Fit1001 logosearch icon
Alkalin Diyet: Alkalin Diyetine Başlamadan Önce Bilmeniz Gereken Her ŞeyYorum Ekle
0

Alkalin Diyet: Alkalin Diyetine Başlamadan Önce Bilmeniz Gereken Her Şey

Alkali diyet nasıl uygulanır? Alkali diyetin vücuda yararları nelerdir?
16 dk. da okunurFit1001 Editör21 Haz 20220 Yorum
Alkalin Diyet: Alkalin Diyetine Başlamadan Önce Bilmeniz Gereken Her Şey

Alkali diyet, idrar ve kan dahil olmak üzere vücut sıvılarının ph’ını dengelemek için tasarlanmış beslenme programıdır. Diyetin temeli tüketilen yiyeceklerin vücut asitliğini ve alkalitesini değiştirme kapasitesine dayanır. Alkali diyette vücut ph’ını değiştiren temel etken besinlerdir. Uzmanlar, kan pH’ının 7.3 ila 7.4 arasında olması gerektiğini savunmaktadır. Alkali diyette bu fikirden ilerleyerek ortaya çıkmıştır. Mide, vücuttaki en asidik ortamdır. Alternatif tıp yöntemiyle ilgilenen uzmanlar, alkali diyet sisteminin diyabet, hipertansiyon, kalp damar hastalıkları ve bazı kanser türlerinin tedavisinde kullanıldığını söylemektedir. Ancak çoğu uzmanlar, bu diyetin faydalarının kesin olmadığını ve daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğunu savunmaktadır. 

Alkali diyet, alkali kül ve asit- alkali diyeti olarak da bilinmektedir. Besinlerin vücutta yarattığı atık nötr, asit ya da alkali olabilir. Alkali özellik gösteren besinler tüketildiğinde kan daha alkali, asidik özellik gösteren besinler tüketildiğinde ise kan daha asidik hale gelir. Et, kümes hayvanları, deniz mahsülleri, yumurta, tahıl ürünleri, alkol gibi besinler asidik gıda olarak kabul edilirken meyve, sebze, baklagil ve yağlı tohumlar alkali olarak kabul edilir. Bununla beraber doğal yağ, şeker ve nişastalar nötr besinlerdir. 

Alkalin Diyeti Nasıl Çalışır?

Besinler tüketildiğinde vücuttaki asit ve alkalik dengenin değişeceğini savunan alkali diyet sistemi, gıdaların metabolize edilmesi sonucunda ortaya kül kalıntısının çıktığını düşünmektedir. Oluşan kül kalıntısı, vücut alkalitesini ve asiditesini doğrudan etkiler. Bununla beraber asit kül kalıntısında sülfür, fosfat ve protein gibi bileşenler yer alırken alkali kül kalıntısında ise magnezyum, potasyum ve kalsiyum gibi bileşenler yer alır. Maddelerin pH seviyesi 0- 14 arasında ölçek ile ölçülmektedir. Ölçeğin 7 altında olması maddenin asidik, 7’nin üstünde olması ise maddenin bazik yani alkalik olduğunu gösterir. Alkali diyette pH değerine göre besinleri alkali, nötr ve asidik olarak 3’e ayırır. Bu beslenme modelinde limon, süt ve süt ürünleri tüketimine dikkat edilmelidir. Limon asidik özelliktedir fakat vücuda girdiğinde alkalize etki gösterir. Süt ise alkalik bir besindir fakat sindirim sonrası vücutta asidik etkiye neden olur. 

Alkalin Diyetinin Sağlık Yararları Nelerdir?

Alkali diyet, bağışıklık ve sindirim sistemine oldukça faydalı olan beslenme programıdır. Bununla birlikte alkali beslenmenin sağlığa olan faydaları aşağıda listelenmiştir. 

