fakat temel prensipleri yeterli ve dengeli beslenmeye dayanır. Her diyette uygulanan etkili sağlık ipuçları aşağıda listelenmiştir.
- Diyette kilo kaybı hedefleniyorsa öğünlerden önce su tüketin. Bu sayede öğünde daha az kalori alınır ve %44 oranında daha fazla kilo kaybına yardımcı olur.
- Sağlıksız ve basit karbonhidratlardan uzak durun. Basit karbonhidratlar kan şekerinde dalgalanmalara neden olur. Kısa sürede açlık hissi gelir ve daha fazla kalori alınır. Kompleks karbonhidratlar daha uzun süre tok tutar.
- Kahve ve yeşil çay gibi metabolizmayı destekleyen besinleri tüketin. Bu besinlerin antioksidan etkisi bulunur.
- Sağlıklı yağlar tüketin.
- Paketli gıdalar, işlenmiş besinler ve şekerli tüm yiyeceklerden uzak durun.
- Fiziksel aktivitenizi artırın. Fiziksel aktivitedeki artışla beraber harcanan enerji de artacaktır.
- Yeterli ve dengeli beslenin. Uygulanan diyet düşük kalorili olmamalı, vücuda ihtiyacı olan enerji verilmelidir. Besin öğeleri yeterli miktarda alınmalıdır.
- Posa tüketimini artırın. Lif içeriği yüksek besinler daha uzun süre tok tutar.
- Uyku kalitesine önem verin, yeterli miktarda uyuyun.
İsimleri Olan Tüm Diyetlerin Listesi
Herkesin vücut yapısı ve yaşam şekli farklıdır. Bu sebeple her diyet herkese uygun değildir. Son zamanlarda popüler hale gelmiş birçok farklı diyet türü bulunur. En sık karşılaşılan diyetler aşağıda listelenmiştir.
- Dash Di̇yeti
- Ketojenik Diyet
- Yağdan Fakir Diyet
- Karbonhidrattan Fakir Diyet
- Vejetaryen Diyet
- Yarı Vejetaryen Diyet
- Atkins Diyeti
- Bütün 30 Diyeti
- Glutensiz Diyet
- Diyabetik Diyet
- Çok Düşük Kalorili Diyet
- Düşük Sodyum Diyeti
- Anti - İnflamatuvar Diyet
- Ketojenik Diyet
- Akdeniz Diyeti
- Paleo Diyet
- Fodmap Diyeti
- Optavia Diyet
- Carnivore Diyet
- Alkali Diyet
- Divertikülit Diyeti
- Aip Diyet
- Ibs Diyeti
- South Beach Diyeti
- Pescatarian Diyet
- Hipotiroidizm Diyeti
- Gaps Diyeti
- No Sugar Diyeti
- Su Diyeti
Diyet Türleri Cinsiyete Göre Nasıl Değişir?
Diyetlerin sonucunda başarılı olmak isteniyorsa cinsiyet farkının farkında olmalıdır. Erkek ve kadınların metabolizmaları aynı oranda çalışmaz. Yapılan araştırmaların sonucunda kadın ve erkeklerin diyet gereksinimlerinin birbirinden farklı olduğu ortaya konulmuştur.
Cinsiyet farklılığına göre diyetteki gereksinimler aşağıdaki gibidir.
- Erkeklerdeki kas yoğunluğu daha fazladır. Kas grupları yağlara oranla daha fazla enerji harcarlar. Bu sebeple erkekler birim dakikada daha hızlı kalori yakarlar. Erkeklerin kadınlara göre hızlı kilo vermesinin sebebi de budur.
- Genellikle kadınlar ince vücuda sahip olmayı hedeflerken erkekler geniş ve kaslı vücuda sahip olmayı hedefler. Erkeklerin sıkça tercih ettiği diyetler proteinden zengin diyetlerken kadınların ise yağdan fakir diyetlerdir.