  • Vücudun toksik maddelerden arınmasını destekler.
  • Bağışıklık sisteminin güçlenmesine yardımcı olur. 
  • Obezitenin önüne geçer.
  •  Bölgesel yağlanma riskinin azalmasına etki eder. 
  • Kemik sağlığını güçlendirir.
  • Gün içerisindeki enerjinin artmasını sağlar.
  • Asidik beslenmenin neden olduğu sindirim sistemi problemlerini engeller. 
  • Alkalik besinlerden zengin olan besinler daha az yağ içerdiği için kilo kaybını destekler niteliktedir. 
  • Vücuttaki iltihaplanmayı engeller. Sırt, kas ve eklem ağrıları gibi birçok ağrının azalmasında etkilidir.
  • Kan pH seviyesinin düzenleyerek kan basıncının dengelenmesini, yüksek kolesterolün engellenmesini ve kalp damar hastalık riskinin azalmasını sağlar.
  • Alkali grupta yer alan besinler genellikle sağlıklı besinler oldukları için birçok hastalığa karşı koruyucu etkisi bulunur. 
  • Bazı kanser türlerine karşı koruyucudur. 

Alkalin Diyetinin Sağlık Riskleri Nelerdir?

Alkali diyetin sağlık riskleri aşağıda listelenmiştir. 

  • Amerikan Kanser Araştırmaları’nın araştırmalarına göre alkali beslenme sistemi kan pH seviyesinin değişmesinde fark edilir bir etkiye neden olmazken idrar pH seviyesinde farklılıklar görülür.
  • Klinik faydaları kanıtlanmış bilimsel verilere dayanmaz. Uzun vadeli etkilerini gösteren bir bilimsel araştırma bulunmamaktadır. 
  • Besin kısıtlamasına gidildiği için vücudun ihtiyaç duyduğu yağ asitlerinde eksiklik görülür. Özellikle et, süt ve balık gibi protein kaynakları tüketilmediği için vücutta B12 vitamini, demir, fosfor, omega 3 yağ asidi eksiklikleri görülür.
  • Protein ihtiyacı yeterince karşılanamadığı durumda kas kütlesinde kayıplar görülür. 
  • Vitamin ve mineral eksikliklerine bağlı sinir sisteminde hasar oluşma riskinin artmasına neden olur. 

Alkalin Diyeti İçin İpuçları Nelerdir?

Alkali diyete yeni başlayanlar için dikkat edilmesi gerekenler ve ipuçları aşağıda sıralanmıştır. 

  • İşlenmiş yiyeceklerin tüketimi kısıtlanmalıdır. 
  • Yemek yerken lokmalar uzun uzun çiğnenmelidir. 
  • Mevsimi olmayan meyve ve sebzeler için mevsiminde hazırlık yapılmasına özen gösterilmelidir.
  • Zeytinyağı ve ceviz  gibi sağlıklı yağ alternatifleri tercih edilmelidir. 
  • Sabah uyanıldığında limonlu su içilmesi tavsiye edilir.
  • Vitamin ve minerallerden yüksek yararlanım için organik besinlere yer verilmelidir. 
  • Sebzelerin pişme süresi besin değerlerinin düşmesine neden olur. Bu sebeple çiğ tüketmeye dikkat edilmelidir. 
  • Günlük yeterli su tüketimine özen gösterilmelidir. 
  • Besinler tüketilmeden önce pH seviyesine mutlaka dikkat edilmelidir. 
  • Kahve, çay ve asitli içecekler tercih edilmemelidir. 

1. Daha Fazla Sebze ve Meyve Yiyin

Günlük en az 5 porsiyon meyve ve sebze tüketimine özen gösterin. Yeşil gıdalar, sağlığın güçlenmesini ve enerjinin artmasını sağlar. Bunu kolaylıkla sağlamak için öncelikle her öğüne mutlaka salata ekleyin. Makarna sosu hazırlarken brokoli, ıspanak veya kabak gibi besinlerle tatlandırın. Yeşillikleri öğünlerde nasıl kullanacağını bilemediğinizde buharda haşlama yöntemini deneyin.

2. Soda Alımını Azaltın veya Tamamen Ortadan Kaldırın.

Sodanın pH’ ı oldukça düşüktür. Bu nedenle soda yerine maden suyu tüketmeye özen gösterin. Bu noktada maden suyu ve sodayı ayırt etmek çok önemli. Eğer suyun içerisine karbondioksit eklenirse soda olmuş olur. Maden suyu ise yerin altından çıkarılan mineralden zengin su çeşididir. Bu durumda soda yerine maden suyu tüketmek alkali diyet için uygun olacaktır. Ancak her ihtimale karşı mide hassasiyetiniz varsa maden suyu tüketmeden önce uzmana danışmanız önerilmektedir.

3. Rafine Karbonhidratları, Kabaklarla Değiştirin.

Rafine karbonhidrat yerine kabak gibi sebzeleri öğünlere ekleyin. Özellikle pancar, kabak, fesleğen, roka, havuç, zencefil, brokoli, salatalık, pırasa, bamya, turp, kırmızı lahana ve lahana gibi sebzeler yüksek alkali özelliği göstermektedir.

4. Suyunuza Taze Limon Ekleyin

Limon ve diğer turunçgillerin asidik özelliğinin yüksek olduğu düşünülmektedir. Ancak vücudu alkalileştirme özelliğine sahiptir. Özellikle limonun alkalileştirme etkisi yüksektir, alkali diyet sürecinde suyunuza taze limon eklemeyi unutmayın.

5. Sebzeleri Az Pişirin

Alkali diyet sürecinde meyve ve sebze tüketimi arttırılmalıdır. Ancak diyette tüketilen sebzeleri pişmiş olarak değil çiğ olarak tercih edin. Bunun sebebi ise çiğ olarak tüketilen sebze ve meyvelerin su içeriğinin daha yüksek olmasıdır. Bu nedenle sebzelerin olabildiğince az pişirilmesine özen gösterin. 

6. Günlük Yüksek Mineralli Kaynak Suyu İçin

Kaynak suyun vücuda birçok faydası vardır. Ph seviyesi normal sudan daha yüksektir. Bu nedenle vücudun pH seviyesinin yükselmesine yardımcı olur. Bununla beraber iyi bir mineral kaynağıdır. Özellikle kalsiyum, sodyum, magnezyum ve potasyum minerallerinden zengindir. 

Kaynak suyu normal suya oranla daha iyi bir hidrasyon sağlar. Dehidrasyonun neden olduğu böbrek yetmezliği, sıcak çarpması, tükenmişlik hissi ve baş ağrısının önüne geçer.

mineralli su

7. Hayvan Etinden Alınan Proteini Sınırlayın

Sığır eti, tavuk eti ve domuz eti gibi hayvansal etlerden alınan proteini sınırlandırın. Günlük 1 porsiyondan daha az tüketmeye özen gösterin. Hayvansal protein kaynakları yerine bitkisel protein kaynaklarını tercih edin. 

8. Tarçın, Zencefil, Diğer Otlar ve Baharatları Listeye Ekleyin

Bazı baharatların pH değerleri 7’nin üzerindedir, bu sebeple alkali baharatlar olarak kabul edilir. Örneğin tarçın, karabiber, acı biber, zencefil, köri, adaçayı ve nane alkali baharatlardandır.

En merak edilenlerden biri olan tarçının pH’ ı 8 ila 10 aralığındadır. Tuz ise nötr olarak kabul edilir yani ne asidiktir ne de alkalidir. Hardal ve hindistan cevizinin pH’ ı diğerlerine oranla daha düşüktür ancak yine de asidik değildir. 

Öğünlerinizdeki yemekleri lezzetlendirirken alkali baharatları tercih edin. Sebze hazırlarken zencefil ya da acı biber ile tatlandırın. 

9. Ürünlerin Ph Değerlerini İnceleyin

Beslenme programınıza yeni yemekler ve yeni lezzetler eklerken mutlaka ph’larını kontrol edin. Besinlerini değiştirirken vücudunuzu nasıl etkilediğine hakim olun. 