- Yapılan araştırmaların sonucunda yüksek proteinli diyet uygulayan erkeklerin, düşük proteinli diyet uygulayanlara oranla daha hızlı kilo verdikleri görülmüştür.
Erkekler İçin En İyi Diyetler Nelerdir?
Sağlıklı beden ve sağlıklı vücut ağırlığı birbirleriyle ilişkilidir. Yağ kütlesinin azalması ile birlikte karaciğer yağlanması, diyabet, tansiyon ve birçok kanser riski de azalır. Erkeklerdeki obezite oranı gün geçtikçe artmaktadır. Özellikle bel çevresine bağlı diyabet ve iç organ yağlanma riskinde artış oldukça fazladır.
Erkekler için en faydalı diyetler aşağıdaki gibidir.
- Proteinden Zengin Diyetler
Yapılan araştırmaların sonucunda proteinden zengin diyetlerin, proteinden fakir diyetlere göre daha hızlı kilo kaybını sağladığı görülmüştür. Bunun sebebi proteinlerin termik etkisinin fazla olmasıdır. Protein içeriği yüksek diyetler uygulandığında kas kütlesi korunur ve yağ kaybı hızlanır. Günlük protein ihtiyacı boy, yaş, kilo ve fiziksel aktivitesine göre farklılık gösterdiği unutulmamalıdır.
- Akdeniz Diyeti
Akdeniz diyetinde sebze, meyve ve deniz mahsüllerinin tüketimine yer verilir. Yapılan birçok araştırmada kilo kaybını sağlamakla beraber kalp damar hastalıklarını ve diyabeti önleyici etkisinin olduğu görülmüştür.
- Bitki Bazlı Diyetler
Bitki bazlı diyetler vegan değildir. Balık, yumurta, süt, peynir ve yoğurt gibi hayvansal gıdaların tüketimine izin verilir. Sebze ve meyvelerin tüketimi ise ağırlıklı olandır. Bitki içeriği yüksek olan diyetler kalp hastalıklarını, diyabeti, nörolojik hastalıkları ve erkeklerde görülen kanser türlerini önleyici etkiye sahiptir.
Kadınlar İçin En İyi Diyetler Nelerdir?
Sağlıklı beslenmenin yanı sıra egzersiz ve stres düzeyi de vücut ağırlığında önemli faktörlerdir. Kadınların kas kütlesi erkeklere oranla daha azdır bu sebeple kilo kayıpları daha yavaş ilerler. Kadınlar için temel diyet prensipleri aşağıda listelenmiştir.
- Rafine şeker tüketimini azaltın. Rafine şekerler çok fazla işlemden geçmeleri sebebiyle lif ve mikro besinleri az içerirler.
- Günlük en az 8 - 10 bardak su tüketin. Yapılan bir çalışmaya göre günlük en az yarım litre su içmek kalori yakımını %30 kadar artırmaktadır.
- Direnç egzersizlerini aksatmayın. Direnç egzersizleri, kas kütlesi artışını destekler niteliktedir. Özellikle 50 yaş üzeri kadınlarda kemik yoğunluğunun korunmasını sağlar.
- Protein tüketimini çoğaltın. Et, süt ve süt ürünleri, yumurta, baklagiller ve kümes hayvanları gibi proteinden zengin besinlere diyet listelerinde yer verin. Protein içeriği yüksek besinler tokluk hissini artırır ve metabolizmayı hızlandırır.
- Uyku kalitesine önem verin, yeterli miktarda uyuyun. Yapılan çalışmalarda diyet kadar uyku düzeninin de önemli olduğu görülmektedir. Açlık hormonu olan ghrelinin uykusuzlukla arttığı bilinmektedir.
- Egzersizlerde kardiyoya yer verin. Aerobik egzersizler, kalp ritminin hızlanmasını sağlar ve kalori yakımını artırır.
- Liften zengin besinleri öğünlere ekleyin. Lifli besinler midenin boşalma hızını azaltırken uzun süre tokluk sağlar.
Yorumlar (0)
Yorum Yapın