İdrar pH’ını düzenli olarak takip edin. Sabah ölçeceğiniz idrar pH’ını 6 saat uyku sonrasında ölçün. Ölçtüğünü pH’ın 6.5 ila 7.5 arasında olması doğru aralıkta olduğunu gösterir.

10. Diyetinizi Yüksek Kaliteli Bir Multivitamin-Mineral Kompleksi İle Tamamlayın

Diyetinize kaliteli ve besin değeri yüksek besinler ekleseniz de multivitamin ve minerallerle destekleyin. Her zaman mükemmel listeleri uygulamanız mümkün olmayabilir. Bu gibi durumlarda beslenme programlarınızda vitamin ve mineral takviyelerinden faydalanın.

Bir Alkali Diyetine Nasıl Başlanır?

Alkali diyete başlamak için önceden öğünlerin planlamasını yapın. Nişasta, kırmızı et ve işlenmiş besin tüketimini en aza indirin. Bunun yerine alkali besinler olan meyve ve sebze tüketimine özen gösterin. 

Alkali özellik gösteren besinler tüketildiğinde kan daha alkali, asidik özellik gösteren besinler tüketildiğinde ise kan daha asidik hale gelir. Et, kümes hayvanları, deniz mahsülleri, yumurta, tahıl ürünleri, alkol gibi besinler asidik gıda olarak kabul edilir. Meyve, sebze, baklagil ve yağlı tohumlar alkali olarak kabul edilir ve diyette tavsiye edilir. Bununla beraber doğal yağ, şeker ve nişastalar nötr besinlerdir. Alkali diyet süresince kahve ve şarap gibi içecekler ölçülü olarak tüketilir.

Alkali Diyetinde Yiyebileceğiniz Yiyecekler Nelerdir?

Alkali diyette pH değeri yüksek ve alkalik besinlerin tüketimi serbesttir. Meyve, sebze, soya fasulyesi, yağlı tohumlar, soya peyniri ve baklagiller alkalik özellik gösteren besinlerdir. Beslenme programı oluşturulmadan önce besinler alkali oranlarına hakim olunmalıdır. Alkali derecelerine göre besinler aşağıda listelenmiştir. 

  • Çok Düşük Oranda Alkali Olan Besinler

Yaban mersini, kinoa, muz, frenk üzüm, salatalık, pancar, brüksel lahanası, marul, avokado yağı, kinoa, kuru üzüm, çilek, keten yağı, bamya ve portakal çok düşük alkali besinlerdendir. 

  • Düşük Oranda Alkali Olan Besinler

Kabak, karnabahar, badem, kiraz, patlıcan, avokado, enginar, bıldırcın yumurtası, yumurta sarısı, armut, patates, lahana, kara lahana, turp, yeşil çay ve mantar düşük alkali besinlerdendir.

  • Orta alkali besinler

Kayısı, kuşkonmaz, elma, kavun, taze fasulye, brokoli, narenciye, greyfurt, roka, kaju fıstığı, soya sosu, kivi, zencefil, havuç ve sarımsak orta derece alkali özellik gösteren besinlerdendir. 

  • Yüksek Oranda Alkali Besinler

Limon, mercimek, karbonat, maden suyu, şeftali, ananas, soğan, şeftali, ahududu, deniz yosunu, karpuz, mandalina ve tatlı patates yüksek oranda alkali besinlerdendir. 

Alkali Diyetinde Uzak Durmanız Gereken Yiyecekler Nelerdir?

Alkali diyet süresince pH değeri düşük ve asidik besinlerden uzak durulmalıdır. Süt ve süt ürünleri, yumurta, et, balık, tahıl ürünleri, paketlenmiş gıdalar, işlenmiş gıdalar ve konserve ürünlerin asiditesi yüksek olduğu için tüketilmesi yasaktır. Asit derecelerine göre besinler aşağıda listelenmiştir. 

kuru meyve
  • Çok Düşük Asidik Besinler

Esmer pirinç, tereyağı, börülce, hindistan cevizi, kanola yağı, köri, kuru meyveler, bakla, bal, keçi peyniri, koyun peyniri, kabak çekirdeği, incir, ıspanak, sakatatlar ve ayçiçek yağı çok düşük oranda asidik besinlerdendir.

  • Düşük Asidik Besinler

Hindi eti, badem yağı, domuz eti, balzemik sirke, koyun eti, pazı, erik, domates, barbunya, kırmızı fasulye, kuru fasulye, buğday, susam yağı, kabuklu balık türleri, soya peyniri, beyaz pirinç ve vanilya düşük oranda asidik besinlerdendir. 

  • Orta Asidik Besinler

Süzme peyniri, tavuk eti, kızılcık, mısır, bezelye, yulaf kepeği, midye, hardal, ketçap, yer fıstığı, makarna, kalamar, bakliyat, nar, dana eti, çavdar, soya sütü ve kuru erik orta asidik besinlerdendir.

  • Yüksek Asidik Besinler

Esmer şeker, arpa, sığır eti, yapay tatlandırıcı ürünleri, kakao, kızartma besinler, beyaz un ve beyaz undan yapılmış her şey, şekerli meyve suları, dondurma, kepekli besinler, reçel, likör, şerbetçi otu, şeker, tuz, maya, yoğurt, fındık ve ceviz yüksek asidik besinlerdendir.

Alkalin Diyet Hakkındaki Gerçekler Nelerdir?

Alkali diyet hakkında yapılan araştırmaların hiçbirinde kan pH yükseltici etkisi kanıtlanmamıştır. Bununla beraber yapılan bazı araştırmalar diyetin sağlığı iyileştirdiğini öne sürerken bazıları pH değişikliğinin tehlikeli olabileceğini göstermektedir. 

Alkali diyet hakkında iddia edilen bilimsel araştırmalar aşağıda sıralanmıştır.

  1. Kilo kaybı için kalori açığı yaratmak gerekir. Alkali diyet, kalorisi düşük olma eğilimine sahiptir. Bu nedenle kilo kaybına yardımcı olabilir.
  2. 2017 yılında yapılan bir araştırmada, asidik besinlerin böbrekleri zorladığı kanıtlanmıştır. Düşük asitli besinler böbrek hastalığının semptomlarını iyileştirebilir ancak bunun için alkalik diyet uygulamak yerine asiditesi yüksek olan besinler kısıtlanabilir.
  3. Alkali diyet savunucuları, diyetin kanseri önleyebileceğini iddia etmektedir. Ancak bu iddiaları destekleyen bilimsel kanıt bulunmamaktadır. 2010 senesinde yapılan bir araştırmada; C vitamini, A vitamini ve liften zengin Akdeniz beslenme modelinin kanser riskini azaltabileceği bulunmuştur.
  4. Alkali diyet, yağ ve kaloriden fakirdir. Bu sayede sağlıklı vücut ağırlığını destekler. Kırmızı et ve işlenmiş et tüketimini kısıtlamak kalp damar hastalığı riskinin azalmasını sağlar.
  5. Diyet savunucuları, beslenme programına alkali minerallerin eklenmesi sırt ağrısı belirtilerinin azalmasini desteklediğini söylemektedir. Ancak alkali beslenmenin doğrudan kronik ağrıyı azalttığını gösteren kanıtlar yetersizdir. 

Alkali Diyeti Sağlıklı Bir Diyet Olarak Kabul Edilir mi?

Alkali diyet son senelerde popülerliği artan bir beslenme programıdır. Akademik çalışmalarda sık sık incelenmesine karşın vücut sağlığı üzerine etkileri halen kanıtlanmamıştır. Doğru sonuçlar elde etmek için denge sağlamanın şart olduğu düşünülmektedir. Vücut pH’ının dengede kalması için ne alkali olması ne de asidik olması gerekmektedir. Dengeyi sağlamak için diyetisyen ve uzmana danışmak önerilmektedir.

Alkalin Diyeti Denemeye Değer mi?

Alkali diyetin kemik sağlığını desteklediğini, kanseri tedavi ettiğini veya önlediğini ya da vücut enerjisini artırdığını gösteren herhangi bir bilimsel kanıt bulunmamaktadır.

Bununla beraber alkali diyette önerilen besinler sağlıklı olma eğiliminde olduğu için denemeye değer olarak görülebilir. Herhangi bir sağlık sorunu olmayan, kronik hastalığı nedeniyle özel bir diyete devam etmesi gerekmeyen kişiler dengeli beslenme programı çerçevesinde deneyebilir.

Alkalin Diyeti Pahalı mı?

Alkali diyet, bazı besinleri sınırlandırırken bazı besinlerin tüketimini vurgular. Bu sebeple ek bir maliyeti olmaz. Normal market maliyetiyle yaklaşık olarak aynı olacaktır.

Alkalin Diyet Kimler Yapmalı?

Sağlıklı yağlı tohumları ve tahıl ürünlerini kısıtlamayan alkali diyetin daha az kısıtlı bir versiyonu, genel vücut sağlığı için faydalı olabilir. Bitki bazlı besinler, kalp damar hastalığı, diyabet ve inme gibi birçok hastalığa karşı koruyucu olduğundan kişilere önerilebilir. 2019 yılı Ocak ayında yayınlanmış bir makalede, böbrek hastalığı olanlar için mutlaka alkali diyet  değil bitki bazlı diyetin önerilmesi gerektiği vurgulanmaktadır. 

Bununla beraber kronik hastalığa bağlı takip etmesi gereken bir beslenme programı olmayanlar alkali diyeti deneyebilir.

Yeni Başlayanlar İçin Alkalin Dostu Tarifler Nelerdir?

Yeni başlayanlar için alkalin dostu tarifler aşağıda verilmiştir. 

  • Çilek ve Chia Tohumlu Kinoa

Çilek ve chia tohumlu kinoa için gereken malzemeler sırasıyla 1 su bardağı pişmiş kinoa, 1.5 su bardağı hindistan cevizi sütü, 5 yemek kaşığı chia tohumu, yarım bardak çilek, 2 orta boy hurma, 2 yemek kaşığı badem ve 2 yemek kaşığı ince kıyım hindistan cevizidir. 

Çilek ve chia tohumlu kinoa hazırlamak için bir gece önceden çilek, süt, kinoa ve hurmayı kıvam alana kadar blend edin. Karışımı kavanoza alın ve chia tohumlarını ekleyin. İyice karıştıktan sonra kapağı kapalı olacak şekilde kavanozu buzdolabında bir gece bekletin. Sabah üzerine hindistan cevizi veya badem ekleyerek tüketebilirsiniz.

  • Tuzlu Tatlı Salata

Salata için gereken malzemeler sırasıyla 1 orta boy marul, ince dilimlenmiş avokado, ince dilimlenmiş salatalık, 1 kase nar ve ¼ su bardağı antep fıstığıdır. 

Salatanın sosu için gereken malzemeler sırasıyla ¼ su bardağı elma sirkesi, ½ su bardağı zeytinyağı ve ince kıyım 1 diş sarımsaktır. 

Tatlı tuzlu salata hazırlamak için öncelikle marulları ince ince bir kaseye doğrayın. Kalan tüm malzemeleri marula ilave edin. Sosu için gereken malzemeleri ayrı bir kapta birleştirdikten sonra salatayla karıştırın. 

  • Lahanalı Pesto Soslu Kabak Makarna

Lahanalı pesto soslu kabak makarna için gereken malzemeler sırasıyla 1 orta boy lahana, ½ su bardağı zeytinyağı, 2 su bardağı taze fesleğen, ½ su bardağı ceviz, 2 orta boy taze sıkılmış limon, ince dilimlenmiş kabak, ıspanak yaprağı, sarımsak, domates, karabiber ve deniz tuzudur.

Lahanalı pesto soslu kabak makarna hazırlamak için spagetti görünümüne gelmesi için kabakları ince dilimleyin. Ardından spagetti kapakları buharda pişmeye bırakın. Lahanaları ince kıyarak kabak spagettinin yanına koyun. Ispanak, sarımsak ve domatesi makarnaya ekledikten sonra kalan malzemeleri blen edin ve sos olarak makarnaya dökün.

  • Kırmızı Meyvelerle Smoothie

Kırmızı meyveli smoothie için gereken malzemeler sırasıyla 2 su bardağı ıspanak, 1 su bardağı kırmızı meyve, 2 su bardağı badem sütü, 1 orta boy muz, 1 yemek kaşığı chia tohumu ve 3 yemek kaşığı badem yağıdır. 

Kırmızı meyveli smoothie hazırlamak için öncelikle  blenderda ıspanak ve badem sütünü karıştırın. Ardından chia tohumu haricindeki tüm malzemeleri karışıma ekleyin. Blenderda karıştırmaya devam edin. En son karışımı bir kaba boşaltın ve üzerine chia tohumunu ekleyin. 

  • Elma ve Cevizli Yulaf

Elma ve cevizli yulaf için gereken malzemeler sırasıyla 2 su bardağı glutensiz yulaf, 1.5 su bardağı hindistan cevizi sütü, 1 su bardağı doğranmış yeşil elma, ⅓ su bardağı badem yağı, 1 çay kaşığı tarçın ve yarım su bardağı cevizdir.

Elma ve cevizli yulafı hazırlamak için öncelikle süt ve yağı karıştırın. Daha sonra tarçın, elma ve cevizi ekleyin. 

  • Izgara Somonlu Buharda Sebze

Izgara somonlu buharda sebze için gereken malzemeler sırasıyla 1 orta boy soğan, 1 adet sarımsak, 2 adet havuç, 1 demet dereotu, brüksel lahanası, zeytinyağı, 2 orta boy biber, 500 gram somon fileto ve tuzdur. 

Izgara somonlu buharda sebzeyi hazırlamak için soğan ve biberleri jülyen olacak şekilde doğrayın. Diğer sebzelerle beraber sarımsaklı zeytinyağında soteleyin. Somonu tuzla marine edin ve ızgara tavada pişirin. Ocaktan alın ve sebzelerle servis edin.

Alkalin Diyet Yaparken Kaç Kalori Tüketebilirsin?

Alkali diyet, kalori hesabı üzerine kurulu bir beslenme programı değildir. Diyetin temeli, tüketilen besinlerin pH’ına dayanır. Beslenme programına alkalik besinler dahil edilirken asidik besinlerin tüketimi kısıtlanır.

Vücudun Alkali İçin İlk Tepkisi Nelerdir?

Yapılan araştırmalara göre asidik ya alkalik besinleri tüketmek kan pH’ını etkilememektedir. Tüketilen besinler yalnızca idrar pH’ını etkiler. Asiditenin saptanması için temel ölçüm idrar ya da tükürükten yapılmaktadır. Evde yapılan üriner pH testleri her zaman doğru cevabı vermemektedir.

Alkalin Diyeti İçin Önerilen Zaman Çerçevesi Nedir?

Alkali diyet için önerilen bir zaman aralığı bulunmamaktadır. Etkili sonuç almak ve olumsuz etkilerinden korunmak için uzman eşliğinde uygulaması önerilmektedir. 

Alkali diyetin temel prensibi idrar pH takibine dayanır, bu nedenle düzenli pH kontrolü ile diyetin zaman çerçevesi belirlenmelidir.

Doktorlar Alkalin Diyeti Hakkında Ne Söylüyor?

Uzmanlar, porsiyon kontrolü sağladığında alkali beslenmenin kilo kaybı üzerinde etkili olabileceğini söylemektedir. Kilo kaybını sağlamak için tüketilen besinin çeşidi kadar porsiyonu da önemlidir. Alkali beslenmeyle kilo kaybı hedefleniyorsa, uzman eşliğinde yapılması tavsiye edilir. 

Meyve ve sebzelerden zengin beslenme programları beyin fonksiyonlarını düzenler ve kalp sağlığını olumlu etkiler. Ancak bunun sebebinin alkali diyet olmadığı bilinmektedir. Sonuçların kanıtlanması için daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulmaktadır. 

Yapılan bazı araştırmalarda alkali diyetin kemoterapi ilaçlarını olumsuz etkilediği bulunmuştur. Bununla beraber alkali diyetin kanseri önlediği kanıtlanmamıştır. Kanser geçmişi olan kişilerin alkali diyet uygulamadan önce uzmana danışması önerilmektedir.

Alkalin Diyeti Belirli Koşullar İçin İyi mi?

Alkali diyette genellikle yüksek kalorili besinlerden, yağlı gıdalardan uzak durulurken meyve ve sebze tüketimi artırılır. Aynı zamanda sodyumdan zengin hazır besinlerin tüketimi kısıtlanmaktadır. Et çeşitlerinin asiditesi yüksek olduğu için tüketimi sınırlandırılır. Bu sayede kalp damar hastalığı için risk faktörü olan kan basıncının dengelenmesine yardımcı olur ve kolesterolün düşmesini destekler. 

Alkali diyet; sağlıklı kiloya ulaşmak ve osteoartrit ve diyabetten korunmak için önemlidir. 

Ancak kanser geçmişi olan kişilere alkali diyet önerilmemektedir. Bazı araştırmalara göre bunun sebebi diyetin kemoterapi ilaçlarını olumsuz etkilemesidir. 

Ph Seviyelerinin Vücuda Etkisi Nedir?

Ph, elementteki hidrojenin ne kadar aktif olduğunu belirten potansiyel hidrojen anlamına gelmektedir. İnsan vücudunun pH’ ı 7,4 civarıdır. Aralığın normal seyretmesi, vücudun normal fonksiyonlarda çalışması için önemlidir. Tüketilen her besinin ayrı pH seviyeleri vardır. Çok asidik ya da çok alkali besinler tüketildiğinde vücut dengeyi korumak için sürekli çalışır haldedir. Bu süreç, vücudun çevreye karşı denge kurmaya çalıştığı hücresel homeostaz olarak adlandırılır. Alkali ve asitliği yüksek olan besinler tüketildiğinde vücudun hassas dengesinde bozulmalar görülebilir. Vücut dengesi sağlanamadığında bakteri, maya, parazit, virüs ve mantar gelişimine yol açabilir. 

İnsan vücudunun yaklaşık olarak %70’i sudan meydana gelir. H2O’ nun vücut pH’ ında oldukça etkili olmasının sebebi de budur. Tüketilmesi önerilen suyun pH seviyesi 7,2 ila 7,8 arasında olması, vücut sağlığı için ideal olarak kabul edilir. 

Ph Seviyelerinin ve Alkalin Diyetinin Bağlantısı Neydi?

Alkali beslenme programı, idrar ve kan dahil olmak üzere vücut sıvılarının ph’ ını dengelemek için tasarlanmış beslenme programıdır. Diyetin temelinde yer alan tüketilen besinlerin vücut asitliğini ve alkalitesini değiştirmesidir. Alkali beslenme süresince tüketilen her besinin pH’ ı takip edilmelidir. 

Uzmanlar, kan pH’ ının 7.3 ila 7.4 arasında olması gerektiğini söylemektedir. Alkali özellik gösteren besinler tüketildiğinde kan daha alkali, asidik özellik gösteren besinler tüketildiğinde ise kan daha asidik hale gelir. Et, kümes hayvanları, deniz mahsülleri, yumurta, tahıl ürünleri, alkol gibi besinler asidik gıda olarak kabul edilirken meyve, sebze, baklagil ve yağlı tohumlar alkali olarak kabul edilir. Bununla beraber doğal yağ, şeker ve nişastalar nötr besinlerdir. 

0
diyet

Yorumlar (0)

Yorum Yapın

0 / 300

Okumaya Devam Edin